Dolar

32,5960

Euro

34,7835

Altın

2.496,23

Bist

9.449,99

Bize bu masalları kim anlattı?

Keloğlan'ın Altay mitolojisinden geldiğini biliyor musunuz. Peki Cin Ali karakterinin babasını veya Nasrettin Hocanın gerçekte yaşayıp yaşamadığını?

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-03-06 20:16:40

Bize bu masalları kim anlattı?

Türk masalı denince akla ilk Keloğlan ve Nasrettin Hoca geliyor. Belli bir dönem nesillere ışık tutup onların hayal dünyasına kazınan kahramanların etkisi bugün de kendisini hissetiriyor.

Peki hemen herkesin gönül verdiği bu karakterler nasıl bir misyona sahipti ve onlar hakkında az da olsa bir bilgi sahibimiyiz?
Gelin birlikte bir döneme damgasını vuran karakterlere göz atalım:

Keloğlan ve Altay mitolojisi

Keloğlan masallarını bilmeyeniniz yoktur. Çok fazla hikayesi ve masal kitapları bulunan bu karakter çocukların hafızasında önemli bir yer edinmiş durumda. Altay mitolojisinin ortak figürlerinden biri olarak tanınıyor. Bazı lehçelerde kullanılan keloğlan adının tabirine göre,”Keloğlan” adının “Kaloğlan, Kalca, Kelce” şeklinde kullanıldığına da rastanmakta.
Karakter, fakir bir karı kocanın, bazen yalnızca fakir bir kadının çocuğu olarak anlatılmaktadır. Bazı hikayelerde ise bu karakter fakir ninesi ile birlikte yaşamaktadır. hikayelerin ilk bölümlerinde genellikle tembel ve beceriksiz olarak anlatılsa da ilerleyen kısımlarda oldukça cesur, dürüst ve becerikli bir karakter olduğunu görmekteyiz

Nasrettin Hoca gerçek karakter mi?

Nasreddin Hoca Anadolu Selçukluları döneminde Akşehir ile Hortu çevresinde yaşamış önemli bir figür.Hazır cevaplı ve mizah anlayışı ile haiz bir bilge olarak aksettirilen hikayeleriyle tanınan, bir bilge şahıs olarak karşımıza çıkıyor. Nasreddin Hocanın gerçekten de yaşamış olan bir kişi olup olmadığı konusunda farklı görüşler var.Nasreddin Hoca'nın gerçekte yaşamış olan bir kişi olduğuna dair çeşitli belgeler bulunmaktadır.
Nasreddin Hoca 1208'de Hortu Köyü'nde doğmuş. Temel eğitimini almasının ardından Sivrihisar'da bir medrese eğitimi almış. Babasının ölmesi ile köyüne dönmüş ve burada imamlık görevine başlamış. Bir dönem sonra ise Akşehir'e göç etmiş. Burada derviş olmuş ve Yesevilik, Rufailik ve Mevlevilik yollarında mensup olmuş.1284 senesinde Akşehir'de ölmüş ve türbeye gömülmüş.

Eşeğe ters binmenin hikmeti

Nasrettin Hoca'nın eşeğe ters binişine dair rivayet ise şöyle:
Bir gün Hoca, eşeğine binerek , arkasına takılan bir kısım insanlarla birlikte, camiden eve dönerken birdenbire durur, hayvandan iner ve yüzü insanlara dönük olarak eşeğe ters biner, yani semere ters oturur. Bunu görenler yaptığı hareketin nedenini sorarlar.

Hoca şöyle der: Düşündüm taşındım, eşeğime böyle binmeye karar verdim çünkü saygısızlığı hiç sevmem. Siz önüme düşseniz, arkanızı bana dönmüş olacaksınız; usulsüzlük saygısızlık olur. Ben önde gitsem, size arkamı çevirmiş olacağım ki bu da doğru değildir. Böyle ters bindiğim zaman ise hem ben önünüzden giderim, siz de ardımdan gelmiş olursunuz; hem de karşı karşıya bulunuruz...

 Cin Ali'yi hatırladınız mı?

cin

Cin Ali de milletin hafızasında derin bir yer etti.
Rasim Kaygusuz'un çocuklara okumayı kolayca öğretmek ve sevdirmek için hazırladığı hikâye kitaplarının çizgi karakteri. Cin Ali kitaplarının çizimleri ise Selçuk Seğmen tarafından yapılmıştır. 1968 yılında yayınlanmaya başlayan Cin Ali Hikâye Kitapları, kısa sürede tanınmış ve çok sevilmiştir. Cin Ali düşüncesiyle, karakteriyle ve ruhuyla eğitim tarihimize ve duygularımıza damgasını vurdu.
Serinin ilk kitabı, kısa ve kolay sözcüklerden oluşan tümcelerden oluşmakta. Her kitap bir öncekinden zor, bir sonrakinden kolay.

Cin Ali'nin babası kim?

Cin Ali'nin Babası” Öğretmen Rasim Kaygusuz, 1926 yılında Ankara'nın Ayaş ilçesine bağlı Yenikayı Köyü'nde doğdu. 1944'te Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nü, 1956'da Gazi Eğitim Fakültesi Pedagoji Bölümü'nü bitirdi. Köyünün ilkokulunda öğretmenlik yapmaya başladığında henüz 18 yaşındaydı.

En çok birinci sınıf öğretmenliği yapmayı seven Rasim Kaygusuz, öğrencilerine okuma-yazma öğretmekten büyük keyif alıyordu. Birinci sınıflara 17 yıl boyunca öğretmenlik yapmasının ardından, çocukların okumayı öğrenmesine yardımcı olacak bir kitap yazmaya karar verdi ve bir süre sonra, hazırladığı kitap taslağını ilk olarak eşi Remziye Hanım'a ve kızları Nesrin ile Nevin'e okuttu.Kitabın adını Cin Ali koymuştu. İlk kitap en basit öyküleri içeriyor, iki-üç harflik sözcüklerden ve kısa hecelerden oluşuyordu.

Ülkenin her yerine yayıldı

Cin Ali kitapları, Rasim Kaygusuz'un daha önce tasarlayıp hazırladığı Çözümlü Alfabe, Oyunla Okuma Öğretimi, Resimli ve Hareketli Fişler, Çarpma ve Sayma Öğretimi gibi çalışmalarını tamamlayan çok başarılı bir seri haline geldi.Çok sevilen ve kısa sürede benimsenen Cin Ali kitapları, Türkiye'nin her köşesine erişmeyi başaran nadir eserlerden biri oldu; televizyon ve gazetenin bile erişemediği uzak köylerde bile Cin Ali okunuyordu.

Bu sırada Rasim Kaygusuz hem öğretmenlik mesleğini sürdürüyor, hem de kitapları tanıtmak için okulları dolaşıyordu. O artık “Cin Ali'nin Babası” olarak biliniyor, gittiği okullarda da böyle karşılanıyordu.Rasim Öğretmen, görev süresini doldurunca emekli oldu. Cin Ali Yayınları artık Ulus'taki adresindeydi.3 Aralık 1988'de vefat etti

 

Haber Ara