Dolar

32,3371

Euro

35,1949

Altın

2.246,88

Bist

8.718,11

'Biz bize yettik mi Türkiye?'

Yazar Mehmet Yavuz, Türk ekonomisinin pandemi sürecindeki mücadelesini konu alan bir yazı kaleme aldı.

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-07-02 13:51:54

'Biz bize yettik mi Türkiye?'

Yazar Mehmet Yavuz Timetürk'e özel yazdığı yazıda "Pandemi sürecinde yaşanan gelişmelerle ilgili ne pembe ne de karamsar bir tablo çizilmemeli...'Bizbize yeteriz Türkiye'nin daha da yeterli olması için bazı adımların daha atılması gerekmez mi?" yorumunu yaptı.

İşte o yazı:

Türk ekonomisi pandemi sürecinde bir nevi sınavdan geçiyor. Ekonomimizin ne derece iyi olduğu, alım gücünün artmaya devam ettiği, enflasyonla mücadelede önemli mesafe alındığı, faizlerin belinin kırıldığı ya da istihdamda başarılı bir artış yaşandığı şeklinde pembe tablolar çizmeye gerek yok.

Aynı şekilde; firmaların bir bir kepenk indirdiği, insanların ticarete güveninin azaldığı, piyasaların kan ağladığı gibi felaket senaryolarına da sürüklenmemek lazım.

Siyasi söylemlerde olduğu gibi "ya iyi ya kötü" çıkarsımları ekonomi için geçerli olmamalı.

Bütün dünya piyasalarında olduğu gibi ülkemiz piyasalarında da iyi ile kötü giden istatistiki veri ve değerlendirmeler söz konusu.

Keza bütün sektörlerin aynı süreçte ya iyi ya kötü gitmesi beklenemez.

Bir sektör iyi giderken diğer bir sektör aksi yönde olumsuz bir gidişat gösterebilir.

Burada aslolan reel piyasalarda yaşananların iyi analiz edilmesi ve ileriye dönük çıkarsımlarda bulunurken siyasetçi mantığı ile değil bir uzman, bir analist bir ekonomist gözlüğü ile süreci okuyabilmektir.

Kısacası Türk ekonomisindeki verileri ne kadar az siyasete bağımlı kılarsak o derece başarı şansı elde etmiş oluruz.

Bugün ülkemizin en önemli sorunlarından birisi işsizlik. İşsizliğin azaltılması noktasında mesafe almak adına sivil toplum kuruluşları ile birlikte ekonomi yönetimi mücadeleye soyunmuş durumda. Başarı şansını ister büyük görün isterseniz yetersiz. Ama bu adımların atılmış olması gözden ırak tutulmamalı.

Enflasyonla mücadelede faiz endeksli verilen baskılama mücadelesi de anlamlı. Pandemi sürecinde büyük şirketler ve istihdamı sırtlayan kesimler başta olmak üzere onlara yapılan maddi katkı kaydadeğer. Son olarak KOBİ'lere yönelik açılımlar da anlamlı.

Bu arada bireysel anlamda tüketici bazlı, ve özel şirketlere yönelik adımlarda fazla mesafe alındığı söylenemez.

Pandemi nedeniyle işinden olan, katkı alamayan, evine ekmek götürümez durumda kalan, iş garantisi ve güvencesi olmayanlara dair açılımların ise ekonomi yönetimi tarafından tam desteklendikleri de söylenemez.

Bizim devlet geleneğimizde ne yazık ki kamu, özel sektörün birkaç adım önünde durmaktadır. Kamu işçisi özeldekine göre daha fazla hak sahibidir. Kamu personeli maaşından tutun diğer tüm haklarına kadar özeldekinden daha fazla güvenceye sahiptir.

Bahsettiğimiz pandemi döneminde de bu aksaklıkların ortaya çıktığını gördük.

Pembe tablo çizmek ya da kara bulutlar taşımak bir yana. Pandemi sürecinde en çok kim kaybetti derseniz.

Elbette özel sektör ve özel sektör çalışanları. Yani tekstilde çalışanlar, inşaat işçileri, özel şirket personelleri, serbest meslek sahipleri ve günlük kazancını alıp evine götürenler.

"Bizbize yeteriz Türkiye"nin daha da yeterli olması için bazı adımların daha atılması gerekmez mi?

 

Haber Ara