Dolar

32,5475

Euro

34,8267

Altın

2.430,30

Bist

9.715,61

Bayrağın gönderden hiç inmediği yer: Anıtkabir

Anıtkabir'de dalgalanan Türk bayrağı, bayrak değişim töreniyle haftalık değiştiriliyor- Değişim sırasında yeni bayrak göndere çekildikten sonra diğer bayrak indiriliyor, böylece gönderden bayrak indirilmeden değişim gerçekleştiriliyor- Gönderden indirilen bayrak onarılarak okullara gönderiliyor

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-11-09 12:45:16

Bayrağın gönderden hiç inmediği yer: Anıtkabir
SARP ÖZER / SİNAN USLU - Anıtkabir'de dalgalanan Türk bayrağı, törenle haftalık olarak değiştiriliyor. Değişim sırasında yeni bayrak göndere çekildikten sonra diğer bayrak indiriliyor, böylece gönderden bayrak indirilmeden değişim gerçekleştiriliyor.

Anıtkabir'in Çankaya yönündeki 28 basamaklı tören meydanına giriş merdivenlerinin ortasında dalgalanan Türk bayrağının değişimine ilişkin gelenek sürdürülüyor.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir'de dalgalanan bayrak, yıllardır gönderden indirilmeden değiştiriliyor.

Anıtkabir Komutanlığının tören mangası tarafından gerçekleştirilen bayrak değişim töreninde, yeni bayrak göndere çekildikten sonra diğer bayrak indiriliyor. Böylece yıpranan bayrağın, gönderden hiç indirilmeden değişimi yapılıyor.

Gönderden indirilen bayrak da onarılarak, Türkiye'deki okullara gönderiliyor.

- Atatürk'ün ebedi istirahatgahı

Atatürk'ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir, 750 bin metrekarelik alanda bulunuyor. Alanın 120 bin metrekaresini anıt bloğu oluştururken geri kalan kısmı Barış Parkı'ndan meydana geliyor.

Anıtkabir'e Tandoğan tarafından girildiğinde ziyaretçileri kadın ve erkek heykel grupları karşılıyor. İstiklal Kulesi'nin önündeki ulusal kıyafetler giymiş üç kadın heykeli ile Hürriyet Kulesi önündeki üç erkek heykeli ayrı anlamlar taşıyor.

Anıtkabir'de simetrik olarak yerleştirilen on kule, yapı bakımından aynı özellikleri barındırıyor. Üzeri piramit şeklinde çatılarla örtülü kulelerde Türk çadırlarında görülen tunç mızrak ucu bulunuyor. Tavanlarında Türk kilim desenlerinden alınan geometrik süslemeler, iç duvarlarında kulenin adıyla ilgili bir kompozisyon ve Atatürk'ün sözleri yer alıyor.

- Aslanlı Yol'un ilginç özelliği

Ziyaretçiler Atatürk'ün mozolesine çıkmadan önce 262 metre uzunluğundaki Aslanlı Yol'dan geçiyor. Yol, aralarında 5'er santimetre boşluk bulunan asimetrik döşenmiş taşlardan oluşuyor. Yolun asimetrik taşlarla döşenmesinin amacının ziyaretçilerin yere bakarak yürümesini ve Atatürk'ün mozolesine başları önde eğik, saygıyla çıkmalarını sağlamak olduğu belirtiliyor.

Yolun iki tarafına dikilen Virginia ardıçları ise şehrin görüntüsünü kapatıp gelenleri ziyarete hazırlıyor. Yoldaki 24 aslan, 24 Türk Oğuz boyunu simgeliyor. Türk tarihinde güç ve temsili simgeleyen aslanların oturur durumda tasvir edilmesi ise Türk milletinin barışa verdiği önemi gösteriyor.

- Bayrak direği 63 yılın ardından değiştirildi

Ziyaretçileri Aslanlı Yol'un sonunda 15 bin kişi kapasiteli tören meydanı karşılıyor. Zeminde 373 halı ve kilim motif süsü bulunuyor.

Anıtkabir'in Çankaya girişinde ise 33 metre 53 santim uzunluğunda bayrak direği bulunuyor. Direk 1946'da ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Nazmi Cemal tarafından hediye edildi.

Yıllar sonra ODTÜ tarafından hazırlanan, meteorolojik nedenlerle direğin yıprandığına ilişkin rapor üzerine, direk, orijinaline göre hazırlanan yeni direkle 28 Ekim 2013'te düzenlenen törenle değiştirildi.

Atatürk'ün mozolesine ise 42 basamaklı merdivenlerden çıkarak ulaşılıyor. Merdivenlerin ortasında Hitabet Kürsüsü bulunurken, mozolenin girişinde Şeref Holü yer alıyor. Holün zemini Adana ve Hatay'dan, duvarlar ise Afyon ve Bilecik'ten getirilen mermerlerle kaplı. 27 kirişten oluşan tavanda ise halı ve kilim desenlerinden oluşan altın yaldızlı mozaik süsler dikkati çekiyor. Holün sonunda Atatürk'ün sembolik lahdi bulunuyor. Buradaki lahit taşı, 40 ton ağırlığında Osmaniye'den getirilen tek parça mermerden oluşuyor.

Anıtkabir'de ayrıca İsmet İnönü'nün lahdi ve tam altında mezar odası, sinevizyon salonu, Anıtkabir Kütüphanesi de yer alıyor.

- Atatürk'ün mezarı Selçuklu ve Osmanlı mimarisi tarzında

Anıtkabir'de Misak-ı Milli Kulesi'nden girilen Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi de bulunuyor.

Dört ana bölümden oluşan müzenin ilk bölümünde Atatürk'ün kullandığı ve yabancı devlet adamlarınca hediye edilen eşyalar, ikinci bölümünde Çanakkale, Sakarya muharebeleri ile Büyük Taarruz'un anlatıldığı panoramalar ve galeriler son bölümünde ise Atatürk'ün kitaplarından 3 bin 123'ünün sergilendiği kısım yer alıyor.

Galeri alanında Atatürk'ün mezar odası da bulunuyor. Lahit taşının tam altına denk gelen bu odada, büyük önder Atatürk'ün mezarı yer alıyor. Selçuklu ve Osmanlı mimarisi tarzında sekizgen planlı olarak yapılan mezar odasına sadece Genelkurmay Başkanlığının izniyle girilebiliyor. Odanın görüntüsü, ziyaret saatlerinde kameralarla kapının önündeki ekranda gösteriliyor.

- Muharebe alanından alınan şarapneller

Müzedeki eserler, Anıtkabir Komutanlığınca özenle korunuyor. Son teknoloji alarm sistemlerinin yanı sıra Atatürk'ün kitaplarının, özel eşyalarının ve balmumu heykellerinin olduğu bölümlerin vitrinleri de özel olarak yaptırıldı.

Darbeye, ateşe dayanıklı vitrinlerde, sürekli nem ölçümü yapılıyor, ışıklandırma özel kablolarla sağlanıyor. Bu sayede ışığın eşyalara zarar vermesinin önüne geçiliyor. Ayrıca vitrinler özel yapısı sayesinde hava da almıyor.

Çanakkale Deniz ve Kara Savaşları'nın anlatıldığı panoramada ise muharebe meydanından getirilen şarapnel parçaları da yer alıyor.

- Kapılar mühürleniyor

Eserlerin korunması için Anıtkabir Komutanlığı personelince büyük özen gösteriliyor. Her bölümdeki personel, görevini büyük bir titizlikle yapıyor.

Müzenin kapanma saati geldiğinde ise bu titizlik bir daha gözler önüne seriliyor. Müzenin kapanış saatinin gelmesiyle personel temizliğe başlıyor. Temizliğin sonunda aralarında nöbetçi amirinin de bulunduğu heyet son kontrollerini yapıyor. Dört bölümden oluşan müzenin kapıları, heyet tarafından tek tek kapatılıyor. Alarm sisteminin çalıştırılmasının ardından kilitlenen kapılar tek tek mühürleniyor.

Müzenin son bölümünden başlayan bu işlem, girişin olduğu Misak-ı Milli Kulesi'ne kadar sürüyor. Misak-ı Milli Kulesi'nin de kapısı kilitlenip mühürlendikten sonra anahtarlar kasaya yerleştiriliyor. Kasanın anahtarı ise bir zarfa konup mühürlenerek, nöbetçi amirine teslim ediliyor.

Müzenin kapıları sabah yine heyet tarafından mühürler tek tek sökülerek açılıyor. Bu özenli uygulama her gün tekrarlanıyor.

Haber Ara