Dolar

32,3617

Euro

35,0289

Altın

2.325,18

Bist

9.131,09

'Bayırbucak'tan Kerkük'e Suriye ve Irak Türkmenlerinin Stratejik Rolü ve Türkiye'nin Güvenliği' paneli

Strateji ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Suriye rejimiyle beraber hareket eden bazı yapıların ateşkes anlaşmasına rağmen tekrardan Halep'e saldırdığını söyledi.

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-12-14 15:57:00

'Bayırbucak'tan Kerkük'e Suriye ve Irak Türkmenlerinin Stratejik Rolü ve Türkiye'nin Güvenliği' paneli
Strateji ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Suriye rejimiyle beraber hareket eden bazı yapıların ateşkes anlaşmasına rağmen tekrardan Halep'e saldırdığını söyledi.

Suriye Türkmen Meclisi ile Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı tarafından "Bayırbucak'tan Kerkük'e Suriye ve Irak Türkmenlerinin Stratejik Rolü ve Türkiye'nin Güvenliği" başlıklı panel düzenlendi. Holiday Inn Hotel Çukurambar'da düzenlenen panelde Ortadoğu'da yaşananlar akademisyenler ve güvenlik uzmanları tarafından masaya yatırıldı. Panelde "Suriye ve Irak Türkmenlerini Ortak Tarihi", "Suriye ve Irak Türkmenlerinin Yapısal ve Stratejik Benzerlikleri", "Ortadoğu'da Aranan Barış ve Türkmenlerin Potansiyel Rolleri", "Türkiye'nin Bölge Türkmenleri Politikası Üzerine Gözlemler", "Bölgesel Güvenlik ve Türkmenler" ve "ABD'nin Bölge Stratejisi ve Türkmenlere Etkisi" gibi konularda akademisyenler görüşlerini ve izlenimlerini aktardı.

Strateji ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, panelin bir ilk olması açısından çok önemli olduğunu söyledi. Şuana kadar Suriye'deki Türkmenler ile Irak'taki Türkmenlerin hep ayrı değerlendirildiğini ifade eden Ağar, bugün ilk defa Suriyeli ve Iraklı Türkmenlerin bir bütün olarak değerlendirildiğini kaydetti. Ağar, Suriye ve Irak'taki savaşlara bakıldığı zaman temeldeki sorunun Türkmen coğrafyası üzerine bina edildiğinin görüldüğünü anlattı. Halep'te muhaliflerle rejim arasında sağlanan geçici ateşkese ilişkin konuşan Ağar, dün itibariyle ateşkesin konuşulduğunu ancak bugün gelen haberlerde ateşkesin ihlal edildiğine dair iddiaların olduğunu belirtti. Suriye rejimiyle beraber hareket eden bazı yapıların anlaşmaya rağmen tekrardan Halep'e saldırdığı yönünde bilgilerin geldiğini söyleyen Ağar, "Takip ediyoruz. Ama büyük bir insanlık dramı zaten yaşanmış durumda. Orada çok sayıda insan hayatını kaybetti. Masum çocuk ve kadınlar hayatlarını kaybetti. Bütün bunlarla ilgili Türkiye çok ciddi gayret gösterdi. Şuan Halep'in içerisindeki muhalif varlık asker anlamıyla tamamen bitti. Çok sayıda elemanının kaldığı öngörülüyor. Kalan sivilleri kurtarmak temel gayret. O anlaşma yapıldı ama şimdi de Şii milis saldırıların yapıldığı bilgisi geldi. İnşallah masumlar Halep'ten çıkarılıp daha güvenli yere götürülür. Şuan Batı dünyası ve Rusya'nın ortaya koymuş olduğu hiçbir hedef gözetmeksizin yaptıkları bombardımanların insanlığın en kara lekelerinden biri olarak tarihe kaydedileceğini söylememiz mümkün" diye konuştu.

"Batı Halep'te sessiz değil. Batı işi dizayn etti ve bakıyor şuan" diyen Ağar, "İstediği zaman yönetiyor ve yönlendiriyor. Böyle bir temel detay var. Batı dünyasının ortaya koymuş olduğu bu reflekse şaşırmamamız gerekiyor. Batı'nın tarihi hep böyledir zaten. Buradaki mesele Batı'nın nasıl davrandığı değil, bizim nasıl davrandığımızdır. Bugün bu meselenin kökeninde bu coğrafyada yaşayan halkların hem dini, hem mezhebi, hem de siyasi anlamda güç ve menfaat odaklarına hizmet edercesine kendi aralarında kırılganlaşması ve onların hedeflerine hizmet edecek şekilde düşmanlık etmesi, birbirlerini öldürmesidir. Batı dünyasının bunu istismar etmesine çok şaşırmamak gerekiyor" şeklinde konuştu.

"Suriye rejimi sivillere cehennem hayatı yaşatıyor"

Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Emin Bozoğlan ise, Suriye rejiminin Halep'te muhasara altındaki bölgede 100 bin nüfuslu bir alanda yaşayan sivillere cehennem hayatı yaşattığını vurgulayarak, "Oradaki insanların öldürülmesi, oradaki tarihin yok edilmesi, bombalanması şuanda tamamen sözün bittiği bir noktadayız. Dolayısıyla son yapılan bir ateşkes anlaşmasının doğru bir adım olduğuna inanıyoruz. Buradaki sivillerin tahliye edilmesi gerekmektedir. Biran önce de Suriye'deki, Irak'taki barışın sağlanması gerekmektedir. Bunu bekliyoruz ve her türlü desteği de sağlayacağız" ifadelerini kullandı.

Bozoğlan, kaynaklardan edinilen bilgiler ışığında Suriye rejiminin ateşkes ihlali yaptıklarının bilgisini aldıklarını dile getirerek, "Zaten Suriye rejiminden bu uygulamaları 6 yıldır hep gördük. Buradaki haberlerde de bu tür ihlalleri yapabileceklerine inanıyorum. Buradaki müdahaleler bir devletin kontrolünde olmadığı için tahliyeler de hem uzun sürer hem de biran önce tahliye olması mümkün değil. Ama en yakın zamanda oradaki vatandaşların tahliye edileceklerine inanıyorum" dedi.

"Halep'te tarihte eşi benzeri görülmemiş katliamlar yaşandı"

Eski Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa ise, son 1 haftadır Halep'e odaklandıklarını belirterek, "Halep'te belki de tarihte eşi benzeri görülmemiş katliamlar yaşandı. Maalesef mahallelerimizi kaybettik ve Türkmen mahallelerindeki yerlerimizi YPG terör örgütü işgal etti. Bu da rejimle YPG arasındaki işbirliğini gözler önüne serdi. Türkmen mahallelerinin YPG'ye teslim edilmesi çok manidardır. İran milisleri ve Esed rejimi mahallelere saldırdıklarında toplu infazlar yapmaya başladı. Orada ölümün her şekli yaşanıyor" diye konuştu.

"Suriye'deki devrimin bundan sonra bir Kurtuluş Savaşı şeklini alması gerekir"

Mustafa, Halep'te yaşanan durumun insanlık tarihinin bir yüz karası olduğunu vurgulayarak, "1980 yılında baba Esed Hama'da büyük bir katliam yaptı ve 30 bin insan öldü. Dediler ki; 'kimsenin haberi olmadı, teknoloji yok' ve üstünü örtbas ettiler. Ama dünyanın gözü önünde bin yıldır İslam bayrağının dalgalandığı Halep'in katledilişine ve ölüşüne tanıklık yapıyorlar. Oradaki insanlar mazlum insanlar. Her zaman güvenceleri önce Allah olmuştur, sonra Türkiye olmuştur. Süper güçler kendi aralarındaki uzlaşmazlıklardan dolayı veya çıkarlarından dolayı oradaki insanları katlediyorlar. Dün de Türkiye'nin arabuluculuğuyla bir geçici ateşkes ilan edildi. Dün ilk etapta 5 otobüs yaralıları çıkartmak amacıyla gitti. Ama maalesef İran milisleri onların çıkmasını engelledi. Şuan aldığımız haberlere göre de çatışmalar devam ediyor. Ciddi bir ateşkes olmadığının bilgisini alıyoruz. 6 yıldır orada bir mücadele var. Halep'in yüzde 70'i rejimin elindedir. Orayı boşaltmak bizim için üzücü. Çünkü biz orayı boşaltmamak için 6 yıl her şeye katlandık. İnsanların hayatta kalması için en kötü tercihi bile kabulleniyoruz. En kötü tercih Halep'i boşaltmaktır. Ama başka çare yok. Ya öleceksin ya boşaltacaksın. Biz Halep'e devrimin beşiği diyorduk. Maalesef Halep bugün düşüyor. Bu insanlık tarihi için bir dönemeç noktası olacak. Bu Suriye'de devrimin bittiği anlamına da gelmez. Bundan sonra artık daha değişik şekilde, bir Kurtuluş Savaşı şeklini alması gerekir. Artık Suriye toprakları işgal altındadır. Rusya ve İran tarafından işgal edilmiştir" şeklinde konuştu.
VİDEO HABER

Sahibinden 16 milyon TL'ye satılık ‘tarihi kilise’

Haber Ara