Dolar

32,5841

Euro

34,8229

Altın

2.415,53

Bist

9.645,02

Başörtüsü bir İsrail projesidir!

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-05-14 15:49:22

Başörtüsü bir İsrail projesidir!

Artık günümüzde başı örtülü zalimler var.

Evet, zalimler var diyorum çünkü tesettüre zulüm ediliyor başı örtülü zalimler tarafından. Değerimize zalimlik yapan “başı örtülü” zulüm sahibi olan bir kitle var. Tesettür sadece saçları örtmek değil değeri koruma altına almaktır. Değerimizin herkes tarafından görülmemesi, istenmemesi, arzu edilen olmaması gerekir. Sadece saçlarını kapatan başı örtülü ama sair her yeri giyinik çıplak olan güruh yüzünden zavallı mümin ve Müslüman olmaya namzet genç erkek neslinin zihinleri karmaşık hale gelmekte.

Erkek, bilmediğini görmediğini arzulamaz. Görüp bilirse iştahı kabarır. Bütün vücut hatlarını ifşa eden, şal bağlama şekliyle bile rengârenk, renklerin albenisi ile karşı tarafı kışkırtan, makyajının abartısı ile “bakın ben değerimi önünüze serdim” diyen ve kadınsı yönünü ön plana çıkarıp “bana bakın, beni bilin, beni isteyin, beni arzulayın” diyen örtülü çıplaklar ile dolu her yanımız.

Başı örtülü genç neslin karşısında artık bunları gören bilen ve iştahı kabaran, nefsi devreye giren, normalde başı açık ve sade giyinmiş bir bayandan çok daha fazla albenisi olup erkeğin dürtülerini kaşıyan ve iştahını kabartan, giyim şekli ile mümin erkek gençliğinin duygularına zalimlik yapan ve beraberinde başı örtülü zalimlerin zulmüne duçar olan tesettür ağlamakta. Ve maalesef biz erkeklerde neredeyse bu şekilde bir “kapalılığı” normal karşılamaya başlamış durumdayız. Rahatsızlığımız varsa bile artık dile getirmiyoruz.

“Saç örtmenin haricinde ne kadar az örtünsemde dikkat çeksem” diyen zalimler elinde kaldı tesettür.

Bir derneğin üyesiyim. Dernek bireyleri arasında yer alan zalimlerden bir tanesinin, yapılan bir toplantı esnasında hafta sonu yaşadığı “elim!” saatlerini dinlerken “heyhat bizi ne hale getirmişler? Müslümanları ve genç Müslümanı nereye sürüklüyorlar?” dedim.

Hanımefendi anlatıyor; Pazar günü babası ile bir programa gidecek ve sabah geç uyanıyor. Telaşlı bir şekilde yetişememe korkusu ile babasını alelacele evden çıkartıp arabaya biniyorlar. Hanımefendi; “Eyvah! Makyaj yapmadan çıktım ve makyaj takımım evde kaldı” diyor.  Tabi bu arada epeyce yol almış durumdalar eve dönseler programa yetişemeyecekler. Kendisi “Baba! Asla bu şekilde programa gidemem ne olur çözüm bulalım” diyor. Cadde cadde nöbetçi eczane arıyorlar, sonun da şükür! Buluyorlar. Ama o da ne? Kullanılan makyaj markasından nöbetçi eczanede yok. “Ne yapayım mecburen markasız makyaj takımını aldım ve bir köşeye çekilip hemen makyajımı yaptım çok şükür!..  Eğer yapamasaydım kendimi çok kötü hissederdim. Zaten alelacele çıktığım için elbiseme tam rengiyle uymayan şalımı bağlamışım bir de makyajsız hayır asla! Gidemezdim” diye anlatıyor.

Tesettüre zalimlik değilmidir bu durum? Bunun neresi Müslümanca bir davranıştır?

Ben kültür dünyasında var olan bir kültür adamıyım ve kültür dünyasının çeşitli meclislerinde ve toplantılarında yer alıyorum. Özellikle bu dünyanın başı örtülü zalimleri yüzünden çokça hatalar yapabiliyorum ve tevbe kapısına yönelmek durumunda kalıyorum zalimler yüzünden. Müslüman genç arkadaşlarıma sesleniyorum. Zulüm altında kalan tesettürü “başı örtülü zalimlerin” elinden kurtarmanın yollarını arayalım.

Ankara'dan gelen siyasi kimliği olan bir arkadaşımla beraber “Tesettür Modası” altında yayın yapan çok ünlü bir moda dergisinin sahibi ile yemek yemiştik. Dikkatimi çeken ilk şey son derece aristokrat kimlikli, oldukça açık, örtülü olmayan, sosyete dünyasının kişiliği ile görüntü sergileyen bir bayan olması idi. “Tesettür moda dergisi” yönetiminde son derece açık ve sosyete bir bayan...

Çok uzun konuştuk ve konuşmanın hemen her yerinde tamamen hem Anadolu geleneğimizin hemde dini geleneğimizin tepkilerinden ve terimlerinden tamamen uzak bir dili olan bu bayan projelerini anlattı bize. Neden böyle bir yaşantı ve kimliğe sahip olmasına rağmen tesettür moda dergisi işini yaptığını anlattı. Siyasi iktidarın renginin artık bu tesettür şeklini halka karşı normalleştirdiğini anlattı. Ve sanki bilinçli bir şekilde özelikle lanse edildiğini söyledi. Kedisinin misyonunu ve nereli olduğunu söyleyince kendisine şunu söyledim; “Bence siz bu işi sadece ticari olarak değil misyonerlik göreviniz uğruna yapıyorsunuz. Hatta projelerinizi duydukça bu tarz örtünme şeklinin, zalim İsrail'in genç Müslüman neslini tesettür asimilesi ile İslami sembolün yok olması için zaten hâkim olduğu pazara sürdüğü projesidir. Yani günümüzün sözde tesettürü “moda tarzı başörtüsü ve giyinik çıplaklık” bir İsrail projesidir” dedim. Karşımda oturan bayan sadece anlamlı bir gülümseme ile müsaade isteyerek masadan kalktı ve gitti.

Batıda herhangi bir platformda yer alan ve kimliği bilinmeyen bir Müslüman erkeğe direk sen Müslümansın demezler. Fakat başı ne şekilde örtülü olursa olsun bir bayana başındaki örtüden dolayı direk sen Müslümansın derler. Yani kadın kimliği aslında İslami kimliktir. Tesettür İslam'ın kimliğidir. Bu minvalden bakıldığında İslam'ın kimliği olan başı örtülü giyinik çıplak zalimler, erkeği, dini ve tesettürü zulüm altında bırakıyorlar. Bu işin vebali ağırdır.

 Koca topuzlu,rengârenk, dikkat çekici bağlama şekilleri ve makyajları ile süslenmiş, başını sağa sola çevirdiğinde kulağı görünen,yukarı kaldırdığında boynu görünen…Koç topuzunun üzerinde rengi ve markası ile dikkat çeken güneş gözlüklerini, güneş olsun olmasın, kapalı alanda ve akşamın karanlığında dahi kafalarının üstünde taşıyan, değerini ifşa eden zalimlerden usandık artık.

Hulâsa-i kelâm;

Cenab-ı Hak açık ve net olarak Ahzâb Suresi, 33/59. ayetlerinde belirtmiştir. “Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Ziynet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır.”

Ve Efendimiz (s.a.v) Hadis-i Şerif'inde tam da bu günü işaret etmiştir.  “Giyindiği halde açık olan (teni gösteren ince elbise giyinen veya bedenlerinin bir tarafı tamamen açık olan). Erkeklere olan meyillerini yansıtan/veya omuzlarını sallayarak, çalımlı (kötü kadınların yürüyüşüyle) yürüyen. Başları bir tarafa meyleden develerin hörgücü gibi olan kadınlar. Bu kadınlar cennete giremez ve cennetin kokusunu dahi koklayamazlar.” (Müslim, Libas, 125)

Başka söze hacet yoktur sanırım.

Haber Ara