Dolar

32,3448

Euro

35,1194

Altın

2.309,79

Bist

9.079,97

Başkan Erbaş: 'Son iki-üç asırdır dünyanın büyük bölümünü etkileyen siyasal, ekonomik ve kültürel emperyalizm, toplumsal yasaları da alt üst etmiştir'

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 'Günümüz dünyasında, küresel ölçekte düşünce ve davranışı şekillendiren temel dinamiklerin 18. yüzyıldan itibaren Batı merkezli gelişen olaylara ve dünya tasavvuruna dayandığı açıktır. Toplumun genelini ilgilendirmeyen, ümmetin ve insanlığın temel meselelerinin uzağında bir takım konuları, gelişigüzel ve popülist tartışmalarla kamuoyunun gündemine taşımanın zihinsel bir kaosa hizmet etmekten öteye geçmediği de vahim bir gerçekliktir. Son iki-üç asırdır dünyanın

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-11-25 13:46:07

Başkan Erbaş: 'Son iki-üç asırdır dünyanın büyük bölümünü etkileyen siyasal, ekonomik ve kültürel emperyalizm, toplumsal yasaları da alt üst etmiştir'
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Günümüz dünyasında, küresel ölçekte düşünce ve davranışı şekillendiren temel dinamiklerin 18. yüzyıldan itibaren Batı merkezli gelişen olaylara ve dünya tasavvuruna dayandığı açıktır. Toplumun genelini ilgilendirmeyen, ümmetin ve insanlığın temel meselelerinin uzağında bir takım konuları, gelişigüzel ve popülist tartışmalarla kamuoyunun gündemine taşımanın zihinsel bir kaosa hizmet etmekten öteye geçmediği de vahim bir gerçekliktir. Son iki-üç asırdır dünyanın büyük bölümünü etkileyen, siyasal, ekonomik ve kültürel emperyalizm, toplumsal yasaları da alt üst etmiştir" dedi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından düzenlenen 6'ncı Din Şurası başladı. Ankara Green Park Otel'de gerçekleştirilen programa Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş, Diyanet İşleri Başkanlığı Radyo ve Televizyon Daire Başkanı Mustafa Çuhadar, Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürü Fatih Kurt, ve çok sayıda davetli katıldı.

"Sosyokültürel Değişim ve Diyanet Hizmetleri" başlığıyla gerçekleştirilen şurada, Başkanlığın faaliyetlerinin sosyokültürel değişim süreçleri karşısındaki durumu 350 kişinin katılımıyla değerlendirilecek. Şura kapsamında 5 komisyon oluşturulacak ve her komisyonda 4 oturum yapılacak. Birinci komisyonda "Sosyokültürel Değişimin İnanca ve Dini Hayata Etkisi" konuşulacak. Bu kapsamda inanç karşıtı akımlar ve alınacak önlemler, dini anlamada yöntem tartışmaları, farklı boyutlarıyla din istismarı ve günümüzde dini oluşumlar konusu tartışılacak.

'Sosyokültürel Değişim ve Din Hizmetleri' konusunun ele alınacağı ikinci komisyonda, aile ve gençlerle ilgili din hizmetleri, cami ve irşat hizmetleri, gençlik ve sosyokültürel içerikli din ile göç ve manevi destek hizmetleri değerlendirilecek.

Üçüncü komisyonda ise 'Sosyokültürel Değişim ve Dini Eğitim' başlığıyla çocuklara, gençlere ve yetişkinlere yönelik yaygın din eğitimi, Diyanet personelinin kurum öncesi ve hizmet içi eğitim standartları, Dini Yüksek İhtisas Merkezleri ve ilgili arayışlar konuları müzakere edilecek. Dördüncü komisyonda 'Sosyokültürel Değişim ve Dini Yayınlar', beşinci komisyonda ise 'Sosyokültürel Değişim ve Yurt Dışı Diyanet Hizmetleri' konuları ele alınacak.

"Sosyo-kültürel çevrenin de çok yönlü etkileşime maruz kaldığı bir hız çağında yaşadığımız artık herkes tarafından müsellem bir husustur"

Programın açılış Konuşmasını gerçekleştiren Erbaş,"Sosyo-kültürel değişimler karşısında kuşanmamız gereken tavır; İslam'ın ideal ve evrensel ilkelerinin farkında olarak toplumsal değişimin yasalarını doğru okumak, yaşanan hayatı doğru tahlil ederek bugünü ve yarını doğru inşa edecek bir gaye ve gayretin içerisinde olmaktır. Söz konusu sorumluluk ise, dinin ana kaynaklarının yani Kur'an ve Sünnet'in doğru anlaşılıp yorumlanmasını, Kur'an ve Sünnet çerçevesinde doğru güncel bilgilerin üretilmesini, üretilen bu bilgilerin anlaşılır bir dil ve üslupla topluma sunulmasını ve yaşanılabilir bir model olarak hayata aktarılmasını zorunlu kılmaktadır. Bugün iletişim, ulaşım ve teknolojinin baş döndürücü bir hızla gelişmesiyle, sosyo-kültürel çevrenin de çok yönlü etkileşime maruz kaldığı bir hız çağında yaşadığımız artık herkes tarafından müsellem bir husustur. Elbette bu durum, söz konusu gerçekliğe göre İslam'ın hakikatlerini insanlara ulaştırma ve din hizmeti sunma noktasında daha bilinçli, özverili ve dikkatli çalışmalar yapma mükellefiyetini önemli ve vazgeçilmez hale getirmektedir" dedi.

"Son iki-üç asırdır dünyanın büyük bölümünü etkileyen, siyasal, ekonomik ve kültürel emperyalizm, toplumsal yasaları da alt üst etmiştir"

Modern dönemde sosyo-kültürel değişimlerin temel dinamiklerinin doğru bir analize tabi tutulması gerektiğine dikkat çeken Erbaş, "Günümüz dünyasında, küresel ölçekte düşünce ve davranışı şekillendiren temel dinamiklerin 18. yüzyıldan itibaren Batı merkezli gelişen olaylara ve dünya tasavvuruna dayandığı açıktır. Yani sanayi devrimiyle beraber varlığın aşkın boyutunu yok sayan ve sadece maddeyi merkeze alan bir bakış açısı egemen olmuştur. Bu yaklaşımın emperyalist yöntemlerle Batı dışındaki dünyaya da taşınmasıyla esasen sosyo-kültürel değişimin tabi mecrası da ciddi oranda hasar görmüştür. Bugün yaşadığımız dünyada maruz kalınan sosyo-kültürel bağlam, hızlı değişen davranış biçimleri, karmaşık tepkiler, doğal bir sürecin neticesinden ziyade küresel ölçekte bir toplum mühendisliği çalışmasının sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha açık bir ifadeyle son iki-üç asırdır dünyanın büyük bölümünü etkileyen, siyasal, ekonomik ve kültürel emperyalizm, toplumsal yasaları da alt üst etmiştir" şeklinde konuştu.

"Toplumun genelini ilgilendirmeyen, ümmetin ve insanlığın temel meselelerinin uzağında bir takım konuları, gelişigüzel ve popülist tartışmalarla kamuoyunun gündemine taşımanın zihinsel bir kaosa hizmet etmekten öteye geçmediği de vahim bir gerçekliktir" diyen Başkan Erbaş, "Bugün her alanda krizlerle kuşatılmış dünyanın ve geleceğe dair umudunu yitirmek üzere olan insanlığın dirilişine dair çalışma ve hizmetlerin iki boyutu olmak zorundadır; Bunlardan birincisi; hayatın pratikleri noktasında, sosyo-kültürel gerçeklikler göz ardı edilmeden kapsamlı bir eğitim, makul bir yaklaşım, doğru bir iletişim zemininde sahih bilgi, sağlam inanç ve ahlaki değerlerle hayata rehberlik etmektir. İkincisi ise; zamanı ve çağı yeniden inşa ederek sosyo-kültürel değişimi doğal mecrasına döndürmek ve insanlığı maruz kaldığı sosyal, siyasal, kültürel ve iktisadi kuşatmadan kurtaracak yeni bir dünyanın inşası için çalışmaktır. Bu bağlamda fıkıh, kelam gibi İslami hayatın kurucu disiplinlerini yeniden inşa etme çabalarının en büyük eksikliği, hayatı inşa etme gayesinin ve ufkunun oldukça zayıf kalmasıdır. Bu manada 6. Din Şurasının ana konusunun sosyo-kültürel değişim ve diyanet hizmetleri olarak belirlenmesini oldukça önemli bulduğumuzu ifade etmeliyim. Zira şura boyunca bir taraftan, hayatın pratikleri bağlamında günümüz insanına uygulanabilir davranış modeli ve imkanı sunmanın en ideal yollarını ararken, diğer yandan sağlıklı bir kişilik, toplum ve dünyanın inşası için neler yapabileceğimizi müzakere edeceğiz. Din İşleri Yüksek Kurulu bir taraftan yeni ortaya çıkan ya da hayatın içinde çeşitli etkilere maruz kalarak farklı boyutlar kazanan konulara ilişkin görüşler ortaya koyarken diğer yandan başta inanç karşıtı akımlar olmak üzere bireysel sorumluluklardan küresel sorunlara kadar bütün meseleleri dini açıdan takip ve analiz ederek Müslümanlara ve bütün insanlığa rehberlik etmek gibi devasa bir mes'uliyeti taşımaktadır. Bu manada zamanın ve olayların gerisinde kalmadan, doğru bilgi, uygun yöntem, anlaşılır bir dil ile milletimize ve insanlığa rehberlik etmek her geçen gün daha önemli hale gelmektedir" dedi.

Ailenin Korunması ve aile içi şiddetin önlenmesi, konusunda vatandaşlara rehberlik ve hizmet etmek üzere 100 bini aşkın din görevlisi ve Kur'an kursu hocasının özel ve kapsamlı eğitimler yaptıklarının altını çizen Erbaş, Çocuk İhmal ve İstismarı Farkındalık Eğitimi kapsamında da vaiz, imam-hatip, müezzin-kayyum ve Kur'an kursu öğreticisi kadrosundaki 70 bin 149 hoca ile farkındalık eğitimi verdiklerini dile getirdi. Erbaş, "Cami içi din hizmetleri değişen ve gelişen sosyo-kültürel gerçeklik karşısında nasıl bir içerik, yöntem ve sunuş kazanmalıdır. Camiye gelen vatandaşların zihin ve gönül dünyalarının her geçen gün en ileri düzeyde ihya olacağı bir standardın ilkeleri ve uygulanabilirliği nasıl sağlanabilir, bunları konuşmalıyız. Diğer yandan cami dışı din hizmetlerinde, gelişmiş ülkelere göre yarım asırlık bir geç kalınmayla da olsa, aileden gençlik çalışmalarına, sağlık kuruluşlarındaki hizmetlerden diğer manevi rehberlik faaliyetlerine kadar hayatın her alanına yönelik din hizmeti ve rehberlik çalışmasının varlığı memnuniyet vericidir. Ancak bu alanda gündeme alınması gereken pek çok meselenin olduğunu da unutmamak gerekir. Örneğin bütün bu çalışmaların doğru bir zeminde ve sağlam bir statü ile toplumsal hayatın doğal unsurları haline gelmesi gerekmektedir. Aynı şekilde farklı nitelik ve hassasiyetler taşıyan onlarca alanın her birine yönelik standartların, materyallerin ve eserlerin oluşturulması elzemdir. Dahası söz konusu alanlarda en iyi hizmeti sunacak yetişmiş personel ihtiyacı nasıl karşılanacaktır? Özellikle üniversitelerimizle bu konuyu acilen ele almak durumundayız. Aynı şekilde söz konusu hizmetlerin sonuçlarını bilimsel olarak ölçmeye ve niteliklerini geliştirmeye katkı sunacak akademik çalışmaların yaygınlaştırılması da önemli bir husus olarak karşımızda durmaktadır" ifadelerini kullandı.

"Kur'an Kurslarıyla her yıl bir milyon kişiye ulaşılıyor"

Diyanet İşleri Başkanlığının toplumla iletişim kurduğu en güçlü zeminlerden birinin de yaygın din eğitimi faaliyetleri olduğunu belirten Erbaş, "Bu kapsamda; İhtiyaç Odaklı Kur'an Kursları ile her yıl yaklaşık olarak 1 milyon kişiye ulaşıldığını kaydeden Erbaş,"4-6 yaş grubu Kur'an kurslarımızda her yıl 200 bine yakın öğrenciye eğitim verilmektedir.Hafızlık eğitimi kurslarında 60 bini aşkın öğrencimiz eğitim görmektedir. Yaz Kur'an Kursları ile yılda 3 milyonu aşkın öğrenciye ulaşılmaktadır. Engellilere yönelik eğitimler kapsamında her yıl 2 bin 500 öğrencimize hizmet verilmektedir.Kur'an kurslarımızda sadece vatandaşlarımıza değil, Kur'an Kursları Yurtdışı Misafir Öğrenci Öğretim Programı ile İslam ülkeleri ve Müslüman topluluklardan ülkemize gelen misafir öğrencilere de yaygın din eğitimi hizmetleri sunulmaktadır" diye konuştu.

4 farklı dilde 500'ü aşkın eser yayımlandı

Diyanet İşleri Başkanlığının basılı ve görsel yayıncılık bağlamında kapsamlı faaliyetler yaptığına dikkat çeken Erbaş, bugüne kadar çocuklara, gençlere, yetişkinlere, akademik çevrelere, engelli vatandaşlara hitap etmek üzere 13 ayrı seride yayımlanan eser sayısının bin 680 çeşide ulaştığını kaydederek, "2019 yılında 36'sı birinci baskı olmak üzere 62 çeşit eserin basımı gerçekleştirilmiştir.Türkçe ve yabancı dil ve lehçelerde, 2018 yılında 8 milyon civarında, 2019 yılında 4 milyonu aşkın sayıda basılı yayının ücretsiz dağıtımı yapılmıştır. Yabancı dilde yayınlar kapsamında; Toplam 30 dil ve lehçede Kur'an-ı Kerim mealinin basımı gerçekleştirilmiştir. 44 farklı dilde 500'ü aşkın eser yayımlamıştır. Ülkemize sığınan Suriyelilere yönelik Arapça eserler basılmıştır. FETÖ ve DEAŞ terör örgütlerine yönelik 9 dilde (Arapça, İngilizce, Fransızca, Arnavutça, Rusça, İspanyolca, Endonezce, Korece, Urduca) eser hazırlanmıştır. 2018-2019 yıllarında toplam yabancı dillerde 407 bin 500 adet eser basılmış ve ücretsiz dağıtılmıştır. Başkanlığımızın web sayfası 6 dile tercüme edilmektedir.Diyanet Aylık Dergi, Diyanet Aile Dergisi, Diyanet İlmi Dergi ve Diyanet Çocuk Dergisi olmak üzere 4 adet süreli yayın devam etmektedir. 2020 Yılında bunlara 4-6 Yaş ve Gençlik Dergisi de eklenecek, böylece süreli yayın sayısı 6 ya çıkacaktır. Bugün, Diyanet İşleri Başkanlığı, müstakil olarak 1 televizyon, 3 radyo kanalı ile dini yayınlar yapmaktadır" dedi.

Haber Ara