Dolar

32,5469

Euro

34,9030

Altın

2.427,50

Bist

9.710,30

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş canlı yayında

Numan Kurtulmuş: (4)- 'MHP de sahaya çıktıkça, açıkçası bu propagandaları sürdürdükçe evet oylarında da ciddi bir şekilde artma olduğunu görüyoruz'- 'MHP seçmeninin kahir ekseriyeti evet oyu verecektir'- 'Türkiye'nin üniter yapısının değişmesiyle ilgili AK Parti'nin ne bu anayasa teklifinde ne de bundan sonra gelecek anayasa tekliflerinde hiçbir şekilde üniter yapıyı zedeleyecek bir teklif

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-04-11 00:03:10

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş canlı yayında
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "MHP de sahaya çıktıkça, bu propagandaları sürdürdükçe evet oylarında da ciddi bir şekilde artma olduğunu görüyoruz." dedi.

Numan Kurtulmuş, CNN Türk'te katıldığı "Tarafsız Bölge" programında gazeteci Ahmet Hakan'ın 16 Nisan'daki referanduma ilişkin "MHP'den memnun musunuz?" şeklindeki sorusuna, "MHP, Sayın Genel Başkan Bahçeli ve arkadaşları, samimi bir şekilde kendi propagandalarını yürütüyorlar ve bunu bir beka meselesi olarak gördükleri için 'evet'e çok ciddi bir şekilde destek veriyorlar, mitingler yapıyorlar, toplantılar yapıyorlar. Dolayısıyla MHP de başka bir parti olarak, -MHP ve AK Parti içi içe geçmiş iki parti değil- biz kendi kampanyamızı yürütüyoruz, Milliyetçi Hareket Partisi kendi kampanyasını yürütüyor." cevabını verdi.

Ahmet Hakan'ın, "MHP'nin performansından memnun musunuz?" sorusunu tekrarlaması üzerine Kurtulmuş, "Gayet güzel. MHP de sahaya çıktıkça, açıkçası bu propagandaları sürdürdükçe evet oylarında da ciddi bir şekilde artma olduğunu görüyoruz." ifadelerini kullandı.

"Muhalifler var onlar da geziyorlar. Sizi kaygılandırıyor mu?" şeklindeki soruya ise Kurtulmuş, "Hayır kaygılandırmıyor. Benim şahsi kanaatim, bunu da tecrübeyle söylüyorum, MHP seçmeninin kahir ekseriyeti evet oyu verecektir. MHP'nin içinde belki parti içi muhalefet çevrelerinden etkilenen az bir grup olabilir. Onlar 'hayır' verebilir ama bu MHP seçmeninin ana eksenini değiştirmeyecektir." diye konuştu.

- 15 Temmuz

"15 Temmuz da referandumun gündem maddesi haline geldi. 15 Temmuz'la referandum arasında nasıl irtibat kurabiliriz" sorusuna Kurtulmuş, Türkiye'nin Gezi Parkı'ndan itibaren birtakım olaylar zinciriyle karşı karşıya kaldığını belirtti.

PKK'nın ele başlarından "Eğer evet çıkarsa PKK'nın sonu gelir" şeklindeki açıklamaları hatırlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Yani herkes, FETÖ'sü, PKK'sı herkes bu süre içinde ciddi bir şekilde hayırın çıkması için destek oluyorlar. 15 Temmuz da Türkiye'nin köşeye sıkıştırıldığı adımlardan birisiydi. Türkiye'nin beka meselesi, Türkiye'nin güçlü bir Türkiye olmasının önüne geçilmesi, Türkiye'nin dünya sisteminin gelişen dengeleri içinde önemli bir aktör haline gelmesinin önlenmesi için oynanmış dış oyunlardan birisi de 15 Temmuz'du. 15 Temmuz bu anlamda sadece bir darbe teşebbüsü değil, Türkiye'de bir iç savaşın başlatılması ve ondan sonra yabancı işgale hazır hale getirilmesi meselesidir. Buradan çıkışta güçlü bir Türkiye, siyasi krizleri olmayan, ekonomik krizleri olmayan, vesayet odaklarının pençesi altında olmayan 67 yılda 5 darbe tecrübesi olmayan, 6-7 başarısız darbe teşebbüsü olmayan bir Türkiye'ye geçilmesi için, yönetimde çift başlılığın önlenmesi için bir Anayasa değişikliği var. Bu anayasa değişikliği yani 16 Nisan, bu anlamda 15 Temmuz'un devamıdır, diye söylüyoruz. Güçlü Türkiye'nin oluşabilmesi için yönetim sisteminde, yönetim modelinde bir değişiklik, daha hızlı, daha etkin karar alabilen, daha sür'atli davranabilen bir Türkiye yönetiminin inşası ve böylece eski sistemin, darbeler dahil vesayet dahil bütün hastalıklarının bir tarafa bırakılması..."

- "Çözüm süreci yeniden gündeme gelir mi?"

"Evet çıkarsa eğer yeniden bir başka formatla da olsa Çözüm Süreci gündeme gelir mi?" şeklindeki soru üzerine Kurtulmuş, şöyle dedi:

"Şu anda Türkiye'nin temel meselesi terör örgütlerine karşı bu mücadelede artık bir zafer kazanılması mecburiyetidir. Terör örgütlerinin hiçbir şekilde Türkiye'ye zarar veremez hale getirilmesidir. Türkiye çok vakit kaybetti. AK Parti Genel Başkan Yardımcısıyken terörün Türkiye'ye maliyetini hesaplamıştık. O günkü hesaplarımıza göre, aşağı yukarı 40 yılın maliyeti 1,5 trilyon dolardı. Şimdi daha da artmıştır. Şehitlerimizi, o büyük kayıplarımızı konuşmuyoruz bile. Büyük bir manevi kayıptır, esas büyük kayıp odur. Türkiye'nin artık bunu geride bırakması lazım ama yeni dönemde hem DEAŞ'ın, hem PKK'nın hem diğer örgütlerin dışarıdan da büyük destekler aldığını görüyoruz. Yeni bir senaryonun oynandığını görüyoruz. Bu bölgedeki ikinci Sykes Picot dediğimiz senaryo, hem etnik olarak hem mezhebi olarak bölgenin bölünmesi, bu süreçlerde de terör örgütlerinin kullanılması prensibi üzerine oturuyor. Türkiye dolayısıyla çok ağır bir saldırıyla karşı karşıyadır. Önce şu meselenin bitirilmesi lazım. Çok şükür, son zamanlarda verilen mücadeleyle, bakın Doğu'daki o hendek kazma meseleleri bitti, hem şehirlerde hem kırsal alanlarda hem yurt dışında eş zamanlı olarak verilen mücadele sonucu PKK çok geriledi ve ümit ediyoruz ki bu bitirilir. Aynı şekilde DEAŞ ile ilgili mücadelede ama sonuçta bu en sonunda da vatandaşlarımızın hepsi, bu memlekette yaşayan vatandaşlarımızın hepsi, bizim yurttaşlarımızdır, onların özgürlükleri, onların ekonomik refahları, onların siyasal katılıma çok daha ciddi şekilde katılmaları siyasi iktidarlar olarak boynumuzun borcudur. Bu çerçevede ümit ediyorum ki şu anda terörün bitirilmesi ama bizim muhatabımız x partisi, x örgütü değil, doğrudan doğruya bölgede yaşayan vatandaşlarımızın kendisidir. Vatandaşlarımız üzerinden bireysel hak ve özgürlükler üzerinden, siyasal özgürlükler üzerinden, ekonomik refah programları üzerinden çok hızlı adımlar da atıyoruz. Bakın cazibe merkezleri bunlardan bir tanesidir. Ümit ediyorum ki çok kısa bir süre içinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu halkı çok daha ileri noktaya gidecektir."

Kurtulmuş, cazibe merkezleriyle ilgili kararın bölgeye çok önemli katkılar yapacağına inandığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

"Çok sayıda müracaatlar var, insanlar yeni yatırımlar için oraya geliyorlar, müracaat ediyorlar. Ayrıca mesela Diyarbakır mitinginde gördüğüm şu, vatandaşlarımız ellerinde Türk bayraklarıyla havaalanından miting alanına kadar binlerce kişi, on binlerce kişi meydanlara çıktı. Sayın Cumhurbaşkanımız, herhalde 10-15 yerde otobüsü durdurup vatandaşlarla konuşmak durumunda kaldı. Alan tamamıyla Türk bayraklarıyla dolu vaziyetteydi. Daha da önemlisi, asılmış büyük bayraklar var, bu kurumsal olarak asılmış, ellerinde ve evlerinde, evinin balkonundan sabit, camından küçük bir Türk bayrağını sallandırmış, bu büyük bir öz güvendir. Vatandaşların artık PKK'dan korkmadığının açık bir işaretidir. Oradaki mücadeleyi devletin kazandığını, ülkenin kazandığını, milletin kazandığını gösteren bir işarettir."

Ahmet Hakan'ın "Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından Şükrü Karatepe'nin bir açıklaması üzerine bugün eyalet tartışması çıktı. Takip edebildiniz mi?" şeklindeki sorusu üzerine Kurtulmuş, tartışmanın detaylarını takip etmediğini belirtti.

Eyalet gibi bir konunun, ne 18 maddelik anayasa teklifinin ne de siyasi planlarının hiçbir yerinde olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, "Türkiye'nin üniter yapısının değişmesiyle ilgili AK Parti'nin ne bu anayasa teklifinde ne de bundan sonra gelecek anayasa tekliflerinde hiçbir şekilde üniter yapıyı zedeleyecek bir teklif olmayacak." diye konuştu.

Vatandaşlarda kampanya başlamadan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin "önce serin bir duruşun" olduğunu ancak anlatıldıkça vatandaşın meseleyi gördüğünü ve anladığını ve Türkiye'nin daha güçlü bir yönetim mekanizmasına sahip olması meselesi olarak kavradığını ifade eden Kurtulmuş, "Hatırlayın ilk tartışma neydi rejim değişiyor. Neredeyse 1 ay bununla uğraştık. Rejimin değişmesiyle ilgili en ufak bir teklif yok, ihsas yok, bunları vatandaşlarımıza anlattıkça bu bir yönetim sistemi değişikliğidir. Sonra tek adamlık, onun olmadığı görüldü. Millet daha da rahatladı." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin imparatorluk bakiyesi üzerine kurulduğunu aktaran Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu millet büyük bir millet. Büyük bir müktesebata sahip bir millet. Bu milleti kimse de aşağılamaya kalkmasın. Bunlar bilmezler bidon kafalılar bilmem ne diye yıllardır aşağıladılar. Bu doğru bir şey değil. Burada da yüzde 50 artı 1 onun için diyorum, bu millet yanlışta ittifak etmez. Bana sorarsanız Anadolu'nun en büyük zenginliği nedir derseniz bizim petrolümüz yok, çok fazla bor mor gibi bir kaç tane stratejik madenimiz dışında çok fazla yeraltı kaynaklarımız yok ama çok büyük kazanımımız var o da asırlar içinde medeniyetimizin gücüdür, derin bir vicdan, derin bir irfan ve derin bir hikmet sahibi bu millet. Kenarda duruyor, neyin ne olduğunu anlıyor, tamam diyor 16 Nisan'a da öyle bakıyor."

(Bitti)

Haber Ara