Dolar

32,3660

Euro

34,9550

Altın

2.325,32

Bist

9.079,97

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (2)

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (2)

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-08-23 20:44:49

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: (2)
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısına ilişkin, "Türkiye'nin demokratikleşmesi, reformlar istikametinde ilerlemesi ve daha güçlü ama tek amacı, tek görevi vatan savunması olan bir Türk Silahlı Kuvvetlerine geçiş bakımından da önemli bir toplantıydı." dedi.

Kurtulmuş, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Türkiye'nin bugün başına gelen birçok şeyin Suriye'deki durum ve Suriye politikasının bir sonucu olduğu" ifadeleri hatırlatılarak, bu sözlerle neyi kast ettiğine ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, bu ülkede uluslararası toplumun bir perspektif geliştiremediğini ve Arap Baharı'nın gelişimi içerisinde Suriye'de de kısa süre içinde rejim değişikliğinin ortaya çıkacağına yönelik bir inanışın ortaya çıktığını söyledi.

Suriye'de kısa sürede iç savaşın sonrasında da vekalet savaşlarının ortaya çıktığına işaret eden Kurtulmuş, "Kastettiğim şey şudur, eğer Suriye'deki bu iç savaşla başlayan süreç olmasaydı çok açık söylüyorum IŞİD olmayacaktı." diye konuştu.

Bölgedeki gelişmelerin ardından Suriye ve Irak topraklarında kontrol edilemeyecek bir alan ortaya çıktığına dikkati çeken Kurtulmuş, muhaliflerin silahlandırılması, eğit-donat sistemiyle ilgili farklı görüş ayrılıklarının bulunduğunu anlattı.

Farklı bölge ülkelerinin Suriye siyaseti konusunda farklı noktalara kanalize olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Avrupa Birliği başka bir yerde durdu, Avrupa'nın içindeki ülkelerde kendi aralarında farklı görüşler oldu. Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya çok farklı noktalarda durdular. Bütün bunların sonucu olarak da Suriye'de beş yıl içerisinde giderek artan bir şiddet, giderek terör örgütlerinin artık bir cenneti haline geldi diyebileceğimiz bir Suriye ortaya çıktı. Çok açık söylüyorum Irak'ın işgaliyle birlikte başlayan süreç olmasaydı IŞİD meselesi olmazdı ve bunun sonucu olarak da mesela bugün PYD ile karşı karşıya kaldığımız bir Kuzey Suriye sorunu var. Suriye'nin kuzeyinde bir ayrı devlet oluşumuna zemin hazırlayacak olan bu süreçler ortaya çıkmazdı diye düşünüyorum. Bu eleştiriler çerçevesinde ortaya konulmuş bir görüştür." değerlendirmesinde bulundu.

Kurtulmuş, "Sonuçta bu bizim tek başımıza önleyebileceğimiz bir iş değildi, bunun da altını çizmek isterim. Aslında hiçbir ülkenin de tek başına burada bir çözüm üretebilme kabiliyeti, imkanı yoktu, ne yazık ki böyle bir perspektifi de yoktu." ifadelerini kullandı.

Bölgedeki durumu Afganistan'ın işgalinden sonraki duruma benzettiğini dile getiren Kurtulmuş, eğer Afganistan işgal edilmemiş olsaydı El-Kaide'nin de ortaya çıkmayacağını söyledi.

Kurtulmuş, "Aynı şekilde Irak işgali, Suriye'nin bu parçalanması, bu iç savaş olmasa bugün dünya bir IŞİD, DAEŞ teröründen bahsediyor olmayacaktı, Suriye şehir şehir, kasaba kasaba, köy köy bölünmüş olmayacaktı, maalesef oradan mesela sadece Türkiye ile ilgili değil Avrupa kıtasıyla da ilgili çok yoğun bir göçmen dalgası ve göçmen sorunu ortaya çıkmayacaktı. Türkiye'nin şehirlerini tehdit eden, işte Gaziantep'te gördük terör saldırıları belki bu şekliyle olmayacaktı, Suruç saldırıları olmayacaktı." diye konuştu.

- "Suriye'de barış perspektifinin ortaya konulması için Türkiye her türlü katkıyı sunmaya hazırdır"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Siz o sözlerinizle uluslararası camianın Suriye politikasındaki yanlışlığına işaret ettiniz ama sanki sözleriniz 'Türkiye'nin Suriye politikası da yanlıştı ve bu yüzden bunları yaşıyoruz' gibi algılandı" şeklindeki değerlendirme üzerine, şöyle devam etti:

"Şunu söylüyorum, tek başına Türkiye bu politikayı ortaya koyacak bir durumda değildi. Böyle bir imkanımız yoktu. Dolayısıyla şimdi geçmişten ders alarak bundan sonra Suriye'de ortak bir barış perspektifi nasıl ortaya koyabiliriz, bunun üzerinde konuşmak lazım. Görüldü ki Suriye'deki bu siyasi istikrarsızlık Türkiye'nin de İran'ın da Ürdün'ün de Irak'ın da Rusya'nın da Amerika'nın da Avrupa ülkelerinin de aleyhinedir. Dolayısıyla şunu bırakması lazım herkesin, 'ben Suriye'de ne kadar pay sahibi olurum, bu pay sahibi olmak için hangi örgütten ne kadar istifade ederim' bunu bir tarafa bırakıp samimi olarak Suriye'de barış perspektifinin ortaya konulması için Türkiye her türlü katkıyı sunmaya hazırdır, ifade ettiğimiz şey bu."

- "Suriye halkının istediği bir barış perspektifinin ortaya konulması lazım"

Muhalefet partilerinin sözlerini siyasi argüman olarak kullandığı ve bazı siyasilerin, "Sanki ne yaptıysa bundan önce atanan başbakan yaptı gibi bir Suriye politikasını temize çekme yönünde açıklamalar da gelmeye başladı hükümetten" dediğinin hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, "Türkiye'nin de burada eksikleri olabilir, hataları olabilir. Nihayetinde büyük bir küresel sorunla karşı karşıyasınız, karşınızda dünyanın bütün terör örgütleri var, bu terör örgütlerini kullanan vekalet savaşlarının patronları var. Bütün bunlarla ilgili tek başınıza sizin düzenleyemeyeceğiniz bir siyasal tablo var. Bu tablo içerisinde Türkiye'nin de öngörülerinde bir takım eksiklikler, atamadığı bazı adımlar olmuştur, dolayısıyla bunları tartışıp bunların üzerinden bir siyasal tartışma oluşturmak değil amacımız ama sonuçta Suriye'de bütün dünya için çalışmayan, yürümeyen bir Suriye politikası var. Bunu bir an evvel değiştirip Suriye'de halkın istediği, Suriye halkının istediği bir barış perspektifinin ortaya konulması lazım." diye konuştu.

- "Türkiye'nin bir tane ekseni vardır, o da kendi eksenidir"

Türkiye'nin Suriye özelinde Amerika eksenli duruştan Rusya eksenli bir duruşa geçip geçmediği ve DAEŞ operasyonuyla ilgili İncirlik Üssü'nün açılmasının söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Kurtulmuş, bu soruyu kategorik olarak yanlış bulduğunu ve bunun zaman zaman "Türkiye'nin ekseni kayıyor" şeklinde birileri tarafından gündeme getirildiğini kaydetti. Kurtulmuş, "Bunu söylemek Türkiye'yi tanımamak demektir. Türkiye'nin bir tane ekseni vardır, o da kendi eksenidir." dedi.

Kurtulmuş, Türkiye'nin Doğu'yla da Batı'yla da İslam dünyasıyla da Türk dünyasıyla da Afrika'yla da Orta Doğu'yla da Amerika'yla da Rusya'yla da eş zamanlı olarak irtibatı olabilen dünyanın ender ülkelerinden birisi olduğunu dile getirdi.

Rusya ile ilişkilerin bir sene evvelki durumuna göre şu anda iyileşme döneminde olduğunu örnek olarak gösteren Kurtulmuş, "Bu, Türkiye'nin konumunun, jeopolitiğinin, Türkiye'nin içinde bulunduğu, elinde bulunan siyasal kartlarının gereğidir. Hiçbir zaman Türkiye'nin bir tarafa yakınlaşması demek diğerleriyle irtibatını koparması demek değildir. Türkiye eş zamanlı olarak bütün bu bölgelerle, bütün bu çevrelerle ilişkilerini geliştirir. Ümit ederiz ki öyle isteriz ki hepsiyle çok iyi olsun ama dış siyasetin gereği bazen bir tarafla iyi olurken bir tarafla limonileşebilirsiniz. Bu ilişkilerinizin koptuğu anlamına gelmez, hiçbir zaman da ilişkiler kopmuyor. Eğer kopsaydı Rusya ile ilişkilerin herhalde şimdi paramparça olması gerekirdi." değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa ile ilişkilerde de bir yıl öncesine göre şu anda çeşitli sıkıntılar yaşandığına işaret eden Kurtulmuş, "Bu 'Avrupa ile ilişkilerimiz koptu, biz Rusya ile beraberiz, diğerleriyle ilişkimiz yok' anlamına gelmiyor. Bu Türkiye'nin sahip olduğu imkanı, gücü gösteren bir şeydir. Biz bunların hepsini düzgün bir şekilde, akıllı bir şekilde rasyonel bir şekilde ve her şeyden önce Türkiye'nin milli menfaatleri çerçevesinde istifade ederiz, kullanırız ve Türkiye'nin yolunu açmaya çalışırız." diye konuştu.

- "İncirlik NATO üssüdür, Rusya'nın burayı kullanması mümkün değil"

İncirlik Üssü'nün Rusya'ya kullandırılmasının söz konusu olup olmadığına yönelik soruya Kurtulmuş, "Bu söz konusu olamaz çünkü NATO üssüdür, bunun nasıl gündeme geldiğini de bilmiyorum. İncirlik NATO üssüdür, Rusya NATO üyesi olmadığına göre Rusya'nın burayı kullanması mümkün değildir." yanıtını verdi.

YAŞ toplantısına ilişkin soruyu yanıtlarken Kurtulmuş, "Teknik olarak emekliye ayrılacak albaylar, kadro dolayısıyla ayrılacak albaylar, iki yıl süresi uzatılacak albaylar konusu konuşuldu. Dolayısıyla önemliydi, bence bugünkü Yüksek Askeri Şura'nın esas önemi aldığı kararlardan daha ziyade yeni dönemde sivil-asker ilişkilerinin düzenlenmesi konusunda ortaya koyduğumuz kanun hükmünde kararnamelerle ortaya koyduğumuz reform perspektifinin çok görünen bir şekli olması bakımından önemliydi." şeklinde konuştu.

"Osmanlı'nın son dönemlerinden beri darbe tehdidi altında bulunan bir ülkeyiz." ifadesini kullanan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her 'şimdi bundan sonra darbe olmaz' dediğimizden bir müddet sonra ya darbe teşebbüsü olmuş ya da 80'de, 28 Şubat'ta aynı şeyi söyledik, artık darbe olmaz zannettiğimiz süreçlerde darbe tehditleri ya da darbeler olmuş. Dolayısıyla şunu çok açık söylüyorum, Türkiye'de siyaseten son 30 yıldır, 40 yıldır konuştuklarımızın artık siyaseten karar alınmış şeklidir, bu YAŞ toplantısı bunların sadece bir tanesidir. Hatta diyebiliriz ki Osmanlı'dan bu yana gelen o darbeler zincirinde, darbeler geleneğinin sona erdirildiğinin işareti olan bir toplantıdır bugünkü YAŞ toplantısı. Artık darbe üreten bir sistemimiz ve Türk Silahlı Kuvvetlerine sivil iradeye karşı darbenin bir zemini olarak kullanabilme imkanı kalmamıştır, bunun açık bir ifadesidir.

Kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığına bağlanması, Jandarma Genel Komutanlığının ve Sahil Güvenliğin İçişleri Bakanlığına bağlanması, GATA ve askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığına bağlanması ayrıca Yüksek Askeri Yargı organlarının sadece disiplin mahkemeleri şekline dönüştürülmesi ve Yüksek Askeri Şura'nın yapısının da büyük oranda sivilleştirilmesi, iradenin, sivil iradenin orada daha güçlü hale getirilmesi bu reform paketinin bir parçasıdır ve güzel bir görüntüsüdür. Burada özellikle 15 Temmuz'a verilmiş bir cevaptır."

Siyasi iktidarın yönetimi altında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bütün meselelerinin, ihtiyacı olan hususların konuşulduğu, "son derece sivil ama son derece teknik bir toplantının" yapıldığını vurgulayan Kurtulmuş, "Hayırlı olsun, Türkiye için dönüm noktası olan bir toplantıydı. Biz de bu toplantıda bulunmaktan hakikaten hepimiz bütün arkadaşlarımız için de söylüyorum büyük keyif aldık. İnşallah bu Türkiye'nin demokratikleşmesi, reformlar istikametinde ilerlemesi ve daha güçlü ama tek amacı, tek görevi vatan savunması olan bir Türk Silahlı Kuvvetlerine geçiş bakımından da önemli bir toplantıydı." değerlendirmesinde bulundu.

(Sürecek)

VİDEO HABER

İsrail'in Gazze'de bir vahşeti daha görüntülendi!

Haber Ara