Akdoğan, Ülke TV'de "Gündem Özel" programında gündeme dair soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a ilişkin bir PR çalışması yapıldığına işaret eden Akdoğan, Demirtaş'ın barajı geçtiğinde daha demokrat olacağının garantisinin bulunmadığını ifade etti.
Demirtaş'ın kardeşinin de benzer çizgideki bir partide genel başkanlık yaptığını, daha sonra da Kuzey Irak'a gittiğini hatırlatan Akdoğan, orada ne iş yaptığını sorması üzerine kendisine "İnsanlık onuru için savaşıyor" denildiğini aktardı. Akdoğan, "Savaşıyor da o yapı Türkiye'ye karşı da savaşıyor. Savaşmıyor mu? Karakolu basıp birlikte evlatlarını şehit edenler kim? Mesele şu, kişiselleştirmek için söylemiyorum, demokratik siyasete inanıyor musun inanmıyor musun? İnanan bir insan o yolda yürür. Partisi kapatılsa da yürür, ceza alsa da yürür, barajı geçmese de yürür. Hemen eline silah almaz, dağa çıkmaz. Sen öyle yapıyorsan demokrasiye inanmıyorsun" diye konuştu.
-"Aktif bir işbirliği var"
HDP'nin Kandil ile arasına mesafe koyması ve ayrı bir kulvarda yürümesi gerektiğini belirten Akdoğan, şöyle devam etti:
"AK Parti'yi devirip kaos çıkarma senaryosunun sen parçası oluyorsan, o mihraklar, paralel yapı başta olmak üzere senin varlığına karşı olan yapılar, şu anda sana destek oluyorsa burada başka bir şey var. Sen bunu nasıl içine sindiriyorsun? Nasıl rahat ediyorsun? İsteyen istediğine oy verebilir. Bu onlardan oy alma meselesi değil. Aktif bir işbirliği var. Bir tezgahın parçası oluyorsun. Bizim eleştirdiğimiz bu."
KCK ve paralel yapının bölgede alternatif otorite kurmaya çalıştığını, bu nedenle anlaşamadıklarını ve bu olmayınca da kendilerine izin vermeyen hükümeti devirmeye çalıştıklarını ifade eden Akdoğan, burada geçici bir uzlaşma olduğuna dikkati çekti.
"Bunların ikisi de paralel bir otorite kurma çabası içerisinde olan anlayışlardır" diyen Akdoğan, "Ortada bir oyun var, bir senaryo var. Bu senaryonun figüranı Selahattin Demirtaş. Bu senaryonun içinde çözüm süreci yok" diye konuştu.
"Selahattin Demirtaş'ın bu pozisyonu İmralı'yı da açığa düşüren bir pozisyon değil mi?" şeklindeki soru üzerine Akdoğan, şunları kaydetti:
"Bunlar farklı bir rüzgar estirmenin ve Öcalan'ı nasıl devre dışı bırakabiliriz, nasıl bir aktör olabiliriz, şimdi böyle bir şeyin içerisindeler. Karışmazsa niye İmralı'ya gidiyorlar? Talimat almıyorsan İmralı'ya ne diye gidiyorsun, niye gitmek istiyorsunuz? İmralı'ya piknik yapmaya mı gidiyorsun? Bir şekilde onu daha önce de boşa düşüren şeyler oldu. Biri iyi biri kötüdür anlamında söylemiyorum. Bunların temelde zihniyet olarak birbirlerinden farkları yok."
Aralarında bir çekişme olduğuna dikkati çeken Akdoğan, bunları kullanan yapının "Bir şekilde diğeri devre dışı kalırsa, bizim elimizdeki bu aktörlerle istediğimizi yaptırabiliriz" yaklaşımında olduğunu aktardı.
-"Türkiye düşmanı bazı aktörler var"
"Doğan Medya grubunun dışarıdan bir işaret aldığını düşünüyor musunuz? sorusu üzerine Akdoğan, burada bir algı operasyonunun olduğunu, buna dışarıdaki bir takım odakların da katıldığını belirterek, "Paralel çetenin zaten uluslararası zeminlerde kullandığı bir takım aktörler var, lobi grupları var, Türkiye karşıtı, Türkiye düşmanı bazı aktörler var. Onları da harekete geçirerek, bir takım mezhep gruplarını nasıl kaşıdıklarını, bu PKK meselesini nasıl kaşıdıklarını ve kimleri nasıl kullandıklarını o uluslararası mahfillerin biliyoruz" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin aleyhine, "otoriterleşti, despotlaştı, eksen kaydı, mahalle baskısı var" şeklinde bir takım yazılar yazıldığını dile getiren Akdoğan, "Yani Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerine kurgulanan, AK Parti düşmanlığı üzerine kurgulanan bir sürü şey var. Paralel çete gidiyor bir yerde operasyon yapıyor. Onu işte en zıt gibi görünen gazete, o gazetede de bakın, biri sağcı, biri solcu, hiç farkı yok hepsi aynı kaynaktan besleniyor. O haber yapıyor. Sonra uluslararası başka bir, Amerika'da bir gazetede çıktığını görüyorsunuz. Onun üzerine birileri çıkıyor açıklama yapıyor. Yani böyle bir network var ve bu ağ içerisinde karşılıklı paslaşarak bir yere gelmeye çalışıyorlar" şeklinde konuştu.
-"Seçim güvenliğini bozan bir unsur varsa bu terör örgütüdür"
HDP'ye yapılan saldırıları kınamak için bir aydının yayınladığı bildirinin anımsatılması üzerine Akdoğan, "Güneydoğu'da vatandaşı kim tehdit ediyor, 'AK Parti'nin mitingine gitme' diye veya işte köydeki muhtarları kim tehdit ediyor? İkide bir Kandil niye açıklama yapıyor, şehir isimleri vererek niye açıklama yapıyor, niye insanları tehdit ediyor? Yani burada seçim güvenliğini bozan bir unsur varsa bu terör örgütüdür ve onun işbirlikçileridir" değerlendirmesinde bulundu.
Şırnak'ta iki Hüda Par'lının hayatını kaybettiğine değinen Akdoğan, "Siyaseti şiddete açık hale getirenler, hukuk önünde, yargı önünde hesap verirler. Sandıkta da millete hesap verirler. Bu demokrasiyi zehirleyen bir durumdur" dedi.
Bu konuda Hükümet olarak her türlü tedbiri aldıklarını belirten Akdoğan, bir tehdit olduğu takdirde vatandaşın şikayet etmesi gerektiğini söyledi.
Seçime ilişkin hile iddialarının sorulması üzerine Akdoğan, Türkiye'de seçimlerin şeffaf bir şekilde gerçekleştiğini belirtti. Akdoğan, "Burada bir tane terör örgütü var, sen onun tehdidi altında oy alıyorsun, bir şaibe varsa budur şaibe" diye konuştu.
Seçimden sonra AK Parti'nin tek başına iktidar olması durumunda, ilk adımlarını başkanlık sistemine ilişkin mi atacakları yönündeki soruya karşılık Akdoğan, önceliklerinin yeni anayasa olduğunu söyledi.
(Bitti)
