Davutoğlu, İngiltere'nin başkenti Londra'daki temasları çerçevesinde bazı İngiliz gazetelerinin temsilcileriyle bir araya geldi. Guardian gazetesi diplomasi editörü Patrick Wintour, Davutoğlu ile yapılan görüşme sonrası kaleme aldığı haberde, Davutoğlu'nun "Türkiye'nin gelecek hafta başlayacak Suriye barış görüşmelerinde belirleyici etkiye sahip olma hakkı olduğunu söylediğini" yazdı.
Başbakan Davutoğlu'nun, Türkiye'de bulunan iki buçuk milyon Suriyeli sığınmacının, Beşşar Esed durduğu sürece ülkelerine dönmesinin tasavvur edilemeyeceğini kaydettiğini aktaran Wintour, haberinde Davutoğlu'nun şu sözlerine yer verdi:
"Barış görüşmeleriyle ilgili Türkiye'den daha fazla söyleyecek sözü olan ülke yoktur. Çünkü, Türkiye'de iki buçuk milyon Suriyeli var. Suriye'de üzerinde iyice anlaşılmış bir barış sağlanamazsa, bu bizim için artık bir iç meseledir. Esed, Şam'da oturmayı sürdürdükçe, hiçbir Suriyeli ülkesine dönmeyecektir."
Haberde Davutoğlu'nun, "PYD'nin, barış görüşmelerine katılamayacağını, çünkü PYD'nin Esed rejiminin suç ortağı olduğunu söylediği" kaydedildi. Davutoğlu'nun, "PYD gerçek bir muhalif değil. PYD ve rejim arasında yakın bir işbirliği var" dediği aktarıldı.
- "Suriye kültürüne uymayan DAEŞ var"
Davutoğlu'nun Suriye şehirlerindeki "Ortaçağ kuşatmalarının" kaldırılmasını da görüşmeler için ön koşul olarak ortaya koyduğunu yazan Wintour, Başbakan'ın "Bu kuşatmaların, rejim tarafından tasarlandığını ve açlık yoluyla öldürmek için bir savaş stratejisi olarak kullanıldığını" söylediğini kaydetti.
Guardian editörü, Başbakan'ın, Avrupa'daki sığınmacı kriziyle ilgili "İnsan kaçakçılığı konusunu görmezden geldiği yönündeki Avrupa'nın şikayetlerini saçma bulduğunu" dile getirdiğini, Avrupa Birliği'nin (AB), Ekim ayında söz verdiği 3 milyar avro finansmanı henüz sağlamadığına işaret ettiğini belirtti.
Davutoğlu'nun Türkiye'deki Suriyelilere çalışma izni sağladıklarını ve Türkiye'ye gelen Suriyelilerin Avrupa'ya seyahatlerini önlemek için sınırlı vizeler verdiklerini söylediği aktarıldı. Gazete, Davutoğlu'nun, "Türkiye'de sığınmacı, göçmen ya da yabancı karşıtı protesto göremezsiniz" dediğini yazdı.
Gazete, Başbakan Davutoğlu'nun, 2011'deki Arap Baharı hareketinin yıkılması sonucu mezhepçilik ve etnik çekişmenin arttığını dile getirdiğini belirterek, şu sözlerine yer verdi:
"Acıyı hissediyorum. Suriye, Lübnan'dan sonra en ılımlı Arap ve Ortadoğu toplumuydu. Şii ve Sünni aşırılığın olmaması bakımından ılımlı. Suriye toplumu, çoğulcu bir toplum. Her şehrinde farklı etnik kökenler var. Şimdi ise, Suriye kültürüne uymayan DAEŞ var."
