Dolar

32,5981

Euro

34,8100

Altın

2.509,08

Bist

9.471,40

Basbakan Davutoglu Almanya'da

Basbakan Davutoglu Almanya'da

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-01-22 21:19:53

Basbakan Davutoglu Almanya'da
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Rusya'nın müdahalesinden sonra Suriye'de artık güvenli hiçbir yer kalmadığını belirterek, "Suriye'de şartlar gittikçe kötüleşti. Ama biz Suriyeliler için ümidimizi kaybetmeden, hem mültecilere iyi şartlar sağlamak hem de Suriye'de kalıcı bir barışı ihdas etmek için gece gündüz çalışmak durumundayız. Bu konuda Almanya ile birlikte yapacağımız önemli çalışmalar olduğu kanaatindeyim" dedi.

Baş başa görüşmelerinin ardından, Türkiye-Almanya Hükümetlerarası İstişare Toplantısı'na başkanlık eden Davutoğlu ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, çalışma yemeği sonrası ortak basın toplantısı düzenledi.

Mültecilerin Avrupa'ya Türkiye üzerinden geldiği ifade edilerek, "Suriyelilere vize uygulaması başlattığınızı söylediniz. Türkiye, yasa dışı göçü önlemek amacıyla diğer Müslüman ülkelerden gelen mültecilere de vize uygulamayı tasarlıyor mu?" sorusu üzerine Davutoğlu, Türkiye'nin özellikle son 10 yılda ekonomik gerekliliklerle birçok ülkeyle vizeleri kaldırdığını, çünkü Türkiye'nin dışarıdan çok yoğun iş alan müteahhitlerin bulunduğu bir ekonomik yapıya sahip olduğunu söyledi.

Avrupa ile vizeler konusunda da Schengen'e geçiş konusunda da süreç işlediği için bu politikaların birbiriyle eşgüdüm içinde yürütüldüğünü belirten Davutoğlu, mülteciler sorununun buna yeni boyutlar kattığını ifade etti.

Başbakan Davutoğlu, "Vize getirdiğimiz husus, üçüncü ülkelerden gelen Suriyelilerle ilgili. Doğrudan Suriye'den gelenlerle ilgili değil. Çünkü doğrudan Suriye'den gelenler Türkiye'ye iltica eden, ölümden kaçan insanlar. Onlara açık kapı politikasını sürdüreceğiz ama üçüncü ülkeden gelirlerse, iltica dışında, yani ölüm tehdidinden kaçma dışında bir gerekçe olabileceği düşüncesi taşıdığımız için onları selektif olarak Türkiye'ye alacağız, vize üzerinden" diye konuştu.

Bu anlamda bir istatistik paylaşmak istediğini belirten Davutoğlu, "Vize uygulamasından önceki, 9 Ocak'tan önceki 1 hafta içinde üçüncü ülkelerden gelen Suriyeli sayısı 41 binken, ondan sonraki bir hafta içinde bin 100'e kadar düştü" dedi. Bunun Türkiye'nin bu anlamda takip ettiği politikanın doğruluğunu yansıttığını dile getiren Davutoğlu, bunu ailelerin parçalanmasına izin vermeden yapmaları gerektiğini kaydetti.

Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Kuzey Afrika ülkelerine gelince, Libya'daki istikrarsızlık dolayısıyla zaten Libya'ya, Ekim'den itibaren vize uygulamaya başlamıştık. Eylül'de gelenlerin sayısı 38 binken Ocak'ta bu bin 200'ler civarında oldu. Bunları şunun için zikrediyorum, yarın Libya'da düzen kurulduğunda ve bu tehlike ortadan kalktığında tekrar bunları görüşebiliriz. Cezayir ile zaten serbest vize uygulamamız yok. Dolayısıyla bu anlamda bir değişiklik söz konusu değil. Fas ile ticari ilişkilerimizin yoğunluğu dolayısıyla da onlarla yürüttüğümüz vize serbestliği söz konusu. Bu da tabii birlikte değerlendireceğimiz hususlardır. Türkiye üzerinden Avrupa'ya dönük illegal göçün engellenmesi için Türkiye elinden geleni yapıyor. Afganistan ile ilgili zaten benzer bir vize serbestliği yok. Afganistan ve Pakistan'dan özellikle gelenler biraz da İran'da uzun süre mülteci olarak kaldıktan sonra Türkiye'ye illegal yollardan giren unsurlar."

Bunları hep birlikte masaya yatırdıklarını ve değerlendirdiklerini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Önemli olan Türkiye ile AB'nin bu meseleyi ortak bir mesele olarak görmesi. Bu mesele tek başına Türkiye'nin üstlenebileceği bir konu değil. Hep beraber ele alabileceğimiz husus. Çünkü dünyada çevre bölgelerde istikrarsızlık arttıkça ister istemez Türkiye gibi ekonomisi istikrarlı olan ülkeye dönük akım da olabiliyor. Buradan Avrupa'ya geçmek isteyenler de olabiliyor. Şu ana kadar bu konularda son derece iyi bir işbirliği içindeyiz. Sonuçlarını da önümüzdeki dönemde hep beraber göreceğimizi ümit ediyorum. Türkiye'nin çok dinamik bir ekonomiye, yurt dışında büyük yatırımlara ve aynı zamanda da çok sayıda turisti ağırlayan ülke olduğunu göz önünde bulundurmak lazım. Türkiye'nin mültecilerin kaldığı bir açık hava hapishanesi şekline dönüşmesini istemediğimiz gibi Türkiye'nin kapısını dünyaya tümüyle kapatması da mümkün değil. Hep beraber vize rejimlerimiz arasında uyum olduğunda geri kabul anlaşması ve arkasından Schengen sisteminin esasları uygulanmaya başladığında eminim bu konularda çok daha etkin bir yol, yöntem söz konusu olacak."

- "Ortak kanaatimiz..."

"IŞİD'le mücadelede Türkiye'nin sınır güvenliği için talepleri vardı, uçuşa yasak bölge, Suriye içinde oluşturulması öngörülen güvenli bölge gibi bu konuyla ilgili herhangi bir konuşma geçti mi? Rusya'nın o bölgedeki varlığını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, Suriye konusunu bütün yönleriyle ele aldıklarını, Merkel'i de Suriye sınırındaki gelişmeler konusunda bilgilendirdiğini söyledi.

Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ortak kanaatimiz Suriye'de bir an önce siyasi diyaloglar üzerinden bir çözümün bulunması. Gerçekten bir çözüm olabilmesi için de Türkiye'deki ya da Almanya'daki mültecilerin, 'Artık Suriye'ye barış geldi, ben dönebilirim' diyebileceği şartların oluşması lazım. Aksi takdirde yapılan görüşmelerin barış görüşmesi sonucunu doğurmasını beklemek çok zor. Mesela Esad Şam'da otururken hiçbir mülteci 'Ben Suriye'ye geri döneyim' diye düşünmez. Çünkü şartların değişmediğine inanır. O bakımdan bizim kanaatimiz Suriye'de gerçek bir siyasal değişimin yaşanması ve bu yolla Suriye'de barış ortamı oluştuktan sonra Suriye'ye dönüşün başlaması. Bunun için de zaten Londra toplantısında olduğu gibi donörler toplantısıyla Suriye'nin yeniden yapılandırılması. Suriyelilere tekrar ülkelerinde en iyi şartların sağlanması için de uluslararası bir çalışma gerekli."

Suriye'de güvenli bir bölge oluşturulması, Suriyeli mültecilerin de bu bölgede tutulması için 3-4 yıldır olağanüstü bir kampanya yürüttüklerini ifade eden Davutoğlu, güvenli bölge oluşturulmazsa bu insanlar Türkiye'ye ve Avrupa'ya geçtiğinde yaşanacak sıkıntılara dikkat çektiklerini aktardı.

Buna karşın özellikle BM Güvenlik Konseyi'nden bu konuda destek alamadıklarını dile getiren Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Bakınız sonuçlarını şimdi hepimiz görüyoruz. Eğer iki sene önce Halep ile Türkiye arasındaki bir bölgede Suriyeliler için güvenli bir bölge ilan edilmiş olsaydı. Uçuşa yasak bölge ilan edilmiş olsaydı, orada biz bu mültecileri, 1-2 milyon mülteciyi o bölgede tutup hepsine orada yiyecek, barınak sağlamış olsaydık. Çok daha az maliyetli bir iş olurdu ve çok daha az insan hayatını kaybederdi. Ama uluslararası topluma anlatamadık. Kimse bizim yanımızda durmadı. Neredeyse yalvardık, 'Bakın burada bir insani trajedi geliyor, büyük bir yangın eşiğimizde, hep beraber Suriye içinde bu insanları tutacak bir formül bulalım' diye uğraştık, sözümüzü duyan olmadı. Şimdi ise Rusya'nın müdahalesinden sonra maalesef Suriye'de güvenli hiçbir bölge kalmadı. Çünkü Rusya, Suriye halkının sığınabileceği son güvenli noktalar olan Halep ile sınırımız arasındaki Azez bölgesine de hava saldırıları yapıyor. DEAŞ'tan daha çok Suriyeli sivillere ve ılımlı muhalefete saldırıyor ve onları öldürüyor. Son olarak İdlib'de iki okulda 30'a yakın öğrenci, Rus saldırısında öldürüldü. Suriye'de şartlar gittikçe bu anlamda kötüleşti ama biz Suriyeliler için ümidimizi kaybetmeden hem mültecilere iyi şartları sağlamak hem de Suriye'de kalıcı barışı ihdas etmek için gece gündüz çalışmak durumundayız. Bu konuda Almanya ile birlikte yapacağımız çok önemli çalışmalar olduğu kanaatindeyim."

- "Türkiye, bu kritik mücadelede Almanya ile yol yürümeye kararlı"

Davutoğlu, son günlerde Almanya'nın yalnız kaldığının konuşulduğu ve gerçekten yalnız kalıp kalmadığının sorulması üzerine "Ne Sayın Merkel ne de Almanya bu konuda yalnız değildir. Türkiye olarak Almanya'nın her zaman olduğu gibi yanındayız" ifadesini kullandı.

Bir konunun altını çizmek istediğini dile getiren Davutoğlu, siyasi liderlerin tarihe sadece geliştirdikleri projelerle değil, zor dönemlerde aldıkları insani tavırla geçtiklerini belirtti.

Davutoğlu, Avrupa ve dünyadaki birçok yerde Suriyeli mültecilerle ilgili insani boyutun unutulduğunu ve "Müslümanlara, Avrupa'da yer olmadığı" gibi görüşlerin dile getirildiği bir ortamda, Merkel'in bütün insanlık vicdanı adına tarihe geçecek bir adım attığını vurguladı.

Eğer 20-30 yıl sonra bugüne dönüp bakıldığında Almanya'nın bu insani tavrı dolayısıyla öncelikle bu tavra muhatap Suriyeli mülteciler nezdinde hiç unutulmayacağını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Onlar hep bunu hatırlayacaklar. Sonra da uluslararası ilişkiler kaydına Almanya'nın bu tavrı geçecektir. Kesinlikle Almanya yalnız değildir. Türkiye, bütün bu kritik mücadelede Almanya ile yol yürümeye kararlıdır. Ayrıca 18 Şubat'ta bir araya geleceğimiz fikirdaş ülkelere bakıldığında onlar da aynı tavrı benimsiyor. Avrupa'nın en önemli ülkeleriyle biz aynı masa etrafında aynı tavrı benimseyerek bir fikirdaş ülkeler topluluğu oluşturduk. Dolayısıyla biz Avrupalılar olarak ortak bir kaderi yaşamakta olduğumuza inanıyoruz. Avrupa kıtasının önemli ülkeleri, bugün bu konuda ortak bir tavra sahip. Alman kamuoyunun da Sayın Merkel'in gösterdiği insani tavır ve liderlik dolayısıyla takdir edilmesini bekliyorum."

Başbakan Davutoğlu, aynı konuda Türkiye'de de eleştiriye maruz kaldıklarına dikkati çekerek, "Muhalefet, seçim kampanyalarında '2 milyon Suriyeliyi geri göndereceğiz' diye kampanya yaptı. Düşünün, o 2 milyon Suriyeli geri gönderilmiş olsaydı, bugün birçoğu öldürülmüş olurdu ve biz tarihte 'İnsanları ölüme gönderen bir ülke' olarak anılırdık" değerlendirmesinde bulundu.

Gelen eleştirilere değil, insani sorumluluğa baktıklarını belirten Davutoğlu, kendilerine "10 milyar dolar niye mültecilere ayrıldı?" diye sorulduğunu aktardı.

Başbakan Davutoğlu, böyle zor dönemlerde insani tavır alan ülkelerin unutulmadığına, küçük hesap yapanların ise tarihe kötü şekilde geçtiğine inandıklarını belirtti.

Merkel'in ve Almanya'nın da mültecilerin insani boyutu konusunda gösterdikleri dirayetli tutuma işaret eden Davutoğlu, oluşturdukları farkındalık dolayısıyla Suriyeli mülteciler ve insanlık nezdinde son derece saygın bir yer edindiği kanaatinde olduğunu söyledi.

(Bitti)

Haber Ara