Dolar

32,5665

Euro

34,8863

Altın

2.436,50

Bist

9.645,02

Başbakan Davutoğlu: (1)

Başbakan Davutoğlu: (1)

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-12-02 23:46:36

Başbakan Davutoğlu: (1)
" Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yüzde 49,5 oy aldık, çok güçlü bir kamuoyu ve halk desteğiyle önümüzdeki dört yıl için size istikrarı vaat edebiliyoruz ama emin olunuz ki bize oy versin vermesin yüzde 100'ün, 78 milyonun hükümeti olarak, bu bilinçle hareket edeceğiz ve bize oy vermemiş dahi olsa, hatta en aykırı görüşlerle bize karşı çıkmış olsa dahi her vatandaşımızın sesine kulak vereceğiz" dedi.

Davutoğlu, Sheraton Otel'de düzenlenen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı kokteylinde katılımcılara hitap etti.

Toplantının hayırlara vesile olmasını dileyen Davutoğlu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes ve TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan'ı tebrik etti.

Dünyanın ve Türkiye'nin son derece kritik süreçten geçtiği bir aşamada, Türkiye'nin 1 Kasım seçimleriyle demokratik olgunluğunu göstermesi bağlamında dünyaya örnek bir netice elde ettiğini belirten Davutoğlu, TÜSİAD'ın son derece doğru bir zamanda sadece iş dünyasının değil, Türkiye'nin de genel meselelerini ele alma bağlamında önemli bir girişime öncülük ettiğini ifade etti.

"Tarihin öyle evreleri vardır ki o evrelerde doğru tavır almış, vizyon üretmiş ülkeler bir sonraki döneme çok hazırlıklı bir şekilde girerler ve sonraki on yılların değil, asırların tohumlarını atabilecek yeni açılımlara öncülük ederler" ifadesini kullanan Davutoğlu, "Eğer bu kritik evrelerde tereddüt söz konusu olur ya da yönetimde ciddi bir etkinlik problemi yaşanırsa, ileriki dönemlerde telafisi mümkün olmayan da sorunların kaynağını teşkil edecek sonuçlar doğar. Onun için kritik bir aşamadayız. Dünya şu anda iki önemli kriz kaynağının kıskacı altında, birisi küresel ekonomik, politik alandaki hala tam olarak kontrol altına alınamayan kriz, diğeri ise Türkiye'nin etrafında yoğunlaşan jeopolitik krizler ve fay hatları. Tam da bunların merkezinde bizim her zamankinden daha fazla bir araya gelmek, istişare etmek ve ülkemizin potansiyelini gözden geçirmek gibi bir sorumluluğumuz var" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, seçim öncesinde ve hükümet programı hazırlanmadan önce TÜSİAD'ın da içinde temsilen bulunduğu bir heyetle bir araya geldiklerini anımsatarak, bu süreç içerisinde G20 Zirvesine ev sahipliği yaptıklarını, Avrupa Birliği-Türkiye zirvesine katıldıklarını ve Rusya ile Suriye bağlamında yaşanan kritik bir süreci de yönetmek gibi bir sorumluluğu üstlenmiş durumda olduklarını söyledi.

Herkesin ortak kader bilinciyle hareket etme sorumluluğu bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, "Bu kritik kriz sürecinde 3 kategori ülke var, vizyon üretebilen, geleceği planlayabilen, öngörülebilir bir siyaseti gerçekleştirebilen ülkeler bu tür kriz dönemlerinde yükselişe geçiyorlar. Durumu sadece idare etmekle yetinip, yönetim kabiliyetini kaybetmeyenler yerlerinde sayıyorlar ama yönetim kabiliyetini kaybedenlerse çevremizdeki bir çok ülkede görüldüğü gibi, Ukrayna, Suriye başta olmak üzere, düşüşe geçiyorlar ve bir müddet sonra da içinden çıkılamaz bir kriz sarmalının esiri haline geliyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

- "Demokrasimiz bizim için her türlü derdin devasıdır"

Türkiye'nin bu kriz coğrafyasında ve küresel ekonominin daraldığı bir dönemde, yüksek bir performans sergilediğine dikkati çeken Davutoğlu, "Bunun en önemli kaynağı insanımızdır ve insanımızın dayandığı iki temel, biri demokrasi diğeri girişimci ruh. Demokrasimiz bizim için her türlü derdin devasıdır. Demokratik geleneğe sahip olmayan ve demokrasisini yaşatamayan ülkelerin insan kaynağını hayata geçirmeleri mümkün değildir. Aynı şekilde demokrasi olsa dahi dinamik bir nüfus yapısıyla girişimci bir etken, bir insan unsuru ekonomiyi harekete geçirmemişse o demokrasinin yaşayabilir olması da mümkün olmuyor. Yani demokrasinin yaşayabilir olması için ekonomik istikrara ihtiyaç var, ekonomik kalkınmanın olabilmesi için de siyasi istikrara ihtiyaç var" şeklinde konuştu.

Siyasi istikrarını kaybeden ülkelerin ekonomik bunalıma girdiğini, ekonomik alandaki üretkenliğini kaybeden ülkelerin de genç istihdamını sağlayamadığı için büyük çalkantılar yaşadığının görüldüğünü anlatan Davutoğlu, "Bizim en büyük gücümüzün yansıması nedir? 1 Kasım seçimlerinin neticesi, her şeyden önce" dedi.

Başbakan Davutoğlu, "Böyle bir kritik evrede eğer bir halk yüzde 85 katılımla, fevç fevç sandıklara gitmişse ve yine bu seçim sonrasında eğer yüzde 97,5 gibi bir temsil oranına ulaşan bir Meclis oluşmuşsa ve bunun içinden yüzde 49,5'luk bir siyasi istikrar müjdeleyen bir destek ortaya çıkmışsa, bundan daha büyük bir güç kaynağı yoktur" değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa'daki seçimlerde böyle bir katılım oranı olmadığını, birçok demokraside yüzde 97,5 temsilin hayalin ötesinde bir şey olduğunu anlatan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yüzde 49,5'luk bir iktidar ağır bir sorumluluk kadar aynı zamanda büyük bir güç kaynağı. Bu gücü arkamıza alıp Avrupa Birliği zirvesine oturduğumuzda sözümüz daha dinlenir ve etkili hale gelmiş oluyor. Buradan şunu ifade etmek istiyorum, sadece siyasiler değil, sivil toplum da demokrasiye sahip çıkacak. Bizim en büyük gücümüz insanımızsa, insanımızın en büyük dayanağı da demokrasimizdir. Hak ve özgürlüklerin korunması, demokrasimizin yaşatılması, ekonomimizin üretken bir nitelik kazanmasının olmazsa olmaz şartıdır. Hep beraber demokrasiye ve demokrasinin dayandığı hak ve özgürlüklere sahip çıkma sorumluluğumuz var. Kim ne niteliğiyle gelirse gelsin, vesayete karşı omuz omuza durma sorumluluğumuz var. Türk ekonomisinin büyük atılımlar gerçekleştirdiği dönemlere baktığımızda demokrasinin de aynı dönemlerde daha sağlam temellerde yükseldiğini görüyoruz."

- "Her vatandaşımızın sesine kulak vereceğiz"

Güven oylaması sonrasında muhalefet liderlerine hitap ederken vurguladığı bir hususu da paylaşmak istediğini dile getiren Başbakan Davutoğlu, "Evet, yüzde 49,5 oy aldık, çok güçlü bir kamuoyu ve halk desteğiyle önümüzdeki dört yıl için size istikrarı vaat edebiliyoruz ama emin olunuz ki bize oy versin vermesin yüzde 100'ün, 78 milyonun hükümeti olarak, bu bilinçle hareket edeceğiz ve bize oy vermemiş dahi olsa, hatta en aykırı görüşlerle bize karşı çıkmış olsa dahi her vatandaşımızın sesine kulak vereceğiz. Kimse yüzde 49,5, yüzde 50,5 karşıtlığına dayalı kutuplaştırıcı bir siyaseti önümüze koyamaz" dedi.

Davutoğlu, yüzde 50,5'i de yüzde 49,5'i de aynı ölçüde değerli gördüklerini ve attıkları her adımda ülkenin geleceğini düşüneceklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Bu şekilde bir yaklaşım içinde muhalefete de yaptığım çağrıyı hep beraber bütün topluma buradan özellikle de sivil toplumumuza sizin üzerinizden yapmak istiyorum. O zaman geliniz kutuplaştırıcı bir dilden kaçınalım. Kim demokrasimizi vesayet altına almak istiyorsa ona karşı omuz omuza verelim, kim hesap vermeyeceği bir gücü kullanmaya kalkıyorsa ona karşı omuz omuza verelim. Hesap vermeden ve halkın önüne çıkmadan elde edilecek gücün hiçbir meşruiyeti olamaz. Beni huzurunuzda, 78 milyon vatandaşımızla eşit bir vatandaş olarak huzurunuza çıkaran yegane fark, halkımızdan aldığımız yüzde 49,5'luk güç ama aynı ölçüde halkımıza ve sizlere hesap verme sorumluluğu taşıyor olmamdır."

(Sürecek)

Haber Ara