Dolar

32,3787

Euro

35,0444

Altın

2.326,37

Bist

9.134,82

Bakanlar Kurulu Toplantısı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ: (2) - '(Suriye'deki kimyasal saldırı) Bize ulaşan bilgiler hem istihbarat örgütümüz üzerinden hem de elde edilen haberler, görüntüler ve fotoğraflar üzerinden baktığımızda burada kimyasal silah kullanıldığı çok net bir şekilde gözüküyor ancak bunun uzmanlar tarafından da elbette incelenmesi ve soruşturulması son derece önemlidir'- 'Uluslararası to

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-04-09 23:03:04

Bakanlar Kurulu Toplantısı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Suriye'deki kimyasal saldırıya ilişkin, "Bize ulaşan bilgiler hem istihbarat örgütümüz üzerinden hem de elde edilen haberler, görüntüler ve fotoğraflar üzerinden baktığımızda burada kimyasal silah kullanıldığı çok net bir şekilde gözüküyor ancak bunun uzmanlar tarafından da elbette incelenmesi ve soruşturulması son derece önemlidir." dedi.

Bozdağ, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Bir gazetecinin, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'deki kimyasal saldırıya ilişkin açıklamalarını hatırlatarak değerlendirmesini sorması üzerine Bozdağ, Suriye'de yaşananların herkesi derinden üzdüğünü söyledi.

Sadece son olayların değil, bugüne kadar yaşananların çok kötü sonuçlar ortaya koyduğunu ifade eden Bozdağ, "Kimyasal silah kullanımı sonucu ölenler insan olduğu gibi diğer silahların kullanımı sonucu ölenler de insandır. Sadece kimyasal silah kullanıldığında değil, jetlerle bombalandığında, diğer silahlarla siviller öldürüldüğünde de uluslararası toplumun aynı tepkiyi vermesi gerekir. Zira ölen yine insandır. Öldürülen silaha göre, öldüren maddeye göre tavır takınmak doğru bir yaklaşım değildir. Ölen insana göre tavır takınmak esasında doğru bir yaklaşımdır." diye konuştu.

Bugüne kadar Suriye'de katledilen 800 bin civarında insanın ve göçe zorlanan milyonlarca insanın sorumluluğunun birinci derecede Suriye rejimine ait olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Katliamları durdurma güç ve imkanlarına sahip olanlar, bu zorunlu göçü engelleme gücüne sahip olup da bu gücünü kullanmayanlar da buradaki katliamlardan ve olup bitenlerden mesuldür." değerlendirmesinde bulundu.

- "Tarafların iddialarına bırakılmayacak kadar önemli bir konudur"

Bozdağ, Suriye yönetiminin daha önce de kimyasal silah kullandığını, o zaman da dünyanın ayağa kalktığını, olayın soruşturulduğunu ama adım atılmadığını anımsatarak, şunları kaydetti:

"Bu konuda söz söylemenin ötesinde artık işler yapmak gerekir. Aksi takdirde söylenen sözlerin arkası gelmeyince orada daha büyük cinayetler, daha büyük olumsuzluklar yaşanmaktadır. Türkiye, Suriye'de meydana gelen son saldırıya ilişkin tutumunu en net şekilde ortaya koyan ülkelerdendir. En üst düzeyde kınamasını Türkiye yapmıştır. Cumhurbaşkanımız, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Putin ile Duma'da olan katliamı ve saldırıyı görüşmüştür. Bu bölgede, Doğu Guta'da yaşananlar ile ilgili Türkiye uzunca bir zamandır Rusya üzerinden bir çalışma yürütüyor. Oradaki sivillerin kötüleşen durumlarını ortadan kaldırmak, tahliyelerini sağlamak için de önemli çabalar ortaya koyuyor. Tabii Amerika'dan açıklamalar var, Rusya'dan açıklamalar var.

Baktığımız zaman bu açıklamalar birbirini teyit eden açıklamalar değil. Biri başka söylüyor, öteki başka söylüyor ama bir de ortada fotoğraflar var. Ortada görüntüler var. Ortada haberler var. Bu fotoğrafları, görüntüleri izlediğimizde, incelediğimizde bu görüntülerin normal silahlarla oluşmadığına dair uzmanların kanaatleri var. Öyleyse burada bu konunun net bir şekilde, geciktirilmeden soruşturulmasında ve aydınlatılmasında fayda vardır. Tarafların iddialarına bırakılmayacak kadar önemli bir konudur bu."

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü başta olmak üzere uluslararası kuruluşların Suriye'de olup bitenleri süratli şekilde soruşturması ve dünya kamuoyunun doğru bilgilerle aydınlatmasında fayda olduğunu kaydeden Bozdağ, "Bize ulaşan bilgiler hem istihbarat örgütümüz üzerinden hem de elde edilen haberler, görüntüler ve fotoğraflar üzerinden baktığımızda burada kimyasal silah kullanıldığı çok net bir şekilde gözüküyor ancak bunun uzmanlar tarafından da elbette incelenmesi ve soruşturulması son derece önemlidir." dedi.

- "Uluslararası örgütler, kuruluş amaçlarına uygun hareket etmek zorundadır"

Uluslararası toplumun birlikte hareket etmesinin önemli olduğuna dikkati çeken Bozdağ, birlikte hareket edilmediği takdirde başka olumsuz sonuçların ortaya çıkacağını söyledi.

Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Uluslararası toplumun Suriye konusunda artık rekabeti bir tarafa bırakıp, kendi çıkarlarını bir tarafa bırakıp, insanın yararını, oradaki sivillerin, masumların hukukunu koruyan, uluslararası hukuka, uluslararası sözleşmelere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kararlarına uygun hareket etmesinden geçmektedir. Eğer bu hareket yapılmazsa uluslararası hukukun da uluslararası sözleşmenin de Birleşmiş Milletlerin de uluslararası örgütlerin de bir hiç olduğu ortaya çıkar. Bugüne kadar Türkiye hep söylüyor. 'Dünya beşten büyüktür' ama Dünya birden de büyüktür çünkü beş tane üye bir araya geliyor. Biri veto ettiği zaman adım atılamıyor. Demek ki burada bir kişinin sözü her şeyi değiştirebiliyor. Bunun için dünyanın birden de beşten de büyük olduğunu ifade eden bir ülke olarak biz burada diyoruz ki uluslararası hukuk, uluslararası sözleşmeler, uluslararası örgütler anlamını, saygınlığını, otoritesini kaybetmek istemiyorsa kuruluş amaçlarına uygun hareket etmek zorundadır.

Biz Türkiye olarak, uluslararası örgütlerin, kendi kuruluş amaçlarına uygun hareket etmeleri gerektiğinin bir kez daha burada altını çiziyoruz. Suriye, artık hesap yapılacak bir konu olmaktan çıkmıştır. Hepimizin insanlığımıza, hepimizin vicdanına sahip çıkma vaktidir. Umarız ki bundan sonra uluslararası toplum söz söylemekten öte, yapacağı somut işlerin gereğini yapar."

- "Uluslararası hukuka sahip çıkmamız lazım"

Bir gazetecinin, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un "kimyasal silah kullanımı ve Türkiye'nin Afrin'in kontrolünü Suriye hükümetine vermesi gerektiğine" ilişkin açıklamalarını hatırlatarak, "Hükümetin buna ilişkin değerlendirmesi nedir?" sorusu üzerine Bozdağ, Lavrov'un açıklamalarına karşılık ABD'den de yapılan açıklamalar olduğunu belirtti.

Bunların birbirini tekzip eder nitelikte olduğuna dikkati çeken Bozdağ, "Onun için biz Doğu Guta Duma'da yaşanan hadisenin derhal soruşturulması ve işin çok net bir şekilde gerçeğinin ortaya konulması gerektiğinin altını çiziyoruz ve bu konuda gecikmeye mahal vermeden adım atılması gerektiğini de ifade etmek istiyoruz." diye konuştu.

Suriye'nin ABD ve Rusya'nın güç savaşına kurban edilmemesi gerektiğini vurgulayan Bozdağ, "İki ülkenin bilek güreşine oradaki masumların ölümünün kurban edilmemesi gerekir. Eğer siviller ve masumlar ölüyorsa burada uluslararası hukuk çiğneniyorsa hepimizin beraber sivillere, masumlara, uluslararası hukuka sahip çıkmamız lazım." ifadelerini kullandı.

Ülkelerin kendi çıkarlarının Suriye'deki masum sivillerin hayatından ve uluslararası hukuktan önce geldiğinin gözüktüğüne dikkati çeken Bozdağ, "Değerlendirmeler de çıkar esaslı değerlendirmelerdir. Artık Suriye konusu ülkelerin ulusal çıkarları penceresinden değerlendirilecek bir konu olmaktan çıkmıştır, bir insanlık, insan onuru, vicdan konusudur. Onun için burada çıkarlar üzeri bir değerlendirme yapmakta fayda vardır." dedi.

- "Türkiye'nin Afrin'de bulunması bir işgal değildir"

"Türkiye'nin Afrin'de bulunması bir işgal değildir." ifadelerini kullanan Bozdağ, Türkiye'nin, Suriye'nin toprak bütünlüğüne, siyasal birliğine, egemenliğine saygılı olduğunu belirtti.

Bozdağ, Zeytin Dalı Harekatı'nın Suriye'nin toprak bütünlüğünü zedeleme değil, terör örgütlerince Suriye'nin işgal edilmiş topraklarını ve bütünlüğünü koruma maksadı da taşıdığına işaret ederek, şunları dile getirdi:

"Türk Silahlı Kuvvetleri, Afrin'de işgalci değildir, kalıcı değildir. Biz orayı teröristlerden ve terör örgütlerinden arındırmak, bölge halkının terör örgütlerinin baskısı ve zulmünden kurtulmasını sağlamak, hem sınır güvenliğimizi hem ülkemizin güvenliğini hem de bölgenin güvenliğini sağlamak için oraya gittik. Şu anda da Afrin bölgesi teröristlerden arındırılmış durumdadır ancak teröristlerin tuzakları, mayınları, el yapımı patlayıcıları ve diğer şeylerin tespiti ve imhası devam etmektedir. Biz hedefimize, bölgedeki huzur, sükun, barış, istikrar ve güven ortamını sağlayınca ancak ulaşacağız. Fırat Kalkanı Harekatı bölgesinde de bölgeyi teröristlerden temizlediğimizde nasıl bölgeyi, bölgenin gerçek sahipleri olan insanlara teslim ettiysek şimdi Zeytin Dalı Harekatı kapsamında da Afrin bölgesini, Afrinlilere emanet edeceğiz.

Onlar kendi oluşturacakları yönetimle, meclisle oranın her türlü işini, ihtiyacını görmeye devam edeceklerdir. Türkiye olarak da biz onlara bu anlamda yardımcı olacağız."

- "Suriye'nin topraklarında gözümüz yok"

Amaçlarının Suriye'yi bölmek olmadığını yineleyen Bozdağ, Suriye'de şu anda bir otorite boşluğu bulunduğunu, devletin her tarafa egemen olmadığını, terör örgütleri PYD/PKK/YPG-KCK ve DEAŞ'ın önemli bir alanı kontrol ettiğini söyledi.

Bozdağ, şöyle konuştu:

"Suriye'de meşru muhalefet var, başka gruplar var, pek çok ihtilaf var, çözüm bekleyen sorunlar var. Suriye'de yaşananların silah zoruyla çözülemeyeceğini de Türkiye olarak biz hep söyledik. Burada esas çözüm siyasi çözümdür. Siyasi çözüm ortaya çıktıktan sonra zaten buradaki durumun ne olacağı bu siyasi çözüme göre netleşecektir ama biz Türkiye olarak şunu söylüyoruz: Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yoktur. İşgalci değiliz, kalıcı değiliz. Siyasi çözüm ortaya çıktıktan sonra da buralar o siyasi çözüme göre şekillenecektir."

(Bitti)

VİDEO HABER

Sahibinden 16 milyon TL'ye satılık ‘tarihi kilise’

Haber Ara