Dolar

32,3184

Euro

35,1145

Altın

2.295,76

Bist

9.050,61

Bakanlar Kurulu toplantısı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ: (1)- '(ABD'nin Suriye'de 'Sınır Güvenliği Gücü' kurma planı) Türkiye kendi milletinin ve devletinin daha doğru bir ifadeyle Türk milleti ve Türkiye Devleti'nin bekası söz konusu olduğu zaman riskleri ortadan kaldırmak, tehditleri yok etmek gerektiğinde bunları tereddütsüz yapacaktır ve yapıyor da'- '(ABD'nin YPG'ye silah yardımı) Türkiye bu

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-01-17 23:07:59

Bakanlar Kurulu toplantısı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, ABD'nin Suriye'de "Sınır Güvenliği Gücü" kurma planına ilişkin, "Türkiye kendi milletinin ve devletinin daha doğru bir ifadeyle Türk milleti ve Türkiye Devleti'nin bekası söz konusu olduğu zaman riskleri ortadan kaldırmak, tehditleri yok etmek gerektiğinde bunları tereddütsüz yapacaktır ve yapıyor da." dedi.

Bozdağ, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Isparta'da askeri uçağın düşmesi sonucu 3 askerin şehit verildiğini anımsatan Bozdağ, şehitleri rahmetle andı, ailelerine, yakınlarına ve Türk Silahlı Kuvvetlerine başsağlığı diledi.

Bozdağ, "Meydana gelen olayla ilgili hem adli hem idari tahkikat başlatılmıştır. Bu hadisenin bütün boyutlarıyla incelenmesi ve düşüş nedeninin ortaya çıkarılması, varsa sorumluların gereğinin yapılması elbette bizim de yakından takip edeceğimiz bir konudur. İdari ve adli tahkikatlar devam ediyor, bittiği zaman bu olayın gerçek nedeni hakkında daha net bir fikir sahibi olacağız." diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Bakanlar Kurulumuz, Milli Güvenlik Kurulu tavsiye kararı doğrultusunda olağanüstü hal uygulamasının 3 ay daha uzatılması hususunu değerlendirmiştir ve sonuç itibarıyla 19 Ocak 2018 tarihinden geçerli olmak üzere, olağanüstü halin 3 ay daha uzatılmasını benimsemiş ve bu konuda hazırlanan tezkere Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na gönderilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nun yapacağı görüşmeler neticesi, vereceği kabul kararı üzerine olağanüstü hal 3 ay daha uzatılmış olacaktır." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin karşı karşıya olduğu tehditlerin olağanüstü halin 3 ay daha uzatılması zaruretini ortaya koyduğuna işaret eden Bozdağ, şunları söyledi:

"FETÖ, PDY terör örgütü başta olmak üzere PKK, DEAŞ, DHKPC diğer terör örgütleriyle etkin ve kararlı bir mücadele yürütülmektedir. Bu mücadele elbette hükümetimizin kararlılığı, güvenlik güçlerimizin etkin ve kararlı mücadelesiyle birlikte olağanüstü hal uygulamasının sağladığı imkanların da önemli rol oynadığını buradan ifade etmekte fayda görürüz."

Olağanüstü hal uygulamasının bugüne kadar vatandaşların rutin hayatında herhangi bir değişikliğe yol açmadığını vurgulayan Bozdağ, "Olağanüstü hal daha önce de ifade ettiğimiz gibi Türkiye'mizin olağanüstü halden çıkıp olağan döneme dönmesi için hükümetimizin ve ilgili görevlilerin etkin ve hızlı karar alma ve alınan kararları etkin ve hızlı bir biçimde uygulaması bakımından önem arz etmektedir. Bundan sonra da vatandaşlarımızın hayatında bir olağanüstülük yaşanmayacaktır ancak terör örgütleri ile mücadelede dolayısıyla teröristler ve terör örgütleri bakımından olağanüstü bir iradeyle güçlü bir biçimde mücadele devam edecektir. Onların hayatlarında olağanüstü hal uygulamasının yansımaları elbette görülecektir." diye konuştu.

- "Türkiye'nin, kimse daha fazla sabır göstermesini beklememelidir"

Bozdağ, bir gazetecinin MGK bildirisinde yer alan, "Suriye'nin batısından ülkemize yöneltilen tehditlerin bertaraf edilmesi için gereken adımların derhal ve kararlılıkla atılacağı vurgulanmıştır." şeklindeki ifadeyi hatırlatarak, bu adımların neler olacağına ilişkin sorusu üzerine, şunları kaydetti:

"Türkiye sınır güvenliği bakımından tarihinin en kritik döneminden geçiyor. Çok önemli tehditler ve risklerle karşı karşıya. Suriye'de yaşanan hadiseler, Türkiye'nin toprak bütünlüğü, sınır güvenliği, vatandaşlarımızın ve bölgede yaşayan bütün insanların can ve mal güvenliği bakımından son derece önemli gelişmeler ve burada olup bitenlerin Türkiye'nin sınırlarını tehdit ettiğini hep beraber görüyoruz.

Özellikle son günlerde 'Suriye Sınır Güvenliği Görev Gücü' adı altında terörist bir yapılanmanın daha doğrusu terörist bir ordu oluşturulması çabaları, gayretleri çok net bir şekilde gözüküyor. Hem bölgede bir terör koridoru oluşturulması hem bu terör koridorunun güvenliği için sınır güvenliği adı altında terörist bir ordunun oluşturulması ve bu oluşumun desteklenmesi Türkiye'nin toprak bütünlüğü, sınır güvenliği, vatandaşlarımızın can ve mal emniyeti ve milli güvenliğimiz bakımından tartışmasız açık bir tehdittir."

Bunu herkesin böyle görmesi gerektiğini bildiren Bozdağ, şöyle devam etti:

"Türkiye, kendi milletinin ve devletinin daha doğru bir ifadeyle Türk milleti ve Türkiye Devleti'nin bekası söz konusu olduğu zaman riskleri ortadan kaldırmak, tehditleri yok etmek gerektiğinde bunları tereddütsüz yapacaktır ve yapıyor da. Ancak bazen riskleri ortadan kaldırmakla netice alınamayabilir, o zaman daha büyük riskleri göze almak gerekebilir. Türkiye, Türk milletinin ve Türkiye Devleti'nin bekası için riskleri ve tehditleri kaldırmanın dışında daha büyük risk gerektiren ve onunla ilgili adım atmayı gerektiren bir husus olduğunda bu adımı atmaktan çekinmeyecektir."

MGK sonrası yapılan açıklamada bu kararlılığın açık bir şekilde vurgulandığını belirten Bozdağ, "Türkiye, bölgesinde, hemen sınırın yanıbaşında bir terör koridorunun oluşturulmasına, bu koridorun güvenliği ve emniyeti için terörist bir ordu kurulmasına, kurdurulmasına ve buna destek verilmesine ve her türlü tahkimatın bu anlamda yapılmasına bugüne kadar defalarca karşı olduğunu söyledi." dedi.

Türkiye'nin bunu aleni bir şekilde söylediğini, en üst düzeyde ifade ederek, yapılan yanlışların vurgulandığını aktaran Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"DEAŞ terör örgütüyle mücadele bahanesiyle PKK'nın Suriye'deki uzantısı PYD/YPG ile iş birliği yapılmasının yanlışlığını da vurguladı. Stratejik de olsa, konjonktürel de olsa, dönemsel de olsa böyle bir adımın çok büyük bir yanlış olduğunu vurguladı, bunlara silah yardımı yapılmaması gerektiğini defalarca altını çizdi. Bize hep söyledikleri ayrı oldu ama ortaya çıkan sonuçlar tamamen söylediklerini yalanlayan sonuçlar oldu. Türkiye bu noktada artık sabrının son noktasına gelmiştir. Türkiye'nin bundan sonraki gelişmelere kimse daha fazla sabır göstermesini beklememelidir. Bu konuda atılması gereken adımlar neyse, Türkiye bu adımları atmakta kararlıdır."

(Sürecek)







Haber Ara