Dolar

32,3272

Euro

35,0896

Altın

2.298,91

Bist

9.053,67

Bakanlar Kurulu toplantısı

Bakanlar Kurulu toplantısı

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-06-15 21:53:29

Bakanlar Kurulu toplantısı
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, Suriye'nin kuzeyindeki son gelişmeleri değerlendirerek, "Kantonları bir araya getirecek bir formül üzerinde çalışma yapıldığının biz işaretlerini görüyoruz" dedi.

Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu'nun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazeteci Arınç'a, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Yüzde 60'lık grubun beklentilerine uygun şekilde hükümeti kurmalıyız. Herkes ilkelerini açıklasın, kimlerle ilkelerimiz bağdaşıyorsa oturalım' dedi. Yüzde 10 seçim barajı, YÖK'ün kaldırılması, siyasi ahlak yasası ve Cumhurbaşkanının Anayasal sınırlar içine çekilmesi gibi ilkeler sıraladı. Bu ilkeler, AK Parti ile bağdaşıyor mu? Görüşmelerde ilk turda sonuç alınacağını düşünüyor musunuz? AK Partinin ibresi en çok hangi partiye yakındır?" sorularını yöneltti.

Konuya ilişkin Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun genel değerlendirmelerde bulunduğunu hatırlatarak, bunları ilave edilecek bir husus bulunmadığını belirten Arınç, şöyle devam etti:

"Diğer genel başkanlar içerisinde basına aksedenler var, basına aksetmeyenler var. Basında da kaynağı belli olmadan, hangi bakanlıkların hangi partiye verileceği, Meclis Başkanının kim olacağı, bütün bunlara yönelik spekülatif haberler var. Her dönemde böyle şeyler olmuştur. Hatta bırakın koalisyon hükümetlerini kurmayı, tek parti iktidarlarında bile bakan toto oynadıklarını, zaman zaman bazı isimlerin özel olarak sızdırıldığını, içinde yaşayan bir arkadaşınız olarak biliyorum. Bütün bunlara biz itibar etmeyiz. İtibar ettiğimiz tek şey, genel başkanların veya partilerin yetkili kurullarının açıklamalarıdır. Özellikle bireysel olarak milletvekillerinin kendi arzu ve isteklerini yansıtan beyanları kendilerini bağlar, partilerini hiçbir zaman bağlamaz. Bu tür münferit açıklamalara karşı çıkması gerekir. Çünkü bunların genel başkanları da parti tüzel kişiliklerini de bağlayacak noktada olmaması düşünülür. Buna en çok riayet eden AK Parti'dir. Sayın başbakanımızın ve belki de birkaç bakan arkadaşımızın açıklamaları dışında bireysel olarak tercihte bulunulduğu duyulmamıştır. Elbette şu olabilir: Partiler yetkili kurulları içinde görüşürken, milletvekilleri özel görüşlerini açıklarlar. Bu her partide yapılacak özel görüşmeler sırasında konuşulacak şeylerdir. Ama bunların basın, ekran önünde, adeta partiyi bağlayıcı şekilde dile getirilmesi doğru da mümkün de değildir."

Arınç, henüz kesin seçim sonuçların açıklanmadığını, milletvekillerinin ant içmediğini ve hükümeti kurma yetkisinin kimseye verilmediğini anımsatarak, bunun takriben 15-20 gün sonra olacağını, hükümeti kurma görevinin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, herhalde AK Parti Genel Başkanı'na verileceğini ifade etti.

Genel Başkanın, kiminle koalisyon kurulabileceği konusunda siyasi partilerin genel başkanlarıyla samimi, dürüst görüşmeler yapacağını aktaran Bülent Arınç, temel ilkeler üzerinde anlaşılırsa, koalisyon hükümetinin kurulacağını, kurulamaz ise görevin muhtemelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na verileceğini, onun da hükümeti kuramazsa görevi iade edeceğini anlattı.

Arınç, şöyle devam etti:

"Belli bir süreç geçer de hükümet kurulamazsa, Cumhurbaşkanımızın da dahil olmasıyla bir erken seçim ortaya çıkabilecektir. Bunlar bilinmeyen şeyler değil. Bu süreci Türkiye'de artık herkesin bildiğini varsayıyoruz.

Bizim şu veya bu tercihimiz söz konusu olmaz. Bugünkü görüşmelerimiz sırasında bizi sevindiren unsurlardan bir tanesi şudur: Özellikle seçim sonrası ekonomik gelişmeler ortaya konulduğunda, Sayın Babacan ve ilgili bakan arkadaşlarımız, AK Parti'nin şu an için hükümette bulunmasından dolayı piyasalarda olumsuz anlamda bir dalgalanma olmadığını, olumlu bir beklenti içine girildiğini ifade ettiler. Bu büyüme rakamlarıyla birlikte faizler, enflasyon ve diğer makro ekonomik göstergelerde istikrarın devam ettiğini gösteriyor. İş çevrelerinin, ekonomi çevrelerinin, dış çevrelerin Türkiye'de istikrarı devam ettirecek bir hükümet görmek istediklerini sağır sultan bile biliyor. Dolayısıyla, eğer hükümet kurma aşamasına aşamasına girildiğinde, Sayın Başbakanımız, istikrarı devam ettirecek bir koalisyon örneğini ortaya koyabilirse, ben Türkiye'deki bu gelişmelerin olumlu anlamda devam edeceğine inanıyorum."

Bazı genel başkanların kapıları şimdiden kapatmış olabileceklerini vurgulayan Bülent Arınç, siyasetçilerin, "Ben şununla olmam, bununla olmam", "Benim şu kırmızı çizgilerim var, bundan asla vazgeçmem" demelerinin doğru olmadığını ifade etti.

Arınç, "Temel ilkeler ve prensipler üzerinde görüşmeler yapılabilir. Türkiye'nin hayrına olacak bir icraat hükümeti kurulabilirse, bundan Türkiye fayda görür. Biz mademki bir koalisyon hükümeti kurmaya mecbur kaldık, bu seçimler sonucunda, milletimizi suçlamıyoruz, milletimizin kararına saygı duyuyoruz, bu karardan ortaya çıkacak sonucun da Türkiye'de istikrarı devam ettirecek bir güçlü koalisyon kurulması olduğuna da inanıyoruz. Dolayısıyla onu bekleyip görmemiz gerekir. Bunun dışında bir anlayışın Türkiye'ye fayda getirmeyeceğine biz de inanıyoruz" diye konuştu.

-"Çözüm sürecinin olmaması eksiklik"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bugün Parti Meclisi toplantısından önce yaptığı açıklamalar bulunduğunu ifade eden Arınç, bu konuşmada belli ilkelerin madde madde sayılmadığını, ancak arkadaşlarının Kılıçdaroğlu'nun demek istediklerini maddeler halinde kendilerine ilettiklerini aktardı. Bunların bir kısmının temenni, bir kısmının siyasette mutlaka olması gerekenler olduğuna işaret eden Arınç, bir kısmı da belki sadece belli makamları hedef alan göndermeler olarak değerlendirdi.

"Bunlar değerlendirilir. Bunlar bugün yapılan açıklamalardır" diyen Arınç, ama bunların koalisyon kurulması için gelen birine henüz söylenmediğine dikkati çekti.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamasını dikkatle okuduğunu, siyasi değerlendirmeler yaptığını değerlendiren Bülent Arınç, şöyle konuştu:

"Bunların hepsine saygı duyabiliriz. Ama çok büyük bir eksiklik tespit ettim. Mademki buna önem verilerek açıklama yapılıyor, o basın mensubu arkadaşımız da bunların içerisinden bir süzme yaptıkları zaman, 12, 13, 14 tane başlık getiriyorlar, bir ana muhalefet partisi lideri, böyle kapsamlı bir konuşma yaptığı zaman nasıl oluyor da çözüm süreciyle ilgili bir cümleyi sarf etmiyor? Bu konuşmanın içerisinde çözüm sürecinin ne olacağını, bu sürece nasıl baktıklarını, koalisyon ortağı oldukları takdirde çözüm süreciyle ilgili kanaatleri nedir, ben bulamadım. Siz bulduysanız böyle bir cümleyi, lütfen bana da gösterin. Bunu bir eksiklik olarak görüyorum. Eğer Sayın Kılıçdaroğlu bu açıklamalara devam edecekse çözüm süreciyle ilgili özel düşüncelerini, şüphesiz partisine ait düşünceleri kastediyorum, kamuoyuna açıklamasında fayda olabilir."

Bir gazetecinin, AK Parti ile diğer partiler arasında koalisyon öncesi alt düzeyde görüşmeler olup olmadığını sorması üzerine Arınç, "bildiği kadarıyla olmadığını" söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Deniz Baykal ile görüşmesine değinen Arınç, Baykal'ın geçici TBMM Başkanlığı ve parlamentonun çalışması ile ilgili görüşme yaptığının taraflarca ifade edildiğini kaydetti.

Erdoğan'ın, siyasi parti liderleriyle görüşme yapacağına ilişkin sözlerinin basına yansıdığını buna, CHP ve MHP'nin karşı çıktıklarına dair açıklamalar yapıldığına vurgu yapan Bülent Arınç, şöyle dedi:

"Evet, Anayasa'da bazı hükümler var. Ama Cumhurbaşkanımızın, 'Siz şununla koalisyon kurun' şeklinde bir toplantıya davet ettiğini bilmiyorum, inanmıyorum. Bu herhalde Sayın Baykal gibi parlamento çalışmaları, belki Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar konusunda siyasi parti genel başkanlarını bilgilendirmek istemiş olabilir. Ama, takdir kendilerinindir. Biz, Sayın Başbakanımıza yetki verildikten sonra bir çalışma yapılacağını biliyoruz. Kendisi o şekilde ifade ettiler. Ama, birbirleriyle arkadaşlık ilişkileri olan insanların, bir araya gelmeleri, konuşmaları, çay içmeleri, onları bilmediğimiz gibi doğrudan bizi de ilgilendirmiyor."

-"Kantonları bir araya getirecek formülün işaretlerini görüyoruz"

Bir gazetecinin, "Suriye'de Türkmenlere ve Araplara dönük bir yer değiştirmeye zorlama da söz konusu. Türkiye, koalisyon güçlerinin bombardımanından rahatsız mı? Bu rahatsızlığı Türkiye ABD'ye iletti mi? Özellikle PYD lehine değiştirilen demografik yapıdan duyulan rahatsızlık iletildi mi?" sorusu üzerine Bülent Arınç, koalisyon güçlerinin DAEŞ hedeflerini bombalamasına Türkiye'nin muhalif tavrı olmadığı yanıtını verdi.

Arınç, şöyle devam etti:

"Evet, biz bu bombardımanlara bazı ülkeler gibi katılmadık. Kendimizce çok haklı sebeplerimiz de var. Ama bazı yerlerin kullandırılması dolayısıyla onlara belki birtakım imkanlar temin edilmiş olabilir, karşılıklı anlaşma içerisinde. Onlar, DEAŞ'a karşı bunu yapıyorlardı. Bu kez dediğiniz gibi bombalanan yerlerden insanların bir şekilde etnik temizliğe, PYD ve YPG tarafından ve DEAŞ tarafından, garip ilişkiler ve ittifaklar bunlar ama Suriye'nin kuzeyinde yaşanan gelişmeler, böyle bir sürülmenin, oraları temizlemenin, oraya başka unsurları doldurmanın ve kantonları bir araya getirecek bir formül üzerinde çalışma yapıldığının biz işaretlerini görüyoruz. Buradaki bombalama ve bazı kişilerin hayatını kaybetmesi dolayısıyla şüphesiz Başbakanlığımız kendilerine gerekli ikazlarda bulunmuş ve dikkatlerini de çekmiştir. Çünkü ABD ve koalisyon güçleriyle şu anda belli konularda Türkiye'nin, mesela eğit-donat konusunda olduğu gibi bir olumlu anlaşmanın, en azından fikir birliği yapmanın içindeyken son gelişmeler, bunun farklı şekilde seyrettiğini gösteriyor. Gereken ikazların da yapıldığını söyleyebilirim."

- Ahmet Sever'in kitabı

Başbakan Yardımcısı Arınç, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Başdanışmanı Ahmet Sever'in yazdığı kitabına ilişkin, "Siz, 2 gün önce bir televizyon programında Sayın Gül ile görüşme gerçekleştirdiğinizi söylediniz. Sayın Gül'ün siyasete dönme niyeti var mı?" sorusunu yanıtlarken, 4 buçuk yıl süren Hükümet Sözcülüğünden, mümkünse hükümeti ilgilendiren, Bakanlar Kurulu'nun gündeminde olan konuların görüşülmesi gerektiğini öğrendiğini kaydetti.

Ancak gazeteciler başka konularda soru sordukça, nezaketsizlik olmaması için farklı konularda bugüne kadar açıklamalar yaptığını belirten Arınç, "Ama bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Sorunuz özel bir sorudur. Bugün gündemimizde yok. Hükümetimizle doğrudan ilgisi yok" dedi.

Gazetelerde, kitaptan bazı alıntıları gördüğünü bildiren Bülent Arınç, kitapta yazılı olanların taraflara sorulabileceğini, dolayısıyla bu konuda bir şey söylemeyeceğini ifade etti.

Arınç, geçen hafta bazı etkinlikler dolayısıyla İstanbul'a gittiği bilgisini paylaşarak, "Cuma günü olması hasebiyle Sayın Abdullah Gül'ün hangi camide cuma namazı kılacağını sordum. Gerçi ben yetişemedim, o başka bir yerde kılmış herhalde. Sonradan da aradığımı bildiği için kendisi yeni ofisine beni çay içmeye davet etti. 40 yıllık arkadaşlar olarak, çok şükür aylar sonra tekrar bir çay içimi bir araya geldik. Bunda garip bir durum yok. Siz de zaten öyle sormadınız. Bundan sonra da her fırsat bulduğumda Sayın Gül'ü, eğer imkanım olursa ziyaret etmek, ondan yararlanmak isterim" diye konuştu.

Bir gazetecinin, Sever'in kitabına atfen, "Orada, sizi istifadan Abdullah Gül'ün döndürdüğü yazıyor. İstifadan döndürdü mü sizi?" diye sorması üzerine Bülent Arınç, "Kitabı okuyayım da ondan sonra özel bir görüşme sırasında bana bunu sorun, ben de cevaplandırayım" yanıtını verdi.

(Son)

Haber Ara