Dolar

32,3448

Euro

35,1194

Altın

2.309,79

Bist

9.079,97

Bakan Soylu, Uluslararası Göç Filmleri Festivali'nin basın toplantısında konuştu: (2)

'Bugün sınırlarını kapatan ülkelerin, üretim merkezlerine olan mahkumiyetten sıyrılmak, kendi üretimlerini yapabilmek adına yarın dünyadaki bu göç akımından istifade edebilmek için adım atacağını düşünüyorum'- 'Ne geçmişimize, ne sınırlarımıza, ne komşularımıza, ne de bize öğretilenlere sırtımızı dönmedik bu zamana kadar'- 'Alnımız hiçbir zaman muhataplarımız karşısında yere bakmadı, özellikl

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-05-28 14:04:25

Bakan Soylu, Uluslararası Göç Filmleri Festivali'nin basın toplantısında konuştu: (2)
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Alnımız hiçbir zaman muhataplarımız karşısında yere bakmadı, özellikle göç konusunda insaniliğimizi kaybetmediğimiz için... Hep girdiğimiz toplantılardan üstünlükle ve onurla çıktık" dedi.

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen Anadolu Ajansı'nın Global İletişim Ortağı olduğu Uluslararası Göç Filmleri Festivali'nin basın toplantısına katılan Soylu, göç konusunda son 10 yılda Suriye ve Orta Doğu'da yaşananlara işaret ederek, sorunun sadece Orta Doğu kaynaklı olmadığını anlattı.

"Ege'de yakaladığımız kaçak göçmen botlarında Afrika'nın ve adını duymadığımız ülkelerin vatandaşlarına rastlıyoruz. Keza Güney Amerika'da farklı göç dramları yaşanıyor." diyen Soylu, tarih boyunca var olan göçün 21. yüzyılı bir karakter olarak etiketlediğini ve Türkiye'nin, göçün en kritik aktörü konumunda olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin göçü üretmediğini, göçü yönetmekle yüz yüze kalan bir ülke olarak, göçe kaynaklık eden Orta Doğu coğrafyasına komşu olduğunu dile getiren Soylu, "Tarihi, kültürel ve dini bağlarının yanında aynı zamanda riskleri olan farklı göç yollarının ve hedef ülkelerin geçiş güzergahında." dedi.

Soylu, insanların yaşadıkları topraklarda, terörü, şiddeti ve istikrarsızlığı körükleyip, sonra bu insanlar yer değiştirmek istediğinde karşılarına maddeci bir bakışla çıkılamayacağını belirterek, "Gelişmiş dünya bugün maalesef tam da bunu yapmakta. Su yok. Sağlığa erişim, eğitim, adalet yok. Vekalet savaşlarının, silah tüccarlarının gelir elde etmek için kıyasıya mücadelesinin arasında kalmış çocuklar, yaşlılar, anneler var." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin dünyada en çok mültecinin yaşadığı ve kendi sınırları dışından gelenlere en çok sahip çıkan ülke olduğunu vurgulayan Soylu, "Ne geçmişimize, ne sınırlarımıza, ne komşularımıza, ne de bize öğretilenlere sırtımızı dönmedik bu zamana kadar." dedi.

Göç konusunda iş birliği halinde çalışan kurumlara ilişkin de bilgi veren Soylu, şöyle konuştu:

"Kamplarda, on binlerce insana, bu ülkenin bütün kaynaklarıyla ve imkanlarıyla bakmaya çalıştık. Bütün dünya, bu konudaki bütün otoriteler Türkiye'ye hayranlığını ortaya koydu. Bir taraftan ekonomik süreç bir taraftan da göç konusunda dünyada özellikle Avrupa medeniyetinin ortaya koyduğu 'sırt dönen' tavır söz konusuydu. Elbette bu, hem kendi insanımıza hem de dünyaya bu empatiyi bir kez daha hissettirebilme anlayışımızı ortaya koyuyor. Bir de biz komşulu bir milletiz. Komşuluk, zihnimizden atamayacağımız, kodlarımızdan silemeyeceğimiz bir kültürümüz. Onun için bir taraftan sanatı, kültürü bir taraftan da dünyada neler yaşandığını, hangi göç dramları yaşandığını veya hangi göç katkıları sonucunda nasıl sanatsal eserler ortaya konulduğunu bu festival bir vesileyle hem bize hem de dünyaya anlatacak. Biz çok katkısı olacağını ve göçü başka bir yere evireceğini düşünüyoruz."

Koronavirüs salgınına da değinen Soylu, "Kovid-19'dan sonra ülkeler kendi üretimleri konusunda başka bir makasa geçecek mi geçmeyecek mi? Bizim kanaatimiz, geçeceği yönünde." diye konuştu.

Avrupa'nın üretim problemini çözemediğini ve göç dalgasına ihtiyacı olacağını söyleyen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bildiğiniz gibi Türkiye, göç dalgası başladığından itibaren reaksiyonların yükseldiği bir ülke oldu. Ama Cumhurbaşkanımız devlet adamı olarak meseleye sadece siyasi yaklaşmadı. Siyasetçilerin aynı zamanda tarihlerine sahip çıkmaları, sosyolojisini iyi bilmeleri, geleceği iyi ölçmeleri gerekir. Liderler, toplumlara geçmişinde yaşadığı ve geleceğinde yaşamak zorunda olduğu birtakım değerleri anlatmak zorundadırlar. Bunu biz bu şekilde görüyoruz. Örneğin Almanya. Merkel ısrarla dışarıdan gelen göçmenleri almak istemekte. Sebebi, yaşlanan bir Almanya var. Ekonomisinin ve üretiminin geleceği açısından bakıyor. Belki çok erken bir değerlendirme yapıyorum ama bugün sınırlarını kapatan ülkelerin, üretim merkezlerine olan mahkumiyetten sıyrılmak, kendi üretimlerini yapabilmek adına yarın dünyadaki bu göç akımından istifade edebilmek için adım atacağını düşünüyorum."

- "Alnımız hiçbir zaman muhataplarımız karşısında yere bakmadı"

İçişleri Bakanı Soylu, göçmenlerin kültürel hayata dahil edilmesine ilişkin " 'Şu kadar göçmen yakalandı, şu kadar göçmene ev yaptık, şu kadar göçmen okudu, şu kadar göçmen doğdu, şu kadar göçmen ülkesine gönderildi.' Oysa bunun dışında sahici bir hayat var. Bu sahici hayatın hem ürettikleri hem de acıları, dramları var. Buna ulaşabilmeyiz. Bizim milletimiz buna ulaşabiliyor ve bu ülkenin bir evladı olmaktan da gurur duyuyorum." diye konuştu.

Soylu, "Çok fazla uluslararası toplantıda bulundum. Alnımız hiçbir zaman muhataplarımız karşısında yere bakmadı, özellikle göç konusunda insaniliğimizi kaybetmediğimiz için... Hep girdiğimiz toplantılardan üstünlükle ve onurla çıktık. Bu, milletimizin ve bizim medeniyetimizin bir gereğidir. Sayın cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu dirayetli ve bütün dünyaya da örnek teşkil eden, insanı merkeze aldığı göç politikası sebebiyle olduğunu da düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.

Bakan Soylu, özellikle Avrupa, Amerika gibi ülkelerin nitelikli göçmenleri almak istediklerini kaydederek, "Nitelikli, bize katma değer sağlayacak insanları da başka ülkelerin almasına fırsat tanımayacak bir kucaklamayı yaptığımızı düşünüyoruz." dedi.

En son izlediği "Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu" filminden oldukça etkilendiğini ve gözyaşları içerisinde seyrettiğini de anlatan Soylu, "O filmdeki de bir göç hikayesiydi. Hepimizin yaşadığı bir göç hikayesiydi. İnsanların Belene kamplarından nasıl bu topraklara acımasızca gönderildiğinin hikayesiydi. Şunu siz de ben de biliyoruz ki çocukluğumuzdan itibaren seyrettiğimiz televizyon ve sinema filmlerinin hepimizin hayatına etkisi var. Kim, 'Etkisi yok' diyorsa bence yanılıyordur. Bu kadar sıcak gündemin içerisinde sanata ayrılacak ufak bir zaman dilimi bence o sıcak gündeme galip gelir." ifadelerini kullandı.

Süleyman Soylu, festivalin kapanış töreninin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirileceğini sözlerine ekledi.

(Bitti)

Haber Ara