Dolar

32,4899

Euro

34,5503

Altın

2.495,63

Bist

9.548,09

Bahreyn’den Netanyahu’ya övgü

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-11-05 08:00:26

Bahreyn’den Netanyahu’ya övgü

Bahreyn Dışişleri Bakanı Halid bin Ahmed El-Halife'nin yaklaşık bir ay önce Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çalışmalarına katılmak üzere gittiği New York'ta Suriye Dışişleri Bakanı Velid El-Muallim ile kameralar önünde sarılıp kucaklaşmasıyla ilgili “Türkiye'ye karşı Esed'e destek” başlıklı bir yazı yazmıştım.

O yazıda El-Halife'nin sıradan bir isim olmadığına ve sadece kendi ülkesini temsil etmediğine, bilakis Katar'a abluka uygulayan dörtlü bloğun elçisi gibi hareket ettiğine dikkat çekmiş; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır'ın Doha'yla ilişkilerini kestiklerinde söz konusu ülkeler adına Ankara'ya mesaj getirenin o olduğunu hatırlatmıştım.

Bahreyn Dışişleri Bakanı, bu günlerde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya övgüde bulunmasıyla yeniden gündemde. Netanyahu, Cemal Kaşıkçı'nın vahşice katledilmesini kınamış fakat bölgedeki en büyük problemin İran olduğunu söylemişti.

Veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ı koruma refleksiyle yaptığı açıklamada, “Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda olan korkunç bir şeydir ve gerektiği şekilde ele alınmalıdır. Yine de aynı zamanda diyorum ki, Suudi Arabistan'ın istikrarının sürmesi dünya, bölge için çok önemlidir” demişti.

El-Halife'nin Netanyahu'ya övgüde bulunmasının sebebi işte bu açıklama.

İsrail Başbakanı'nın tavrını alkışlayan Bahreyn Dışişleri Bakanı, Twitter hesabında şöyle yazdı:

“Mevcut anlaşmazlığa rağmen, İsrail Başbakanı Sayın Binyamin Netanyahu'nun bölgenin istikrarının önemi ve Suudi Arabistan'ın bu istikrarı sağlamadaki rolü konusunda tavrı net.”

Netanyahu, geçenlerde sürpriz bir şekilde Umman'ı ziyaret etmiş ve Sultan Kabus Bin Said ile görüşmüştü. İsrail Başbakanı'nın önümüzdeki günlerde bir başka Körfez ülkesini daha ziyaret edeceği belirtiliyor.

Muhtemelen o ülke Bahreyn olacak.

Körfez'in küçücük ada ülkesi İsrail'le açıktan ilişki kurma konusunda bugüne kadar diğerlerinden hep bir adım öndeydi.

Bahreyn Veliaht Prensi Selman Bin Hamed El-Halife, geçen yıl yaptığı açıklamada, işgal altındaki Filistin'i “İsrail toprakları” olarak nitelemiş ve Yahudiler'in söz konusu topraklardaki haklarının “kutsal” olduğunu öne sürmüştü.

Netanyahu'nun açıklamasına gelince…

İsrail Başbakanı'nı ilgilendiren Suudi Arabistan'ın ve bölgenin istikrarından daha çok Veliaht Prens Muhammed Bin Selman'ın konumu.

Çünkü Kaşıkçı cinayeti İsrail'in “50 yıldır beklediği” Arap lideri koltuğundan edebilir.

Netanyahu bir yandan genç prensi kurtarmaya çalışırken diğer yandan da Körfez ülkeleriyle ilişkileri normalleştirme planlarının tamamen rafa kalkmaması için Umman sürprizi gibi alternatif yollara başvuruyor.

Ortadoğu'daki diktatör Arap rejimleri geçmişte halkların reform ve demokrasi taleplerine “Kudüs işgal altındayken şimdi bunun zamanı mı?” diyerek karşı çıkarlardı.

İsrail'le savaş halinde olduklarını öne sürer, Tel Aviv'le ilişkileri perde gerisinden yürütürlerdi.

Artık oyunlar perde önünde ve açıktan oynanıyor.

Çünkü aceleleri var.

Planlarını bozacak beklenmedik gelişmeler yaşanmadan önce hızlı adımlarla hedefe ulaşmak istiyorlar. Halkların tepkisinden de korkmuyorlar.

Amerika'nın ve İsrail'in desteğini arkalarına aldıktan sonra halklarına diledikleri gibi baskı uygulayabileceklerini biliyorlar.

Anlaşılan o ki, Kaşıkçı cinayetinin yansımaları Ortadoğu'daki dörtlü çeteyi Netanyahu'ya biraz daha yaklaştıracak.

Haber Ara