Avustralyalılar, Nauru Gözaltı Merkezi'nden tecavüz, cinsel taciz, saldırı ve sağlık sorunları sebebiyle Avustralya'ya tedavi amaçlı getirilen sığınmacıları desteklemek için gösteriler düzenledi.
Melbourne, Canberra, Adelaide, Newcastle ve Perth kentlerinde sokaklara dökülen Avustralyalılar, hükümete aralarında Avustralya'da doğan 37 bebeğin de bulunduğu 91'i çocuk, 267 sığınmacının Nauru'ya geri gönderilmemesi çağrısı yaptı.
Melbourne Eyalet Kütüphanesi önünde toplanan binlerce gösterici "Kalmalarına izin verin" sloganları attı. Victoria Mülteci Eylem Birliği tarafından düzenlenen gösteride konuşmacılar, Nauru'nun güvenlikten yoksun, insani yaşam şartlarının bulunmadığı bir ada olduğuna dikkat çekti.
Yeşiller Partisi federal milletvekili adayı Alex Bhathal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Nauru'ya gönderilmekle karşı karşıya bulunan mültecilerin hayatlarından endişe ettiklerini belirterek, "Nauru'da şartların kötü olduğunu her Avustralyalı bilir. Her gün ölüm tehditleri, tecavüz olayları oluyor, sığınmacılara karşı çok şiddet var ve hayatlarından endişe etmeleri için pek çok neden var" dedi.
- "Nauru ve Manus kapatılmalı"
Victoria Mülteci Eylem Birliği adına konuşma yapan Chris Breen de Nauru'da güvenli barınma ve iş olmadığına, çocukların okulda saldırıya uğradığına dikkat çekti. Breen, "Biz hiç kimsenin Nauru ve Manus'a geri gönderilmesini kabul etmiyoruz. Nauru ve Manus kapatılmalı, oradaki tüm sığınmacılar buraya getirilmeli ve kalıcı vize verilmeli" ifadelerini kullandı.
Breen, Nauru'da saldırılara maruz kaldıkları için Avustralya'ya getirilen sığınmacıların tekrar aynı yere gönderilmek istenmesini, "Bu insanları geri göndermek, sığınmacılara saldıranlara tekrar yapabilirsiniz diye yeşil ışık yakmak anlamına gelir. Hükümetimizin yaptığı şey de bu. Biz bunu durdurmak için bir hareket başlatıyoruz" sözleriyle değerlendirdi.
-"Bu insanların geleceği belirsiz"
Melbourne'a Bir Milyon Mesaj grubundan Sally Hunter da Melbourne Broadmeadows Transfer Merkezi'nde Nauru'ya gönderilmesi muhtemel anne ve bebeği ziyaret ettiğini aktararak, sığınmacıların akıbetinden endişe duyduklarını kaydetti. Hunter, "Bu insanların geleceği belirsiz. Sürekli işkence görecekleri ve hiçbir gelecekleri olmayan bir yere gönderilmeleri kesinlikle yıkıcı bir durum. Bu çocuklara ne olacağı konusunda hiç bir fikrimiz yok" dedi.
Avustralya'daki sığınmacı sorunun çözümü için dünya kamuoyunun desteğine ihtiyaç duydukların dile getiren Hunter, "Dünya kamuoyunu bizimle birlikte bu gelişmeye bir dur demeye çağırıyor ve birlikte herkesi gözaltı merkezlerinden kurtaralım diyoruz. Tüm kadınların, çocukların, bebeklerin, babaların, kızların, erkeklerin özgür ve huzurlu bir hayat yaşamaları için birlikte mücadele edelim" diye konuştu.
Avustralya kilise liderleri de Nauru'ya gönderilecek sığınmacılara, ülkede kalmaları halinde yer temin edebileceklerini ve hükümetin acımasız göç kurallarına karşı onları koruyabileceklerini duyurdu. Brisbane Anglikan Kilsesi Başkanı Peter Catt, Brisbane'daki ST Johns Katedrali'ni sığınmacılara açacaklarını bildirdi.
-Sığınmacılara Avustralyalı Türklerden destek
Sığınmacıların geri gönderilmesine karşı çıkan protestocular arasında Avustralyalı Türkler de vardı.
Zor durumda olanlara yardım etmenin Türk kültürünün en önemli özelliklerden biri olduğunu belirten Betil Tuna, ruhsal sıkıntılar haricinde bir yerde kısıtlı kalmanın, suçsuz olduğu halde hapis hayatı yaşamanın, tecavüze maruz kalmanın, beş yaşında tecavüze uğramış bir çocuğun geri gönderilmesinin kabul edilecek şeyler olmadığını belirtti.
Tuna, çocuk ve torun sahibi herkesin suçsuz yere dört duvar arasına konulan bu insanlara dönüp bakmasını isteyerek, "Zalimden kaçarken zulüm görme herhalde burada ilk defa görülen şeylerden bir tanesi" dedi.
-Birleşmiş Milletlerden uyarı
Avustralya Yüksek Mahkemesinin hükümetin göç politikalarını onaylayan kararının ardından Birleşmiş Milletler (BM) Mülteci Örgütü, Nauru'ya gönderilmeleri söz konusu çocuklar için en uygun çözümü bulmaları konusunda Avustralya'yı uyardı.
BM sözcüsü Benyam Mezmur, yaptığı yazılı açıklamada, "Yüksek Mahkeme tarafından verilen bu karar bizi çok endişelendiriyor. Çünkü bu çocuklar ve aileler, güvenli ve yeterli olarak kabul edilemeyecek bir yere gönderilme riskiyle karşı karşıyalar" ifadesini kullandı.
Yüksek Mahkemenin kararının ardından Avustralya'da gözler hükümete çevrilirken, Avustralya Federal Göç Bakanı Peter Dutton, ABC Radyo'ya yaptığı açıklamada, çocukları hayatlarının tehlikeye gireceği bir yere göndermeyeceklerini ifade ederek, "Bir yandan şefkatli olmak zorundayız. Ancak insan kaçakçılarından gelen tehdit konusunda da gerçekçi olmalıyız" dedi.
Sığınmacıların Malezya'ya gönderilmesi ihtimaline de değinen Dutton, "Bizim Malezya ve Asya'daki diğer ülkelerle iyi bir ilişkimiz var ve bu konuda görüşmeler devam ediyor" diye konuştu.
