Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

Atatürk komünistleri sever miydi?

Komünizmin Türk Devrimi için sakıncalı ve tehlikeli olduğunu, Mustafa Kemal Atatürk çeşitli vesilelerle değişik zamanlarda ifade etmiştir. Peki Komünist Partisi neden kuruldu ve niçin kapatıldı?

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-02-24 19:33:52

Atatürk komünistleri sever miydi?

1920 ve 1923 temelli Cumhuriyet'in şekillenip kurulmasının devamında millet meclisinin içerisinde her kesimin yer almasına özen gösteriliyordu.

Mecliste işçi ve köylülerin temsilcisi olmayışı, sosyalizme yakın görüşler savunularak giderilmeye çalışılıyordu. Meclis'te kurulan Halk Zümresi, Meclis içinde ve dışında var olan Yeşilordu, Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası, Mustafa Kemal'in kurdurduğu Türkiye Resmi Komünist Fırkası, hatta 1921 Anayasası, bu eğilimin ürünü. “idarenin doğrudan doğruya halka verilmesi” o yılların en çok telaffuz edilen siyasi ilkesi konumunda idi.

Emperyalistlere karşı

Hükümet, dış etkilerle ülkenin kimi yerlerinde hissedilen sosyalist hareketlenmeleri önlemek, hükümete muhalif sol güçleri denetim altına almak, emperyalist düşmana karşı verilecek savaşta Sovyetlerin yardımını daha da artırabilmek için, 18 Ekim 1920'de “Türkiye Komünist Partisi” adı altında bir parti kurdu.

Kendisini feshetti

Mustafa Kemal'in sözünü ettiği Türkiye Komünist Fırkası bu metni yazmasından beş ay önce, 1920'nin Ocak'ında kurulmuş; Mahmud Celâl (Bayar),Yunus Nadi, Mahmud Esad (Bozkurt) ve Tevfik Rüştü (Aras),Refik (Koraltan),Kılıç Ali ve Eyüp Sabri (Akgöl) gibi önemli devlet adamları da Mustafa Kemal'in talimatı ile partide yeralmışlar, genel sekreterliğe eski İçişleri Bakanı Hakkı Behiç (Bayiç) getirilmiş ama parti birkaç ay sonra yine Mustafa Kemal'in talimatı ile kendi kendini feshetti

Deneme-yanılma yolu mu?

Sosyalizm ve komünizm prensiplerinden hangilerinin ve ne dereceye kadar bizce uygulanabilir, hazmedilebilir olup kabul görüleceği üzerinde hükümetçe kafa yorulurken Türkiye Komünist Partisi'nin propagandasına karşı milletin düşüncesinin ortaya çıkması ve ne şekilde somut uygulamalara kapı aralanacağı da merak konusu idi. Süreç bir nevi Terakkiperver Cumhuriyet Halk Fırkası'ndaki süreç ile benzerlik göstermiştir.

Sovyet elçisi ile görüşme

1920'de, Türkiye'de iki ayrı “Komünist Fırkası” var. Mustafa Suphi ve Edhem Nejat tarafından kurulan komünist parti ile Mustafa Kemal'in direktifiyle kurulan resmi parti.
Atatürk, 24 Ocak 1921'de Ankara'da görüştüğü Sovyet Elçilik Temsilcisi Upmal Angorski'ye şunları söylüyor: “Şahsen ben ve yoldaşlarımdan birçoğu komünizm taraftarıyız. Ama hâl ve şartlar, bizim bu konuda susmamızı gerektiriyor. Eğer ben yarın komünist olduğumu açıklarsam, benim tesirimden eser kalmaz… Anlamak gerekir ki, komünizm bile Türkiye'de bizim işimizdir.”

"Türk Devrimi için sakıncalı"

Komünizmin Türk Devrimi için sakıncalı ve tehlikeli olduğunu, Mustafa Kemal Atatürk çeşitli vesilelerle değişik zamanlarda ifade etmiştir. Sivas Kongresi'nden hemen sonra, Amerikalı General Harbord'a verilen 27 Eylül 1919 tarihli muhtırada Mustafa Kemal Paşa, Milli Harekat'ın amacını anlatmış ve komünizmle ilgili görüşlerini dile getirmiştir.
Bu görüşlerden birisi de şöyle:

“Devlet bireyin yerini alamaz, fakat, bireyin gelişme ve kalkınması için genel koşulları göz önünde bulundurmalıdır. Devlet eliyle yapılacak işler, bireyin büyük kar getirmediğinden dolayı yapmayacağı işler veya milli çıkarlar için gerekli olan ekonomik işleri kapsar. Özgürlüklerin ve yurt bağımsızlığının sağlanması ve korunması ile iç işlerinin düzenlenmesi nasıl devletin görevi ise, devlet vatandaşların öğretimi, eğitimi, sağlığıyla ilgilenmek zorundadır. Devlet, memleketin asayiş ve savunması için yollarla, demir yolları ile, telgrafla, telefonla, memleketin hayvanlarıyla, her türlü taşıtlarıyla, milletin genel servetiyle yakından ilgilidir.

Memleket yönetiminde ve savunmasında, bu saydıklarımız, toptan, tüfekten, her türlü silahtan daha önemlidir. ... Özel çıkarlar çoğunlukla, genel çıkarlarla tezat halinde bulunur. Bir de, özel çıkarlar, en nihayet rekabete dayanır. Oysa, yalnız bununla ekonomik düzen kurulamaz. Bu kanıda olanlar kendilerini, bir serap karşısında, aldatılmaya terk edenlerdir. ...Bir de, ferdin kişisel çalışmaları, ekonomik kalkınmanın esas kaynağı olarak kalmalıdır. Ferdin gelişimine mani olmamak bilhassa iktisadi sahadaki özgürlük ve teşebbüsler önünde devletin kendi faaliyeti ile bir engel yaratmaması demokrasi prensibinin önemli esasıdır"

 

Haber Ara