Dolar

32,6273

Euro

34,7472

Altın

2.502,93

Bist

9.524,59

Aspendos turizmle değil 'Atlarıyla' da ünlü

Mustafa Kemal Atatürk'ün 1930'da Aspendos'u ziyaret edip “onarılıp yeniden kullanılması” talimatı verdiğini biliyor muydunuz? Peki Aspendos’ta yetiştirilen atların tüm Yakındoğu ve Akdeniz dünyasının en aranır atları olduğunu?

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-03-12 20:24:07

Aspendos turizmle değil 'Atlarıyla' da ünlü

Antalya'nın tarihi mekanlarından Aspendos, sadece Anadolu'nun değil tüm Akdeniz dünyasının en iyi korunagelmiş Roma Dönemi tiyatrosuna sahip olmasıyla ünlü. Şehir, Köprüçay yakınlarındaki tepe düzlüğünde kurulmuştur. Akdeniz ile ulaşımını ve gelişmesini yakınındaki nehre ve dolayısıyla çevresindeki bereketli topraklara borçlu olan Aspendos'ta bugün çoğunlukla tiyatro ve su yolları ziyaret ediliyor. Şehre ait diğer yapıların kalıntıları ise tiyatronun yaslandığı tepenin düzlüğünde.


Büyük İskender'e fazla dayanamadı

Tarihçiler, şehrin yakınlarında akan nehrin kenarında İ.Ö. 467 yılında Yunanlılarla Persler arasında geçen, Eurymedon Savaşı adıyla anılan savaşta Yunan tarafının kazandığından bahseder. Aspendos, Büyük İskender'e hileli yollarla direnme göstermeye çalışsa da sonuçta teslim olup, şehirde yetiştirilen ünlü atlar ve altın karşılığındaki vergi borcunu kabul etmişlerdir. İskender'in ölümünden sonra Ptolemaios egemenliğine giren şehrin, en parlak dönemi şüphesiz, ünlü tiyatro ve suyollarının inşa edildiği Roma İmparatorluk dönemidir.

20 bin kişiyi ağırlayabiliyor

Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü kaynaklarına göre, Aspendos Tiyatrosu, gerek mimari özellikleri gerekse iyi koruna gelmişliği ile Roma Devri tiyatrolarının günümüzdeki en seçkin temsilcilerinden biri. Tanrılara ve devrin imparatorlarına adanan yapı, Roma tiyatro mimarisinin ve yapım tekniğinin son çizgilerini sergiler. Aspendos tiyatrosu 15–20 bin kişi alabilmekteydi.
İmparator Marcus Aurelius devrinde (İ.S. 161–180) Theodoros'un oğlu mimar Zenon tarafından inşa edilmiş.

En iyi su yolu örnekleri

Aspendos suyolu sistemi antik suyollarının günümüze dek koruna gelmiş en iyi örneklerinden biridir. Genel görünümü, yaklaşık 1 kilometre uzunluğundaki kuzey-güney konumlu kemerli köprünün her iki ucundaki su basınç kuleleri oluşturur. Şehrin suyu tepede yer yer görülebilen ana kayaya oyulmuş armut şekilli sarnıçlarda toplanırken, İ.S. 2. ve 3'üncü yüzyıllarda tüm yapılarla beraber suyolu sistemi geliştirilerek suyun daha düzenli elde edilmesi başarılmıştır.

Şehrin ekonomisi tuza bağlı

Böylesine ufak bir ölçekte bir kentin tüm Akdeniz dünyasının en geçerli parasını basması ve anıtsal yapılarla donanması ekonomisindeki rahatlıkla açıklanabilir. Şehir ekonomisini ayakta tutan en önemli ihraç ürünü bugün kurutulup pamuk tarımında kullanılan, yakınlarındaki Kapria Gölü'nden elde edilen tuzdur.Diğer ihraç ürünleriyle beraber ulaşıma elverişli nehir aracılığıyla diğer Akdeniz pazarlarına gönderilen tuz, şehrin en önemli gelir kaynağıydı.Ayrıca bağcılık ve buna bağlı olarak şarapçılık, zeytin ve zeytinyağı ile diğer tahıl ürünleri ve yaş meyve şehrin tarıma dayalı diğer ihraç ürünleriydi.

Bölgenin en iyi atlarına sahip

Tarihçiler Aspendos'ta yetiştirilen atların tüm Yakındoğu ve Akdeniz dünyasının en aranır atları olduğunu yazar. Aspendos, Bizans ve Selçuklu dönemlerinde varlığını sürdüren şehirlerden biri. Ünlü tiyatroda Selçuklu dönemi onarım izlerini özellikle dış cephe ortasındaki anıtsal kapı eklentisinde ve cephesindeki koyu kırmızı zigzag desenli sıva kaplamada görmek mümkün.

Selçuklu sultanları konaklamış

Selçuklu sultanlarının konakladıkları, kervansaray olarak düzenlendiği düşünülen sahne binasının günümüze dek sağlam kalabilmesinin en önemli nedeni de bu Selçuklu onarım ve korumacılığına bağlanır. Mustafa Kemal Atatürk de 1930 yılında burayı ziyaret etmiş, “onarılıp yeniden kullanılması” için direktifler vermiştir.

Haber Ara