Dolar

32,5262

Euro

34,7427

Altın

2.488,30

Bist

9.524,59

Arap kararı kimin elinde?

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-06-11 09:44:02

Arap kararı kimin elinde?

Arap ülkelerinin sorunlarını görüşüp konuşmak ve ortak bir tavır belirlemek için çatısı altında toplandıkları bir örgüt var.

Arap Birliği…

Merkezi Kahire'de olan örgüt uzun süredir Arap ülkelerini birleştirici olmaktan uzak.

Çünkü Mısır Dışişleri Bakanlığı'na bağlı bir ofis gibi çalışıyor.

Buna bir de Kahire'nin eski gücünü kaybetmesi eklenince Arap dünyasının ağırlık merkezinin başka bir yere, Körfez ülkelerine doğru kaydığı söylenebilir.

“Arap kararı” denilen Arap ülkelerinin ortak görüşünü temsil yetkisinin şu an hangi başkentte olduğu tartışmalı.

Kimilerine göre o başkent Riyad.

Geçenlerde Arap ülkelerinin kararının gerçekte kimin ya da kimlerin elinde olduğu konusunda fikir verecek bir olay yaşandı.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin geçici üyelerinden Kuveyt, ABD tarafından sunulan ve Gazze Şeridi'nden İsrail'e füze atılmasının kınanmasını isteyen karar tasarısını reddetti.

ABD'yi eleştiren Kuveyt, BMGK üyeleri arasında İsrail'in itidalli davrandığını savunan tek ülkenin ABD olduğunu belirtti.

Ardından da işgal güçlerinin Gazze Şeridi sınırında gerçekleştirilen barışçıl gösterilere ateş açarak onlarca Filistinliyi şehit etmesini kınayan ve Filistin halkı için uluslararası koruma talep eden bir tasarıyı BMGK'ya sundu.

10 ülkenin kabul oyu kullandığı ve 4 ülkenin çekimser kaldığı tasarı beklendiği üzere ABD tarafından veto edildi.

Buraya kadar olanlar, Amerika'nın İsrail'e kalkan olduğu ve işgalcileri koruyup kolladığı yüzlerce örnekten biri.

Asıl olay bundan sonra yaşanıyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Yahudi asıllı damadı ve başdanışmanı Jared Kushner, Kuveyt'in Washington Büyükelçisi Salim bin Abdullah El-Cabir Es-Sabah ile bir araya geliyor.

Trump yönetiminin Kuveyt'in BMGK'daki tavrından rahatsız olduğunu söylüyor.

Büyükelçiyi azarlayarak Kuveyt'in kendisini Amerikan yönetimi ve dost ülkelerin yetkilileri karşısında zor durumda bıraktığını, çünkü onlara Kuveyt'in teröre destek vermeyeceğini taahhüt ettiğini öne sürüyor.

Kushner'in dost ülkelerden kastının İsrail ve işgal rejimi yanlısı Arap ülkeleri, “teröre destek” dediğinin de Filistin halkını ve haklı direnişini savunmak olduğunu tahmin etmek zor değil.

Trump'ın damadı ve başdanışmanı, söz konusu görüşmede Es-Sabah'a Amerika ve Suudi Arabistan'ın Gazze Şeridi'ndeki durumla ilgili ortak bir karar tasarısı hazırladığını söyleyerek, “Kuveyt'in ortak Arap görüşünün dışında olduğunu bilmiyordum” diyor.

Kushner'in ayrıca Kuveyt'i üstü kapalı tehdit de ettiği ve Kuveytli bir takım derneklerin ve şahısların teröre destek vermesi konusunun büyütülmemesini Amerika'nın sağladığını, birçok ülkenin Kuveyt'i Katar krizinde taraf olarak tasnif etmesine rağmen bizzat kendisinin Kuveyt'in arabulucu olması konusunda onları ikna ettiğini söylediği belirtiliyor.

Damadın bütün bu sözlerinden şu ortaya çıkıyor:

Amerikan yönetimine göre “Arap ülkelerinin ortak görüşünü ve kararını” Trump'ın Ortadoğu'yu yeniden dizayn ve Filistin davasını tasfiye projesine destek veren üç-beş ülke temsil ediyor.

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Bahreyn gibi…

Kushner ile gayet sıcak ilişkileri olan ve koordineli hareket eden bu ülkelerin politikaları dışında kalanlar ise “icmâya aykırı” davranmış kabul ediliyor.

Dolayısıyla, “Arap kararı” denilen şeyin Ivanka'nın kocasının elinde olduğunu söylersek hata etmiş olmayız.

 

Haber Ara