Dolar

32,5831

Euro

34,7960

Altın

2.507,57

Bist

9.693,46

Anayasa Mahkemesinden iptal kararı

Anayasa Mahkemesinden iptal kararı

10 Yıl Önce Güncellendi

2015-06-11 13:14:43

Anayasa Mahkemesinden iptal kararı
Anayasa Mahkemesinin, 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun'un bazı maddelerini iptalinin gerekçesi Resmi Gazete'de yayımlandı.

Yüksek Mahkeme, kanunun 15, 21, 87, 99. ve 101. maddelerine ilişkin iptal kararları verdi.

İptal edilen 15. madde, "Denizyolu taşımacılığı yapan araçların uluslararası seyrüsefer halleri"nde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağını düzenliyordu.

Kararda, deniz taşımacılığının kendine özgü koşulları nedeniyle İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nda belirtilen yükümlülüklerin, bu işverenler yönünden yumuşatılması veya belli ölçüde farklılaştırılabileceği ancak bu işin, kanundaki yükümlülüklerin yumuşatılması yerine, kanun kapsamı dışına çıkarılmasının, Anayasa'ya aykırı olduğu ifade edildi.

- Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun ek 1. maddesine iptal

İptal edilen 21. madde, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'na "ek 1. madde"yi getiriyordu.

Buna ilişkin gerekçede, dava konusu kuralla bir sendikanın toplu iş sözleşmesi imzalama yetkisi elde edebilmesi için iş kolunda çalışan işçilerin en az yüzde 1 üyesi bulunması şartının, Ekonomik ve Sosyal Konsey'e üye konfederasyonlara üye olmayan işçi sendikaları yönünden yüzde 3 olarak uygulanmasının, ayrıca yetki itirazında bulanabilecek sendikalar ile yetki itirazı davalarında, davanın bildirileceği sendikaların bulundurmaları gereken üye sayısının, konseye üye konfederasyonlara üye olmayan işçi sendikaları yönünden yüzde 3 olmasının öngörüldüğü hatırlatıldı.

Dava konusu düzenlemede, işçi sendikalarının Ekonomik ve Sosyal Konsey'e üye bulunan Türk-İş, Hak-İş veya DİSK'e üye olmalarını zorunlu kılmadığı, bununla birlikte toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gerekli olan yüzde 1 iş kolu barajının bu konfederasyondan birine üye olmayan sendikalar yönünden yüzde 3 olarak uygulanmasının, sendikaları, bu konfederasyonlara üye olmaya zorlayıcı nitelik taşıdığı kaydedilen gerekçede, toplu iş sözleşmesi imzalamanın, işçi sendikalarının temel hedeflerinden olduğu belirtildi.

Sendikaların, bu hedeflerine ulaşabilmek için yüzde 3 yerine yüzde 1 iş kolu barajı avantajından yararlanmak isteyecekleri ve dolayısıyla konseye üye olan işçi konfederasyonundan birine üye olmak durumunda kalacakları ifade edilen gerekçede, sendikaların bu konfederasyonlardan birine üyeliğe zorlanmalarının, sendika özgürlüğüyle bağdaşmadığı ve Anayasa'nın 51. maddesine aykırı olduğu bildirildi.

- Kamuya erişimi sağlanan eserlerin kamuya mal edilmesi

İptaline karar verilen 87. madde ise 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 47. maddesinin birinci fıkrasının 1. cümlesini değiştiriyordu.

İptal gerekçesinde, dava konusu kuralla memleket kültürü için öneme haiz görülen eserler üzerindeki hakların, eser sahibinin ölümünden sonra kamuya mal edilmesine imkan tanındığına vurgu yapıldı.

Eser sahipliğinden doğan mali hakların eser sahibinin mirasçıları yönünden ekonomik bir değer ifade ettiği, bu nedenle mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlatılan gerekçede, şöyle denildi:

"Kamusal erişimi sağlanabilen eserler üzerindeki hakların Bakanlar Kurulu kararıyla kamuya mal edilebilmesi ve bu suretle malikin mülkiyetinden yoksun bırakılabilmesi, değinilen amaca ulaşılması bakımından gerekli bir araç niteliği taşımamaktadır. Öte yandan, Bakanlar Kuruluna tanınan kamuya mal etme yetkisi, memleket kültürü için önem taşıyan eserlerle sınırlandırılmış ise de 'memleket kültürü için önem taşıma' kriterinin subjektif yönünün ağır bastığı gözetildiğinde, kuralın, öngörülen amacın dışına çıkılacak şekilde yetki kullanımına zemin hazırladığı ve bu haliyle amaca ulaşmaya elverişli bir araç temin etmediği anlaşılmaktadır."

Kararda, düzenlemenin, Anayasa'nın 35. maddesindeki mülkiyet hakkı güvencesiyle bağdaşmadığı bildirildi.

- Kamulaştırma Kanunu'na ilişkin iptal

Yüksek Mahkemenin iptaline karar verdiği 99. madde, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 4. maddesine eklenen ikinci fıkranın üçüncü cümlesini, Anayasa'nın 13. ve 35. maddelerine aykırı buldu. Yüksek Mahkeme, bu kararını şöyle gerekçelendirdi:

"Dava konusu kuralla, taşınmazların üstünde teleferik ve benzeri ulaşım hatları ile her türlü köprü, taşınmazların altında ise metro ve benzeri raylı taşıma sistemlerinin yapılması nedeniyle kamulaştırma, tazminat ve benzeri nam altında herhangi bir ücret ödenmemesinin öngörülmesi, malikin bu yatırımlar dolayısıyla doğabilecek ekonomik kayıplarının karşılanamaması sonucunu doğurmaktadır. Yapılan yatırım nedeniyle taşınmaz maliklerinden değer artış bedeli alınmaması öngörülmek suretiyle malikin çıkarları ile kamu çıkarları arasında bir dengeleme yapılmaya çalışılmış ise de sözü edilen yatırımlar sebebiyle taşınmazda meydana gelebilecek değer artışlarının her zaman için malikin tüm ekonomik kayıplarını telafi edemeyebileceği açıktır. Teleferik ve benzeri ulaşım hatları, her türlü köprü, metro ve benzeri raylı taşıma sistemleri gibi ilgili bölgede yaşayan kişiler bakımından büyük yararlar sağlayan yatırımların külfetinin bir kısım taşınmaz maliklerine yüklenmesi adalet ve hakkaniyet ölçüleriyle bağdaşmaz. Dolayısıyla anılan yatırımlar sonucu taşınmazların değerinde oluşan azalma nedeniyle, taşınmazda meydana gelen değer artışları da dikkate alınmak suretiyle taşınmaz maliklerine uygun bir tazminatın ödenmesi, mülkiyet hakkının gereğidir."

- "Kişilerin, mülkiyet hakkına ilişkin hukuki güvenliği"

Anayasa Mahkemesi, kanunun, Kamulaştırma Kanunu'na yeni düzenlemeler getiren 101. maddesine yönelik iptal kararını ise şöyle gerekçelendirdi:

"Kamu yararına yönelik olarak tahsisi yapılan taşınmazın beş yıl dolmadan önce tahsis amacının sona ermesi durumunda da malike iade edilebilmesi imkanının ortadan kaldırılmasının, kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra bir yıl içinde gerçekleşenler haricindeki iade işlemleri için mal sahibi veya mirasçılarının, kamulaştırma bedeline ek olarak kamulaştırma bedelini aldıkları günden itibaren işleyecek kanuni faizini de ödemeleri mecburiyeti getirilmesinin, idarenin 7201 sayılı kanuna göre yapılan tebligat üzerine taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibi veya mirasçılarının 23. maddeye göre geri alma haklarının da düşeceğinin öngörülmesinin, bu madde hükümlerinin, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren 5 yıl geçmiş olması halinde uygulanmayacağının düzenlenmesinin, mal sahibi veya mirasçılarının hukuki durumlarını ağırlaştıracağı açıktır.

Mal sahibi veya mirasçılarının daha önce yararlanabildiği birtakım imkanları sona erdiren veya bunlara daha önce var olmayan bazı yükümlülükler yükleyen düzenlemelerin, yürürlüğe girme tarihinden önceki olay ve durumlara da uygulanacağının düzenlenmesi, kişilerin işlemin yapıldığı tarihte var olmayan, dolayısıyla öngörmeleri mümkün bulunmayan kurallara tabi kılınmaları sonucunu doğurmakta, böylece kişilerin mülkiyet hakkına ilişkin hukuki güvenliklerini ihlal etmektedir."

Gerekçede, bu nedenlerle kanunun 101. maddesiyle Kamulaştırma Kanunu'na eklenen geçici 9. maddenin birinci cümlesinde yer alan "22. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri ile" ibaresinin, Anayasa'nın 2. maddesine aykırı olduğu bildirildi.

Haber Ara