Dolar

32,3775

Euro

35,0510

Altın

2.326,39

Bist

9.080,93

Altta yatan bazı hastalıklar 'kemik kaybına' yol açıyor

Altta yatan bir hastalığa bağlı ortaya çıkan, kemik kaybı olarak isimlendirilen ikincil osteoporoz tedavisinde, öncelikle buna yol açan hastalığın ya da ilacın belirlenmesi ve korunmak içinse günlük gerekli olan kalsiyum ve D vitamini alınmasına özen gösterilmesi gerektiği belirtildi- Türkiye Osteoporoz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kutsal:- 'Tiroid bezinin fazla çalışması ya da tiroid h

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-10-20 11:20:57

Altta yatan bazı hastalıklar 'kemik kaybına' yol açıyor
YEŞİM SERT KARAASLAN - Altta yatan bir hastalığa bağlı ortaya çıkan, kemik kaybı olarak isimlendirilen ikincil osteoporoz tedavisinde, öncelikle buna yol açan hastalığın ya da ilacın belirlenmesi ve günlük ihtiyaç olan kalsiyum ve D vitamininin alınması gerektiği belirtildi.

Türkiye Osteoporoz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal, "20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü" dolayısıyla yaptığı açıklamada, her iki cinste, tüm yaş gruplarında gözlenebilen kemik kaybı, kemik iç yapısında değişiklikler ve kırıklarla seyredebilen, altta yatan başka bir hastalığa, ilaçlara ya da yaşam şekline bağlı olarak gelişebilen osteoporozun "ikincil osteoporoz" olarak isimlendirildiğini ifade etti.

Birincil osteoporozun kadınlarda, menopoz döneminde östrojen yetersizliğine bağlı ortaya çıkan Tip 1 osteoporoz ve kadınlar ile erkeklerde yaşlanmaya bağlı görülen Tip 2 osteoporoz şeklinde olduğunu anlatan Kutsal, ikincil osteoporozda ise altta yatan hastalıkların önem taşıdığını vurguladı.

Prof. Dr. Kutsal, daha önce osteoporotik kırığı olan kadın ve erkekler, kırık için çoklu risk faktörlerine sahip kadın ve erkekler, düşük kemik mineral yoğunluğu olan kadın ve erkekler ve daha önce verilmiş osteoporoz tedavisine yanıt vermeyen veya uygulanan tedaviyi tolere edemeyenlerin, osteoporoz açısından yüksek risk gruplarını oluşturduğuna değindi.

- "Aşırı alkol kullanımı da osteoporoza neden olabilir"

Bu grup hastalarda mutlaka altta yatan başka bir hastalık veya osteoporoza neden olan ilaç kullanımı olup olmadığının araştırılması gerektiğine dikkati çeken Kutsal, tiroid bezinin fazla çalışmasının ya da tiroid hormonu alımında doz aşımının, Tip 1 diyabetin, kronik tıkayıcı akciğer hastalıklarının, kronik romatizmal hastalıkların ikincil osteoporoza neden olabileceğine işaret etti.

Kutsal, ayrıca bazı genetik hastalıkların, kistik fibrozisin, Ehler Danlos Sendromu'nun, glikojen depo hastalıklarının, löseminin, taleseminin, bazı nörolojik hastalıkların, organ nakli sonrası kemik ile Gaucher başta olmak üzere birçok hastalığın ikincil osteoporoza neden olabileceğini ifade etti.

İkincil osteoporoza neden olabilecek ilaçlar arasında, kortizon, mide için kullanılan alüminyum içeren antasitler, bazı sara ilaçlarının, kan sulandıran heparin ve benzeri ilaçların, kanser tedavisinde kullanılan ilaçların, lityum ile bazı depresyon ilaçların etkili olabildiğini belirten Kutsal, aşırı alkol kullanımının da osteoporoza neden olabileceğini açıkladı.

- "Hastalıktan korunmada yeterli kalsiyum alınmalı"

Hastanın öyküsünde kemik kaybına yol açabilecek hastalık varlığı ya da ilaç kullanımında ikincil osteoporozdan şüphe edilmesi gerektiğini de değinen Kutsal, şöyle devam etti:

"Kemik kaybına yol açabilecek hastalıklara ait fizik muayene bulguları, düşük enerjili travma ile gelişmiş olan kırık öyküsü, kol-bacak kemiklerinde deformitelerin varlığı, kafatasında büyüme, ağız çevresi ve parmak uçlarında uyuşma, karıncalanma, ellerde kasılma, çok idrara çıkma, kemik yoğunluk ölçümünde skorun fazla kayıp göstermesi, kalça kemik yoğunluk ölçüm değerlerinin bel bölgesinden daha düşük olması, sırt ağrısı veya kemik ağrısı, hareketsizlik ve özellikle yaşlılarda boyda kısalma halinde hasta, ikincil osteoporoz açısından incelenmelidir."

Bu hastalıktan korunmak için yeterli kalsiyum alınması, 55-60 yaş sonrasında vitamin D desteği verilmesi, yaşam boyu düzenli egzersiz yapılması, alkol alımının azaltılması, sigara tüketiminin önlenmesi gerektiğine işaret eden Kutsal, şu görüşlere yer verdi:

"D vitamini alımı önemlidir. Güneş ışığına maruz kalma süresi yeterli değil ise diyetle ve destek olarak alımına ağırlık verilmeli. Güneşlenerek alınan D vitamin önemlidir. Yüz, kol ve bacakların haftada en az 3 defa saat 11.00- 15.00 arasında 15 dakika kadar güneşe tutulması yararlıdır.

Başta kortikosteroidler olmak üzere varsa osteoporoza neden olan ilaçların kullanımı dikkatle izlenmeli, yine osteoporoza neden olan başkaca hastalıkların varlığında korunmaya yönelik önlemler alınmalı."

Egzersizin de kemik kaybını yavaşlatabileceğini aktaran Kutsal, "Kemiklere yük taşıtan, adaleleri güçlendiren ve dengeyi geliştiren egzersizler yapılmalı. Düşmelerin şiddeti ve sıklığı ise hareketlilikle, esneklikle ve hareket hızının korunması ile azaltılabilir." dedi.

- "Mutlaka kemik yoğunluk ölçümlerinin yapılmalı"

Prof. Dr. Kutsal, tedavide ilk adım olarak mutlaka ikincil osteoporoza neden olan hastalığın veya osteoporoz yapacak ilaç kullanımı varsa saptanması gerektiğinin altını çizerek, şu bilgileri verdi:

"Günlük yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı konusunda hasta eğitimleri verilmeli, kalsiyum düzeyi kanda takip edilmeli, D vitamini düzeyi yine kan tahlilleri ile izlenmeli, kanda D vitamini 30 ng/ml üzerinde tutulmaya çalışılmalı. Kan incelemeleri yapılmadan kalsiyum veya D vitamini verilmesi uygun olmayacaktır. Kalsiyum alımı mümkün olduğunca doğal yoldan kalsiyumdan zengin besinlerle yapılmalı, kan tahlillerinde eksiklik görülürse diyetin yanına ek olarak 500-600 miligramlık kalsiyum desteği verilmeli. Ayrıca fiziksel aktivite artırılmalı, rehabilitasyon uygulamalarını kapsayan bir tedavi protokolü hazırlanmalı ve düşmelerin önlenmesine özen gösterilmeli."

Hızlı kemik kaybı halinde, mutlaka kemik yoğunluk ölçümlerinin yapılması gerektiğine işaret eden Kutsal, kan ve idrar incelemelerini içeren tarama yapılması ve gereklilik halinde ileri tetkiklere yönelinmesi gerektiğini bildirdi.

Kutsal, ikincil osteoporozun tedavisi için kullanılan osteoporoz ilaçlarının her hastanın durumuna ve kemik kaybının hızına göre seçilmesi gerektiğine de dikkati çekti.

VİDEO HABER

Sahibinden 16 milyon TL'ye satılık ‘tarihi kilise’

Haber Ara