Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

Almanya'da hukuk bağımsız değil!

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-11-10 13:34:30

Almanya'da hukuk bağımsız değil!

Bunu ben söylemiyorum. Almanya‘nın siyasi ve faili meçhul davalarına bakan ünlü avukat Dr. Mehmet Daimagüler diyor.

NSU terör örgütü davasında beş kişiye dava açıldı, fakat devamı gelmedi. Alman gizli istihbarat ve anayasayı koruma teşkilatının gizemli cinayet serisinde ne rolü var araştırılmadı. Kurumsal ırkçılığın üzerine gidilmedi. Devletin içine ahtapot gibi sızmış ırkçı yapılanmaya karşı hiç bir girişimde bulunulmadı. Halkın devletle sürekli temas halinde olduğu polis teşkilatı, kamu çalısanları ve yargı mensuplarındaki Neonazi örgütlenmeye karşı önlem alınmadı. Savcı ve hakimlerin, sanıkların göçmen veya müslüman kökenli olmaları durumunda kararlarını bunların aleyhine kullanmaları Almanya'da yaşanılan bir gercek haline geldi.

Geçtiğimiz haftasonu NSU cinayetlerinin ortaya çıkışının, daha dogrusu „kendini ifşa edişinin“ altıncı yıldönümüydü. Şimdiye kadar bir arpa boyu yol alındığı söylenemez. Müdahil avukatlar istedikleri dosyalara ulaşamıyor. Basbakan Merkel NSU olayının aydınlığa kavuşması için bir yandan söz veriyor, diğer yandan savcılık avukatların sorularına cevap vermiyor.

Daimagüler hukukun bağımsız olmadığını savcılığının kanunlara göre Adalet Bakanlığının bir parçası, Adalet Bakanlığının da Başbakanlığa bağlı olduğunu söylüyor. Bu demek oluyor ki, Merkel ciddi anlamda söz vermedi, yada savcılıkla istihbarat dairelerinin kontrölü yok. Her iki durum da ciddi sorun teşkil ediyor.

Burak Bektaş Cinayeti Ne Olacak?

Geçtigimiz Pazar günü bir anıtın açılışında bulundum.

Burak Bektaş gençliğinin baharında 22 yaşında faili meçhul bir cinayete kurban gitti. Beş arkadaşı ile Berlin´in Neukölln semtinde 5 Nisan 2012 tarihinde gece 1:30 sularında otobüs durağında beklerken 50-60 yaşlarında biri silahını çekerek üzerlerine ates açtı. Burak Bektaş hayatına kaybederken diğer iki arkadaşı da ağır yaralandı.

Cinayetin ardından beş yıl geçmesine rağmen ciddi bulgulara ulaşılamadı. Bunun sebebi savcılığın ve yetkili makamların üzerine düşen görevi yeterince yerine getirmemesi.

Burak Bektaş adına avukatların yanısıra olayı takip eden duyarlı bir inisiyatif var. Semtte çoğalan ırkçı akımlara karşı halkı duyarlı olmaya davet eden oluşum, cinayetin işlendiği alana bir anıt dikti. Ölümünün altıncı yıldönümüne denk gelen 5 Nisan tarihinde ise çevre düzenlemesi yapılarak geniş bir alana Burak Bektaş adına anlamlı bir konsept hayata geçirilecek. Proje belediye meclisinden zar zor geçti. Thüringen eyaletinde NSU mağdurları anıtına karşı çıkan aynı zihniyet Neukölln´de de işbaşındaydı. Irkçı parti AfD´nin yanısıra Hristiyan Demokrat CDU ve Hür Demokrat Liberal FDP projeyi engellemek için ellerinden geleni yaptılar, fakat başarılı olamadılar.

Burak Bektaş´ın avukatları Mehmet Daimagüler ve Onur Özata bu cinayetin NSU ile paralellik arzettigini söylüyor. Her ikisi de NSU davasında müdahil avukat.

Almanya´da şimdiye kadar göçmenlere yönelik işlenen 700 cinayet gizemini koruyor. Faillerden herhangi bir iz yok.

İşin ilginç yan ise, Burak Bektaş cinayetinden üç yıl sonra yine aynı semtte bir Alman ırkçı tarafından İngilizce konuştuğu için 31 yaşındaki Luke Holland adında bir avukat öldürülüyor. Görgü tanıklarının ifadesi neticesinde katil yakalanıyor ve 11 yıl 7 aya mahkum oluyor. Avukatların anlattıklarına göre her iki cinayetinin failinin ayni kişi olduğuna dair ciddi bulgular var.

Cinayet motifleri, cinayetlerin aynı bölgede olması, katilin yaşı ve dış görünümünün görgü tanıklarının anlattıklarıyla uyum sağlıyor olması. Gelgelelim bu bilgiler ışığında savcılık üstüne düşeni yerine getirmiyor. Katilin evinde yapılan aramada Hitler‘ in resmi, büstü ve bol bol Neonazi içerikli malzeme ele geçirilmesine rağmen cinayet savcılık dosyalarında ırkçı cinayetler kategorisinde yer almıyor.

İşin diğer ilginç bir yanı da katilin şu ana kadar hiç konuşmaması ve hiç bir şekilde ifade vermiyor olması.

Almanya nedense eline geçen büyük bir fırsatı kaçırdı. NSU cinayetleri sonrası kendi iç organlarını temizlemeliydi. Merkel sözünü tutacak, ırkçı çevrelerin baskısına boyun eğmeyecekti. Sonuçta öyle veya böyle kaybetti. Irkçı parti AfD kendisinden oy devşirdiği yetmiyormuş gibi Sosyal Demokratların da gelmiş geçmiş en büyük oy kaybına uğramasını sağladı.

Sonuçta Almanya kaybediyor, insanlık kaybediyor, hukuk hiçe sayılıyor.

 

Haber Ara