Dolar

32,3645

Euro

34,9629

Altın

2.325,59

Bist

9.127,66

'Alevileri PKK'ya itmeye çalıştılar'

Alevilere yönelik yayın yapan SU TV'nin eski sahibi ve eski genel yayın yönetmeni Yalçın Özdemir önemli açıklamalarda bulundu.

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-09-07 09:37:54

'Alevileri PKK'ya itmeye çalıştılar'

AK Parti, Türkiye'nin önemli bir inanç grubu olarak Alevilerle 2008 yılında kapsamlı bir gündem çerçevesinde iletişim kurdu. Alevi Çalıştayları başlığı altında devam eden bu çalışmalar yoğunluğunu kaybetmekle birlikte bugüne kadar devam etti. Açılım politikaları Gezi olaylarında önemli bir kırılma yaşadıysa da, AK Parti'den yeni girişimlerin olacağı işaretleri gelmekte. Yeni kurulan kabinede Alevi isimlerin yer alması da bu bağlamda değerlendirilebilir. Yeni Şafak'tan Nil Gülsüm bu soruları Alevilere yönelik yayın yapan Su Tv'nin eski sahibi ve iş adamı Yalçın Özdemir'e yöneltti. Özdemir, basında egemen olan politik Alevi söyleminden farklı yaklaşımla sorularıma açık ve çarpıcı cevaplar verdi.

Alevilerin AK Parti ile ilişkileri konusunda neler söylersiniz?

Sayın Ahmet Davutoğlu geçtiğimiz yıl Aşura gününde Hacıbektaş'a gelerek kuşatıcı ve kapsayıcı bir konuşma yaptı ve dergaha müze olduğu için ücret ödeme zorunluğunu kaldırdı. Alevi toplumunun sorunları ile ilgili görüşmelerde bulundu. Geçmişte de biliyorsunuz Tayyip Erdoğan Başbakanlığı döneminde Türkiye'nin toplumsal meselelerini masaya yatırdı. Bu kapsamda Alevi Çalıştayları gerçekleştirildi. Bunları gerçekleştirmek için askeri ve sivil vesayet kurumlarının hırpalanması gerekiyordu. Erdoğan işte bu vesayete dokunduğu için istenmeyen adam ilan edildi.

aozdmr

Erdoğan bunu nasıl yaptı?

Erdoğan, İstanbul gibi kozmopolit bir yerde önemli bir liderlik oluşturdu. Bu çok zor bir şeydir. Burada Belediye Başkanı, genel başkan olmak da, lider olmak da zor iştir. Erdoğan çıkıp bu sorunları halledeceğini söyleyerek topluma umut veriyor. Toplum da kanatılmış, incitilmiş bir toplum. Bakın başörtülü bir bakanımız var artık. Seviniliyor. Halbuki ne var bunda? Bundan daha doğal ne olabilir. Alevilik de bu bağlamda ele alınmalıdır.

EHL-İ BEYT ALEVİLİĞİN ANA DAMARI

Aleviliğin İslam dairesi içinde olup olmadığına ilişkin de yoğun tartışmalar var. Siz nasıl karşılıyorsunuz bu tartışmaları?

Aleviliğin İslam'ın içinde mi, dışında mı olduğunu tartışmak saçmalıktır. Ehl-i Beyt ana damardır ve Hz. Muhammed'in bıraktığı emanet ve mirastır. Bu miras, Osmanlı'da da, Cumhuriyet döneminde de kötü kullanılmıştır. Bu tartışma, özellikle başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere bazı dış odaklar tarafından çıkarılmaktadır. Siyonizm ve Evangelizmin; Anadolu da islam'ı Alevilik üzerinden Protestanlaştırma çabalarını görüyoruz. 1925 yılında Aleviliğin fiili olarak yasaklanması, bu çabalara zemin hazırlamıştır. Atasının, dedesinin inanç bağlarından koparılan; yeni kuşaklara kadim değerler aktarılmadığı zaman Alevilik yeniden icat edilmeye açık hale gelir. 1990'dan sonra gördüğümüz Alevilik de, işte bu icat edilen politik Aleviliktir.

POLİTİK ALEVİLİK

1925'te ne oldu peki?

1925 yılında Alevi dergahlarının ve tekkelerinin tümü kapatıldı. Diğer tarikatlarınki de kapatıldı. Fakat özellikle vurgu yapılarak Alevilerin dergah ve tekkelerinin kapatılması, Aleviliğin fiilen yasaklanması anlamına geliyordu. 1925 yılında çıkarılan 677 sayılı kanunla tekkeler kapatıldığı gibi; dedelik, babalık, erenlik, dede babalık, çelebilik, Bektaşilik de yasaklanmaktaydı.

Aleviliğin yeniden icadı derken neyi kastediyorsunuz?

1990'lardan itibaren Cem Vakfı gibi, Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu gibi, Alevi-Bektaşi Federasyonları gibi dernekleşmelerin olduğunu görüyoruz. Bu yapılar, inanç ve kültür mücadelesi vererek engelleri kaldırmak için çalışan STK'lar olmak yerine, Alevilere yönelik açılımları baltalayan, Ehli Beyt'e yeni atıflar yapan politik Alevilik hareketi olarak öne çıkmıştır. Bu politik hareket de, Aleviliği İslam içinde keşfetmeye çalışan Alevilerin kafasını karışıklığa doğru itti. Cemevi tartışması da buradan çıkmaktadır.

CEMEVİ YOK CEM VAR

Cemevinin Aleviler için anlamı nedir?

Alevi geleneğinde Cemevi diye kurumsal bir yapı yoktur. Alevi geleneğinde kutsal bir ritüel olarak cem vardır. Görgü cemimiz, müsahiplik cemimiz vardır. Müsahiplik, yol arkadaşlığı, ahiret kardeşliği demektir. Cem'in yanına bir de evi ekleyerek hoşa giden bir ibadethane icat ettiğimizi zannedebiliriz. Fakat bu, politik Aleviliğin ürettiği bir kavramdır.

Peki ya cemevi talepleri?

Kentleşme süreci, insanların toplanacağı bu tür mekanları, cemevlerini gerektirebilir. Ama bunun ayakları yere basmalı. Aleviliğin kadim inancı,ruhuyla ve kurumsal geçmişiyle bağdaşmalı. Aleviliğin kurumsal temsili, pir-mürşid-dede ocaklarıdır. Politik Alevilik pir'i, mürşid'i ve dede'yi mütemadiyen, başarıyla devre dışı bırakmıştır. Bugün cemevini bütün Aleviler için meşale haline getiren politik Alevi hareketi, İslam'ın Ehli Beyt damarından gelen Alevileri asimile etmek istemektedirler.

PARALELCİLER ARAMIZA SIZDI

Bu projeyi Paralel Yapının üstlenmesi ne anlama geliyor?

Paralel Yapı, hükümetin gerçekleştirdiği diyalog, cemevleriyle ilgili tartışma sebebiyle tıkanmış göründüğü bir durumda 'Bakın biz onların yapamadığını yapıyoruz' mesajı vermek için alelacele bu işe girişti. Fethullah Gülen'in Alevilerin içine sızma, onların arasında örgütlenme gibi bir planı vardı. Evangelizmin ve Siyonizmin Aleviler aracılığıyla İslam'ı Protestanlaştırma planı dahilinde bu topluluğu kendi kapsamına çekme çabasıydı bu.

AK Parti'nin Alevilerle ilişkisinde bir kesinti oldu mu?

AK Parti yerinde bir durum tespiti yaptı. Başbakan Davutoğlu seçimlerden 5-6 ay önce İstanbul'da Alevi dedeleriyle bir araya geldi. AK Parti o toplantıya, politik Alevi örgütlerini de; asıl ocakzade olan, Ehli Beyt inancıyla bağını devam ettiren Alevi pir-mürşid ve dedelerini de çağırdı. Yani AK Parti doğru bir biçimde politik Alevi hareketiyle inanç Aleviliğini ayrı gördüğünü ortaya koydu. İnanç Aleviliğinin yegane temsilcisi, bizim pir-mürşid ve dedelerimizdir.

Alevi Çalıştayları bu ortamda mı kesintiye uğradı?

Alevi Çalıştayları sabote edilmiştir. Sabote edenler de, Paralel Yapı ve politik Alevi örgütleridir.

CAMİ - CEMEVİ PROJESİ SABOTE AMAÇLIYDI

Cami-cemevi projesini sormak istiyorum. Bu proje ne anlam taşıyor?

Cami-cemevi projesi ilk ortaya atıldığında buna karşı çıkan ilk kişiyim. Bu proje, 2008'den itibaren hükümetle Aleviler arasında başlayan, diyalog ve hemhal olma çabasını, Alevi çalıştaylarını sabote etmeyi amaçlamaktadır. Nitekim bu proje başarısız olmuştur ve inşaatlar durmuştur. Bu cami-cemevi projesine, 'Ne güzel işte, cami-cemevi yanyana' diyenler olabilir. Ama şunu da sormak lazım; Neden bu cami-cemevi projesi, Ankara'nın Tuzluçayırı'nda yapılıyor? Bu aslında, toplumsal bir fay hattını kırma tehlikesini de içeriyordu. Nitekim bu proje Tuzluçayır'da başladıktan sonra her hafta sonu orada eylemler olmuştur. Gezi olaylarına da bu gösterilerden önemli bir akış yaşanmıştır.

BİZLERİ EN İYİ AK PARTİ ANLAR

AK Parti, sadece Alevi meselesinde değil, genel anlamda Türkiye siyaseti için nasıl bir anlama sahip sizce?

AK Parti, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu dönüşüm için bir şanstır. Türkiye'nin merkez partisidir. Türk'ün, Kürt'ün yani bu topraklarda yaşayan 72 milletin partisidir.” Biz birlikte Türkiyeyiz” diyen bir partidir. Daha hesap verebilir ve şeffaf bir biçimde, 13 yıllık icraatlarının gücünü mütevazilikle bezeyerek devam etmesi gerekiyor. Sayın Davutoğlu'nun Hacıbektaş'ta kullandığı dil ve söylemin kapsayıcı, kuşatıcı üslubu önemlidir. Fakat kamuda; müsteşar, Genel Müdür vb makamları geçtik, AK Parti'nin MKYK'sında bir tek alevi yok. Başta söylediğimiz kuşatıcı dil parti yönetiminde bir değil bir kaç Alevi'nin olduğu hatta milletvekili listelerinde bir kaç Alevi'nin seçilebilir sırada olması daha da kapsayıcı olacağı gibi bu dili taçlandıracaktır. Zaten Sayın Davutoğlu da hem entelektüel donanımıyla, hem de Anadolu ve Mezopatamya'nın imanlı ve inançlı kültüründen gelmesi sebebiyle tez zamanda duygudaşlık kurmayı başarmıştır. Alevileri en iyi anlayacak durumdadır.

CHP'YE OY VERİLMESİ SENDROMDAN DA ÖTE

CHP Alevilerin siyasal tercih olarak büyük ölçüde CHP'yi tercih etmesini nasıl yorumlarsınız?

Bu algı, çalıştaylarla birlikte yıkılmaya başlamıştı. Cumhuriyet tarihi boyunca bir kesim öcü olarak gösterilmişse, Aleviler CHP'ye doğru kayar. Aleviler için durum Stockholm sendromunu da aşmış; işkencecinin yok ettiği Dersim'den bir ismin CHP'ye genel başkan olmasına gurur duyar hale gelmiştir. Alevilerin artık iktidar kültürü edinmeleri gerekiyor. Alevilere hep bir ezber dayatılıyor.

ALEVİLERİ PKK'YA İTMEYE ÇALIŞTILAR

Alevilerin Gezi olaylarına yoğun katılımını nasıl yorumlarsınız?

Gezi olaylarına Aleviler, 'Bu hükümeti illegal yollardan yıkalım' diye katılmadılar. Ama Alevilerin bu olaylara yoğun katılımı da kimseyi şaşırtmamalı. Aleviler, çeşitli vesilelerle horlanmış, hakarete uğramış, ayrımcılığa uğramışlardır. Her askeri darbede Aleviler zarar görmüşlerdir. Aleviler tam da devletle demokrasi temelinde ilişki kurarken, birileri de onları illegal siyaset zemininde tutmaya çalışmıştır. Alevilere ayrım yapanlar, onları bu kalkışmanın mihenk taşı haline getirmeye çalıştılar. Aleviler önce Cumhuriyet mitinglerinde, sonra Gezi olaylarında kullanmaya çalıştılar. Yıllarca Cumhuriyetin arka bahçesinde Alevileri bloklayanlar, değişik çatışmalara sokmak istediler. Aleviler PKK'nin içine itilmek isteniyor. PKK'nın dağ kadrosuna bakıldığında Kürt-Alevilerin bulunduğu görülüyor.

VİDEO HABER

Alman gazetecinin 'soykırım belgesi' sorusu BM yetkilisini sinirlendirdi

Haber Ara