Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu: (5)

'(Yunanistan'la istikşafi görüşmeler) Türkiye için görüşmelere başlamak açısından hiçbir sorun yoktur'- 'Fransa'nın buradaki (Doğu Akdeniz) bölgesel barışa katkı sağlamak şeklinde bir yaklaşımı olmadığını hatta Avrupa Birliği vizyonuyla hareket etmediğini de görüyoruz. Tam tersine burada Fransa çok özel çıkarlarla hareket ediyor. Libya'daki ve Suriye'deki boşa düşmüş politikasını Akdeniz'd

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-09-22 20:53:30

AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu: (5)
K Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye'nin Yunanistan ile istikşafi görüşmelere başlamasında sorun olmadığını ancak henüz yer ve tarihin belirlenmediğini bildirdi.

Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile gerçekleştireceği görüşmenin iki ülke arasındaki gerilimi düşürüp düşürmeyeceği sorusuna Çelik, "Cumhurbaşkanımız diplomasi konusunda 'Masadan kalkmayız.' diyor. Birtakım kurallara riayet edildiği müddetçe, gelin bu tıkanıklıkları aşalım konuşalım denildiğinde müzakere mekanizmalarını işletme konusuna her zaman destek verir." ifadesini kullandı.

Uluslararası ilişkilerde gerçek demokratik kültürü, konuşma zeminlerini korumak olarak tanımlayan Çelik, "Çatışma üretmek kolaydır. Çatışma üretmek için bir zekaya, vizyon ve projeye gerek yok. O dünyanın her yerinde oluyor. Asıl diyalog ve müzakere üretmek için devlet tecrübesine, devlet adamlığına vizyona ihtiyaç vardır. Cumhurbaşkanımız seçilmiş devlet liderleri içerisinde dünyada en yüksek devlet tecrübesine sahip." şeklinde konuştu.

Çelik, Macron'un Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne destek için birtakım savaş uçakları ve gemileri ile gelmesi halinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin buna müsaade etmeyeceğinin altını çizdi.

Macron'un diyalog kapılarını açması halinde karşısında diyalog ve müzakereden yana bir Cumhurbaşkanı olacağına işaret eden Çelik, "Bu görüşmeler konusunda Türkiye'nin bir çekincesi yok. Tezimizi anlatmak için bir fırsattır. Diyalog ve müzakere her zaman iyidir." dedi.

ABD'nin Ankara Büyükelçiliğinin "Sevilla haritası" ile ilgili açıklamasının hatırlatılması üzerine Çelik şu değerlendirmeyi yaptı:

"Ben bir gün Halifax Güvenlik Forumu'na katılmıştım. Fransız muhataplarımız vardı. Onlara sormuştum, insan hakları diyorsunuz, ondan sonra da silah satmaya devam ediyorsunuz. Birisi bana dedik ki bizim çift vitesli bir yaklaşımımız vardır. Hem insan hakları konusunda eleştiririz hem de silah satmaya devam ederiz. Ben buna ahlaki siyasi ve hukuki cari açık diyorum. Bu konuda Fransa'nın cari açığı büyüyor. Şimdi Akdeniz'de tansiyonu yükseltti, sanki Yunanistan'a sahip çıkıyor gibi oldu. Rafale savaş uçaklarını ilk kez bir AB ülkesine sattılar."

- "Fransa Yunanistan'a sahip çıkmadı sadece silah sattı"

Fransa'nın Yunanistan'a sahip çıkmadığını sadece Yunanistan'a ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne silah sattığına dikkati çeken Çelik, "Fransa'nın bölgesel barışa katkı sağlamak şeklinde bir yaklaşımı olmadığını, tam tersine AB vizyonu ile hareket etmediğini görüyoruz. Tam tersine Fransa orada çok özel çıkarlarla hareket ediyor. Libya'daki ve Suriye'deki boşa düşmüş politikasını Akdeniz'de kapatmaya çalışıyor." ifadelerini kullandı.

Ömer Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Macron'un kişisel olarak yürütmeye çalıştığı dış politika çökmüştür. Şimdi orada bir bakan twit atmış. 'Rafale savaş uçaklarının satılması Fransa için bir devrimdir.' diye... Fransız ihtilalini gerçekleştirmiş, eşitlik-kardeşlik ve özgürlük ilkeleri üzerine kurulmuş bir devletin bakanının bugün devrim kavramını eşitlik, özgürlük, kardeşlikten Rafale savaş uçağı satmaya indirgemesi de onlar için trajik durumdur."

Sevilla Anlaşması'nın zaten olmayan bir anlaşma olduğunu ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

"Yunanlıların fantezisinden ibaret. Hiçbir hukuki ve siyasi geçerliliği yok. ABD veya başka bir ülke Sevilla Anlaşması'na baktığında 'yok hükmünde' diye bir şey görür. Anlaşma olacak bir şey de yok, o tamamen Yunanistan'ın kendisini Akdeniz'in sahibi zanneden Yunan hırçınlığının metne dökülmüş halidir. ABD'nin doğru tavrının bu olmaması gerekir. Burada hukuktan yana olan bir müttefik olarak ABD'yi görmek istiyoruz. Rum Kesimi ile yapılan anlaşmalar bu tarafsız arabuluculuğa zarar vermiştir. Doğru tavır Sevilla Anlaşması konusunda koydukları tavırdır, devamının gelmesini bekleriz."

- "İstikşafi için yer ve tarih belli değil"

Sözcü Çelik, Yunanistan ile istikşafi görüşmelerin İstanbul'da olup olmayacağı sorusuna, istikşafi görüşmelerin henüz başlamadığını ancak bununla ilgili hazırlığın sürdüğünü söyledi. Çelik, "Masaya oturduğumuzda hangi çerçeve hangi prensipler ve neyi konuşacağız? Ona göre de tarih belirlenir, yer konusu belirlenir. Yer belirlemesi mümkün değil, tarih verilmiş değil. Kesinleştiği zaman biz bildiririz." diye konuştu.

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in AB içerisinde bir ağırlığının olduğuna işaret eden Çelik, şöyle devam etti:

"Bu çerçevede arabuluculuğu, müzakereyi, diplomasi kanallarının açık olması gerektiğini destekleyen bir tavır içerisine giriyor. Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel'in katılmadığımız Türkiye ile ilgili birtakım 'havuç-sopa' yanlış ifadeleri oldu. Cumhurbaşkanımız kendilerini uyardı. Şu anda talep edilen şey Türkiye'den diplomasi ve müzakere ise Türkiye dünden hazır. Muhataplarımızı da ikna etmişlerse bu atmosfer olumlu bir atmosfer diyebiliriz."

- Çelik'ten Borell'e tepki

Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borell'in eski imparatorlukları canlandırmak isteyen ülkeler arasında Türkiye'ye de yer verdiğinin hatırlatılması üzerine Çelik, Borell'in Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye'ye yönelik birtakım saldırılara "basiretli cevaplar" verdiğini, müzakereden yana olduğunu ve bunun da takdirle karşılandığını söyledi.

Çelik, buna karşılık Borell'in Türkiye'yi Rusya ve Çin'le imparatorluk arayışında göstermesini Türkiye'yi olumsuz etiketleme olarak nitelendirerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye BM üyesi, egemen bir devlettir. Türkiye'nin rejimi tanımı anayasasında yazılıdır. Unutmasınlar ki Türkiye bir NATO üyesidir. AB ile tam üyelik müzakereleri yürüten bir ülkedir. OECD üyesidir. AB ile ilgisi olmayan Çin ve Rusya ile aynı kategoride değerlendirmek Borell'in vizyonuna uymamış, yakışmamıştır. Bu imparatorluk meselesi şöyle oluyor, herkes kendi tarihi havzasında ilgilenmek konusunda bir faaliyet içerisine girmeyi bir hak görüyor. Fakat Türkiye kendi tarihsel havzasıyla canlı ilişkiler kurmaya başladığı zaman 'eksen kayması' ve 'imparatorluk arayışı' ile suçlanıyor. Afrika ile ilgilenmeyelim, Asya ile ilgilenmeyelim, Orta Doğu ile ilgilenmeyelim, Balkanlara hiç uğramayalım istiyorlar. Bunun karşılığında ne var? Fransa Afrika'daki sömürgeciliğini devam ettirsin, istemediği kişiler işbaşına geldiğinde darbe yaptırsın. Akdeniz'e gelsin. Sayın Borell bir imparatorluk arayışından bahsedecekse Fransa'nın faaliyetlerine baksın."

Türkiye Cumhuriyeti'nin emperyalist bir devlet olmadığının altını çizen Çelik, "Emperyalizm, antisemitizm, faşizm bizim coğrafyamızdan çıkmış kavramlar değil, bunlar hangi coğrafyalardan çıkmışsa o coğrafyalara bu gözle bakmalarında fayda vardır. Türkiye ile ilgili kullanılan dil konusunda daha titiz bir yaklaşım bekliyoruz." dedi.

Çelik sözlerinin sonunda vatandaşlara maske, temizlik ve fiziksel mesafe hatırlatması yaptı.

(Bitti)


Haber Ara