Dolar

32,3775

Euro

35,0510

Altın

2.326,39

Bist

9.080,93

AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu: (4)

'(Yunanistan ile istikşafi görüşmeler) Türkiye açısından istikşafi görüşmelere başlama açısından hiçbir sorun yoktur'- 'Birileri getirip de maksimalist taleplerini masaya koyup 'Siz kendi hak ve menfaatlerinizden vazgeçin' derse orada müzakere olmaz. Türkiye burada ön koşulsuz bir müzakereden yana olduğunu söylüyor'

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-09-22 20:38:18

AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu: (4)
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Yunanistan ile istikşafi görüşmelere ilişkin, "Türkiye için görüşmelere başlamak açısından hiçbir sorun yoktur." dedi.

Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde dünya genelinde temiz su kaynaklarına ulaşma ve gıda ile ilgili gündemlerin yeni bir bakış açısıyla ele alınmaya başlandığını belirten Ömer Çelik, "Esasında dünyanın su kaynaklarını giderek kaybediyoruz. Virüsler konusunda çalışma yapanlar, yağmur ormanların ve buzulların yok edilmesinin insanlığı tehdit eden yeni bakterilerin ve virüslerin ortaya çıkmasına sebep olduğunu söylüyorlar." ifadesini kullandı.

Dünyanın dörtte birinin temiz suya ulaşamadığını, bazı ülkelerin de çeşmelerinden insanlara temiz su verememek gibi ciddi bir tehditle karşı karşıya kaldığını anımsatan Çelik, şöyle devam etti:

"Bu açıdan Türkiye'nin durumunu değerlendirdiğimizde AK Parti iktidarlarının başından beri Cumhurbaşkanımızın İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki tecrübesini ülke politikasına yansıtması ile birlikte temiz su kaynaklarının değerlendirilmesi konusunda 2004-2020 arasında büyük bir gelişme kaydedildi. 2002'den bu yana Cumhuriyet tarihimizin en fazla içme suyu arıtma tesisi inşa edildi.

Türkiye genelinde 508 içme suyu kaynağının su kalitesi tespit edildi, 489 içme suyu arıtma tesisinin revizyon ihtiyaçları belirlendi ve bunlar revize edildi. İçme suyu kullanım miktarı açısından 2004'te yaklaşık 5 milyar metreküpken 2020'de bu rakam 7 milyar metreküp oldu. Dolayısıyla yüzde 51 oranında bir artış söz konusudur. Arıtma tesislerimizin sayısı yüzde 78 oranında, kapasitesi de yüzde 38 oranında artırıldı."

- Cezeri Uçan Araba

Baykar Teknik Müdürü Selçuk Bayraktar yönetiminde gerçekleştirilen Cezeri Uçan Araba'nın tanıtıldığını anımsatan Ömer Çelik, "Türkiye, dünyadaki gelişmeleri takip etmek noktasında, geriden takip etmek noktasından günlük takip etme noktasına gelmiştir." dedi.

Türkiye'nin artık bu tip konularda dünyadaki gelişmeleri sürükleyen, gelişmelerin önünde hareket eden bir noktaya geldiğini ifade eden Çelik, "Cezeri Uçan Araba, yeni teknolojik ve dijital dünyaya hazır olmamız bakımından son derece önemli bir vizyon ortaya koymuştur. 9 ay gibi kısa zaman süre içerisinde bu vizyonun tamamlanması Türkiye'nin, Türk mühendislerinin ve Türkiye'de o konuda çalışanların geldiği noktayı göstermesi açısından da önemli." diye konuştu.

- Yunanistan ile istikşafi görüşmeler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Merkel ve Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ile üçlü formatta gerçekleştirdiği video konferans görüşmesi sonrası yapılan açıklamada, Türkiye ve Yunanistan'ın istikşafi görüşmelere başlamaya hazır olduğu ifadesi sorulan Ömer Çelik, şunları belirtti:

"Tabii 14 yılda 60'a yakın bu görüşmeler yapıldı. Çipras ve Miçotakis döneminde ara verildi. Türkiye ısrar etti, 'Biz görüşmeye devam edelim' diye. Türkiye her zaman diplomasiden yana oldu fakat onlar buna yanaşmadılar. Şimdi de görüşmelere başlanabileceği ilan edilmiş oluyor. Yani bunun bir hazırlığı gerekiyor, hazırlık da şudur, bunun bir çerçevesi olması lazım. Geçen gün Sayın Cumhurbaşkanımız dedi ki 'Konuşmak tamam da hangi çerçevede, hangi prensipler temelinde konuşacağız?' Birileri getirip de maksimalist taleplerini masaya koyup 'Siz kendi hak ve menfaatlerinizden vazgeçin' derse orada müzakere olmaz.

Türkiye burada ön koşulsuz bir müzakereden yana olduğunu söylüyor. Tabii muhataplarımızın ön koşulsuz müzakereden niye kaçtığını, niye çekindiğini anlamakta güçlük çekiyoruz. Nihayetinde konuşacağız. Türkiye açısından istikşafi görüşmelere başlama açısından hiçbir sorun yoktur. Arkadaşlarımız çerçeveyi çalışacaklardır, çalıştıktan sonra uygun bir takvim ilan edilecektir."

- AB yetkililerinin, AB Zirvesi ile ilgili beklentisi

Türkiye'nin daha önce de görüşmelere hazır olduğunu ancak Yunanistan'ın Mısır ile anlaşmayı yapınca bu görüşmelerin akamete uğradığını belirten Çelik, "Üstelik o yanlış anlaşma yüzünden Mısır yaklaşık 40 bin kilometrekarelik bir deniz alanını da kaybetti. Biz Mısırlılara da söyledik, 'Bu deniz alanda kaybetmeniz de doğru değil. Burada Türkiye ile böyle bir yaklaşım içerisinde girseydiniz hem deniz alanlarınızı korurdunuz hem de korsan bir anlaşmanın ortaya çıkmasını engellerdiniz.' diye" ifadesini kullandı.

AB yetkililerinin, AB Zirvesi ile ilgili beklentisinin bir müzakerenin başladığını görmek olduğunu bildiren Çelik, şöyle devam etti:

"Biz de şunu söylüyorduk, 'Siz sürekli müzakere ve diplomasi konusunda Türkiye'ye telkinde bulunuyorsunuz. Türkiye ile ilgili bir problem yok. Burada maksimalist ve radikal davranan Yunan tarafı. Siz bunları Yunan tarafına söyleyin. Bize 'müzakere' diyorsunuz cumhurbaşkanları Meis Adası'na çıkıyor. 'Müzakere' diyorsunuz, biz 'Tamam' diyoruz. Yunanistan ile korsan anlaşma imzalıyorlar. Türkiye bir müzakere devletidir.

Türkiye bir akıllı güçtür, yumuşak gücünü ve sert gücünü nerede, nasıl kullanması gerektiğini bilen binlerce yıllık bir tecrübeye sahiptir. Türkiye sadece kendisinden sorumlu hissetmiyor, Akdeniz'de ve bölgesindeki barış ve istikrardan sorumlu hissediyor kendisini ve bu konuda da tarihte büyük katkıları olmuş bir deneyime sahiptir."

- "Onu da ellerine yüzlerine bulaştırdılar"

AB Zirvesi ile ilk göç anlaşması yapıldığında ilk çerçevenin ortaya konulduğunu hatırlatan Ömer Çelik, "Göç meselesinde Türkiye'nin paylaştığı yükü almak için birtakım maddi yardımlar söz konusuydu ama maddi yardımlar asıl işin bir kısmıydı. Fasılların açılması, üst düzey müzakerelerin başlaması, göçmen anlaşmasının yenilenmesi, vize serbestisinin verilmesi, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi." ifadesini kullandı.

Avrupa Birliği Bakanı olduğu dönemde çok müzakere ettiklerini belirten Çelik, "Fakat göçmen antlaşması imzalandıktan sonra içinde bütün bu maddeler varken tuttular diğer maddelerin yok sayıp sadece göçmen meselesi üzerinde yürümeye çalıştılar. Göçmen meselesi üzerinden yürüyüşlerini de sadece 3+3 milyar avronun nasıl serbest bırakılacağı ile ilgili bir düzeye indirgediler. Onu da ellerine yüzlerine bulaştırdılar." dedi.

İmzaya bağlanan ve taahhüt edilen miktarın verilmiş gibi gösterildiğini bildiren Ömer Çelik, şunları kaydetti:

"Sözleşmeye bağlananı harcanmış gibi gösterdiler hiçbir şekilde sahadaki göçmen gerçekliğine yetişebilen dinamik bir mekanizma kuramadılar. Türkiye, bütün bu yükü tek başına gerçekleştirdi. Makron bile diyor ki 'Türkiye göçmen konusunda ortağımızdır ama diğer konularda karşı karşıyayız.' öyle bir dünya yok.

Yaptığınız göçmen anlaşmasını parçalara böleceksiniz, işinize gelen kısmında 'ortağız' diyeceksiniz işinize gelmeyen kısmında 'ortak değiliz' diyeceksiniz. Biz son zamanlarda Sayın Merkel'in bu arabuluculuk tavrını son derece olumlu buluyoruz, son derece akli bir şekilde, müzakereden ve diyalogdan yana bir şekilde bunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla şimdiye kadar Türkiye'ye vize serbestisi verilmiş olması lazımdı, Gümrük Birliği güncelleme mekanizmasının çalışmaya başlamış olması lazımdı, göçmen antlaşmasının sahadaki yükün ağırlığının artması sebebiyle yeniden güncellenmesi lazımdı. Bütün bunların kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi lazım, dolayısıyla müttefiklerimizden Avrupa Birliği'ndeki muhataplarımızdan Türkiye ile ilgili olarak pozitif bir ajandaya geçmelerini bekliyoruz.

Son derece sağ duyulu sesler de çıkıyor. Türkiye gibi bir ülkenin dışlanmaya çalışılmasının ne kadar mantıksız ve izansız bir Avrupa vizyonu ortaya koyacağını söyleyen, bütün bunlar olduğu zaman nasıl bir Avrupa çıkıyor ortaya? Aşırı sağın yükseldiği, ırkçılığın yükseldiği, İslam düşmanlığının yükseldiği, Brexit gibi süreçlerin yönetilmediği bir tablo ortaya çıkıyor. Türkiye büyük bir devlettir. Bu birliğe vizyon katar, güç katar."

(Sürecek)

VİDEO HABER

Sahibinden 16 milyon TL'ye satılık ‘tarihi kilise’

Haber Ara