Dolar

32,4905

Euro

34,8145

Altın

2.473,03

Bist

9.530,47

AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu: (2)

'BM Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilcisi Virginia Gamba, terör örgütü PYD/PKK'nın kamuflajı olan SDG örgütünün yöneticileriyle video konferans yoluyla görüştü. Bu bir teröre destek verme girişimidir, bunu bir BM yetkilisi gerçekleştirmiştir. Şiddetle kınıyoruz.'- '(Doğu Akdeniz'deki gelişmeler) Türkiye bir müzakere devletidir, Türkiye bir diploması devletidir. Uzun tarihimiz aynı zaman

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-09-22 20:32:38

AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu: (2)
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilcisi Virginia Gamba, terör örgütü PYD/PKK'nın kamuflajı olan SDG örgütünün yöneticileriyle video konferans yoluyla görüştü. Bu bir teröre destek verme girişimidir, bunu bir BM yetkilisi gerçekleştirmiştir. Şiddetle kınıyoruz." dedi.

Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Birleşmiş Milletler (BM) Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilcisi Virginia Gamba'nın terör örgütü PYD/PKK'nın güdümündeki sözde SDG'nin yöneticileriyle video konferans yöntemiyle bir görüşme gerçekleştirdiğini hatırlatan Çelik, bunun bir teröre destek verme girişimi olduğunu ve bu görüşmeyi bir BM yetkilisinin gerçekleştirdiğini vurgulayarak bunu şiddetle kınadıklarını belirtti.

BM yetkililerini bu konuda uyardıklarını ifade eden Çelik, "Çocukları istismar eden, cinsel istismardan tutun da onları çocuk savaşçı yapan bir örgüt söz konusuyken BM'nin bu konudaki temsilcisinin bunlarla video konferans yoluyla görüşmesi onu meşrulaştırmak başka bir anlama gelmez." ifadelerini kullandı.

Çelik, teröre karşı BM ilkeleri çerçevesinde bir davranış sergilemesi gerektiğini dile getirerek, "BM Temsilcisi Virginia Gamba'nın bu tutumu BM'nin terörle mücadele konusundaki ilkelerinin açık bir ihlalidir. Ve üstelik çocuklar konusunda da onları köleleştiren, her türlü istismara maruz bırakan terör örgütünün bu davranışına destek verme anlamına gelmektedir." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'na seslendiğini ve yaptığı konuşmada BM sisteminin iç sistemindeki çelişkilere ve reform ihtiyacına vurgu yaptığını hatırlatan Çelik, şöyle devam etti:

"Bahsettiğim terör ilkelerinin ihlal edilmesi ile birlikte BM bizatihi artık prensiplerini bile sahiplenemeyen, kendi koyduğu prensiplere sahip çıkamayan bir teşkilat durumuna düşüyor. Bu dünya için iyi değildir, BM için iyi değildir. BM'nin görevi kendi ilkelerine ısrarla, hassasiyetle, inatla, kıskançlıkla sahip çıkmak ve başka ülkelerin de buna sahip çıkmasını sağlamaktır. Ama çocuklarla ilgili bir BM kurumunun, silahlı çatışmayla ilgili bir BM kurumunun başındaki kişinin PYD/YPG/PKK terör örgütünün oradaki uzantısı olan SDG'nin yöneticileriyle ve ele başısıyla video konferans üzerinden görüşürse, o zaman başka ülkelere terör konusunda BM'nin söyleyecek bir sözü olmaz. Bunu yakından takip ettiğimizi ve BM'nin bu konuda hassasiyet göstermesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz."

- "Türkiye bir müzakere devletidir, bir diploması devletidir"

Doğu Akdeniz'deki gelişmelerin sıcaklığını koruduğunu, bugün de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ile video konferans görüşmesi yaptığını belirten Çelik, "Türkiye bir müzakere devletidir, Türkiye bir diploması devletidir. Uzun tarihimiz aynı zamanda diplomasi konusundaki deneyimimizin açık bir göstergesidir. Bizimle masada meselesini çözmek isteyen için dünyadaki ideal muhatap biziz. Kazan-kazan esasında bir sonuca varmak isteyen, hakkaniyet ve hukuk temelinde yürümek isteyen için Türkiye'den daha iyi bir muhatap, daha iyi bir ortak yoktur." değerlendirmesinde bulundu.

Ömer Çelik, Yunanistan'ın şimdiye kadar buna yanaşmayan bir muhatap olduğuna işaret ederek "14 yıl sürmüş, 60 kez yapılmış bu istikşafi görüşmeler bakın Çipras döneminde yapılmadı, Miçotakis döneminde yapılmadı. Türkiye defalarca hem Çipras döneminde hem Miçotakis döneminde istikşafi görüşmelerin, diplomatik mekanizmaların çalışması gerektiğini söyledi. Diplomatik mekanizmalara yanaşmayan taraf her zaman Yunanistan olmuştur." dedi.

Oruç Reis gemisinin görevine bakım ve tamir işleri için kısa bir ara vermesinin diplomasi isteyenler için bir fırsat olduğunu dile getiren Çelik, "Dolayısıyla meseleyi devlet aklıyla, devlet adamlığıyla çözme konusunda bir irade söz konusuysa Türkiye zaten devlet aklıyla, devlet adamlığı misyonuyla yaklaşma konusunda her zaman hazırlıklıdır ve bunu desteklemektedir." ifadelerini kullandı.

Ne zaman müzakere süreci söz konusu olsa Yunanistan'ın bunu sabote ettiğini, Almanya'nın arabuluculuk girişimi sırasında birtakım korsan anlaşmalar yapıldığını hatırlatan Çelik, Oruç Reis gemisi bakım için limana çekildikten sonra tehditle, şantajla herhangi bir sonuç alamayanların seslerini diplomasi konusunda yükselttiğini belirtti.

- "Yunanistan Ege'yi Yunan Gölü yapmak üzere bir takım projelerin peşinde koşuyor"

Türkiye'nin kendi "Mavi Vatan"ında Türkiye Cumhuriyeti'nin haklarını ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kendi bölgesindeki haklarını koruduğunu dile getiren Çelik, şunları kaydetti:

"Maksimalist bir şekilde 'Sevilla Haritası' diye kimsenin hukuki kabul etmediği bir haritayla neredeyse Ege'yi Yunan Gölü yapmak üzere kendi kendine birtakım projelerin peşinde koşuyor Yunanistan. Tabii bu diplomaside samimiyet anlamına da gelmiyor. Türkiye her zaman şunu söyledi: 'Ön koşulsuz bir şekilde masaya oturmaktan yanaysanız, buyurun oturalım.' Onlarsa 'Türkiye tehdit ve şantajdan vazgeçsin.' diyor. Türkiye kime tehdit ve şantaj yapmış? Gelip de Meis Adası'nda provokasyon yapanlar onlar, Oruç Reis Gemisi'ni sıkıntıya sokmak üzere çeşitli manevralar yapanlar onlar. Yine de Türkiye büyük bir devlet aklıyla, bölgesel barışın sorumluluğunu üstlenmiş bir ülke olarak, sadece kendi barışını ve refahını korumak için değil bölge ülkelerinin barış ve refahından kendisini sorumlu hisseden bir ülke olarak, büyük bir olgunlukla bu süreci yürüttü. Hem sahada kendi hak ve menfaatlerimizden taviz vermeden sismik araştırmalarımızı sürdürüyoruz, hem de diploması isteyenlere kapımızın sonuna kadar açık olduğunu söylüyoruz."

- "Herkesin sorumlu davranması gerekiyor"

Milli menfaatlerinin korunması konusunda sadece iktidarın değil muhalefetin de duyarlı olması gerektiğini belirten Çelik, CHP'nin bu süreçteki tavrını eleştirdi.

Bazı CHP'lilerin yaşanan süreçte "Yanlış yapıyorsunuz, dünyada yalnız kaldık." dediklerini, Oruç Reis'in bakım için limana çekilmesi sonrasında ise sırf muhalefet yapmak adına "Taviz vermeyin." dediklerini aktaran Çelik, herkesin sorumlu davranması gerektiğini vurguladı. Çelik, "Bu tip sorumsuz, dış politikanın genetiğine uyumayan, Türkiye'nin dış politika tecrübesine uymayan bu yaklaşımlar en çok Yunan tarafı tarafından veya hasımlarımız tarafından bize karşı koz olarak kullanılmaya çalışılıyor." diye konuştu.

- "Türk Silahlı Kuvvetlerinin kararlılığı asla test edilemez"

Her zaman masada olamaya hazır olduklarını, masadan hiçbir zaman kalkmayı düşünmedikleri, büyük bir devlet tecrübesiyle bölge barışından sorumlu akil bir devlet olarak, akıllı bir güçle bütün bu süreci yönetmeye hazır olduklarını anlatan Çelik, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin akıllı gücünün iki ayağı olduğunu anlattı. Çelik, "Birincisi yumuşak güçtür, bu diplomasi. Diğeri de sert güçtür, bu da hak ve menfaatlerimizi koruma konusunda her türlü girişimi yapabilecek, her türlü emri yerine getirebilecek bir silahlı kuvvetlerimizin, kara, hava, deniz kuvvetlerimizin olmasıdır, iç güvenliğimizi sağlayacak kuvvetlerimizin, teşkilatlarımızın olmasıdır." ifadelerini kullandı.

Hem diplomasi istemeyip hem de sahada fiili durumla gasbetmeye çalışanlara karşı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerini koruma konusundaki kararlılığının asla test edilemez olduğunun altını çizen Çelik, "Türk Silahlı Kuvvetleri, vatanseverlik söz konusu olduğu zaman dünyadaki hiçbir orduya benzemeyen bir kararlılık ve fedakarlık içerisinde davranır." değerlendirmesini yaptı.

(Sürecek)


Haber Ara