Dolar

32,5874

Euro

34,8578

Altın

2.495,97

Bist

9.668,37

AK Parti'nin geleceği Erdoğanlı mı Erdoğansız mı?

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-08-18 08:59:29

AK Parti'nin geleceği Erdoğanlı mı Erdoğansız mı?

Türkiye seçime doğru gidiyor ve muhtemelen Kasım ayında bir erken seçim bizi bekliyor. Seçimlerde AK Parti'nin nasıl bir vizyonla ve kimin liderliğinde seçime gireceği şimdiden tartışılmaya başlandı.

Bu tartışmaların odağında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan yer alıyor.

Başbakan Davutoğlu CHP ile koalisyon görüşmelerinde sonuç alamayınca ya da almak istemeyince Cumhurbaşkanı Erdoğan oyuna yeniden girdi. Oyunu aslında hiç bırakmayan Erdoğan Davutoğlu'nun elindeki tüm alternatifleri azaltacak ve neredeyse hareket edemez hale getirecek hamleleri bir bir sıralamaktan çekinmedi..

Öyle ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, koalisyon görüşmeleri için "Ama o tabi kendi ilkeleriyle de karşı düşüncenin örtüşmesi lazım. Herhalde örtüşmüyorsa, intihar edecek hali yoktur. Bunu bu şekilde görmek lazım." Diyerek atılması gereken en son adımı attı ve CHP ile koalisyona izin vermedi algısını oluşturdu.

Şimdi herkes aynı soruyu soruyor;

AK Parti ve Davutoğlu'nun elinin bu kadar zayıflaması ve MHP'ye mahkum edilmesinin partinin kurucusu ve doğal lideri açısından ne gibi bir faydası olabilir…

Erdoğan, “Sistem değişmiştir” derken aslında partilere artık gereğini yapın diyor. Bunu ifade eden Erdoğan, AK Parti'ye “Ya benim istediğim gibi olursunuz ya da Başbakanlık ve iktidar dahil elinizdeki tüm imkanları elinizden alırım mı demek istiyor. Çünkü Erdoğan, AK Parti'ye verilen oyların kendi şahsına verilen oylar olduğunu biliyor.

Herkesin cevabını aradığı başka bir soru da, Davutoğlu'nu bizzat seçen Erdoğan olduğu halde, Davutoğlu'nu neden bu koalisyon görüşmelerinde gerek Kılıçdaroğlu ve gerekse de Bahçeli karşısında pasif duruma düşürdü.

Erdoğan bu hamlelerle harakiri mi yapıyor yoksa başka bir plan mı söz konusu…Bazıları Erdoğan'ın bu davranışlarını kongre hesabına yorumluyorlar ama bence mesele bu kadar basit açıklanacak gibi değil…Çünkü kongrede delegenin de MYK'nın da Erdoğan'ın elinde olduğunu herkes biliyor.

Peki bu durum böyle devam ederse ne olur sorusunu soralım…

Seçim tarih belirli olur ve AK Parti kongresinde bir genel başkan değişimi yaşanırsa yeni genel başkan bu şartlar altında nasıl siyaset yapacak ve seçmenden nasıl oy isteyecek.

Yada seçmen karşısına çıkmış olan AK Parti bu şartlar altında gerek özgüven bunalımı ve gerekse de “Beştepe vesayeti görüntüsü” altında seçmenden nasıl oy alacak. Bu muhalefet tarafından sürekli dillendirilmeyecek mi?

Bu şartları görünce insan acaba diyor, Erdoğan kendi dönüşü için tüm yolları kapatıyor ve Davutoğlu'nu çaresiz mi bırakıyor. Yada oluşabilecek olan siyasi kaos ve partideki siyasi tartışmaların sonucunda seçmenin, “Yeter Erdoğan partinin başına dönsün” demesini mi istiyor.

Bütün bu denklem içerisinde gerçekçi görünmeyen benimde inanmadığım ama dillendirildiği gibi acaba Erdoğan, kendi kurduğu ve büyüttüğü partisini daha da güçsüz hale mi getirmek istiyor (mu)?

Yaşananlar bana Fazilet Partisi dönemini hatırlattı…

Fazilet Partisi dönemini hatırlayanlar bilir, rahmetli Erbakan Hoca'da o dönem gücünü paylaşmak istememiş parti feda edilmiş ama alınan oylar Erbakan'ı siyaseten kurtaramamıştı. Burada bir yenilikçi gekenekçi kavgasından ziyade başka bir pencereden baktığımı ısrarla belirteyim ki mesele başka yere çekilmesin.

Bütün bu yazdıklarımın sonuçları AK Parti kongresinde belli olacak. Türkiye'nin siyasi atmosferi AK Parti kongresi ve Erdoğan-AK Parti ilişkisi ile netleşecek. Buraya doğru gidiyoruz.

Bahçeli baştan beri bunu biliyor ve AK Parti'yi de bu yola doğru itiyor.

Haber Ara