Dolar

32,3640

Euro

34,9634

Altın

2.324,41

Bist

9.079,97

AK Parti MYK toplantısı

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: (2)- '(Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un açıklamaları) Sayın Fransa Cumhurbaşkanı'ndan hem Türkiye'ye dönük olarak sağduyulu ifadeler duymak isteriz hem de İslam ve terör gibi konuları bir arada kullanmasının ne kadar sakıncalı olduğunu hatırlatmak isteriz'- '(Hollanda'daki karikatür tartışmaları) Bunun düşünce özgürlüğü bağlamında değerlendirilmesi, bu derece hoyr

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-08-29 20:33:59

AK Parti MYK toplantısı
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Türkiye'ye yönelik açıklamalarına ilişkin, "Sayın Fransa Cumhurbaşkanı'ndan hem Türkiye'ye dönük olarak sağduyulu ifadeler duymak isteriz hem de İslam ve terör gibi konuları bir arada kullanmasının ne kadar sakıncalı olduğunu hatırlatmak isteriz." dedi.

Çelik, parti genel merkezinde gerçekleştirilen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Türkiye'ye yönelik eleştirilerini değerlendiren Çelik, Fransa'daki anketleri takip ettiklerini söyledi. Çelik, "Fransa halkı, giderek daha çok Fransız, Macron'un otoriter olduğunu düşünüyor. Fransız demokrasisini bu tip kavramlarla mı biz ifade edeceğiz? İslami terör ifadesinden tutun da Türk tarihini ayrıştırma biçimine kadar, Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili olarak Panislamist gündem gibi bir gündem şeklindeki değerlendirmesine kadar çok açık ve net söyleyeyim, bunlar orta düzeyde oryantalist yaklaşımlardır. Yani gelişmiş oryantalist yaklaşımlar bile değildir." diye konuştu.

Oryantalist bir yaklaşım olmasının bile çağın ne kadar gerisinde kaldığının bir göstergesi olduğunu belirten Çelik, "Ama oryantalist yaklaşım olması bakımından da kaliteyi maalesef yakalayamıyor, orta düzeyde oryantalist yaklaşımlardır. Son derece yanlıştır. Sayın Fransa Cumhurbaşkanı'ndan hem Türkiye'ye dönük olarak sağduyulu ifadeler duymak isteriz hem de İslam ve terör gibi konuları bir arada kullanmasının ne kadar sakıncalı olduğunu hatırlatmak isteriz." açıklamasında bulundu.

Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daha önce yaptığı Fransa seyahatinde bu hatırlatmada bulunduğunu anımsatarak, yapılan bir başka değerlendirmenin de "Türkiye'nin AB'den uzaklaştığı ve dolayısıyla Türkiye ve Rusya ile daha stratejik bir iş birliği kurulması gerektiği" yönünde olduğunu söyledi. Bu stratejik iş birliğinin arkasında farklı şeyler olduğunu dile getiren Çelik, şunları kaydetti:

"Bunun arkasında ne var, ben söyleyeyim. Demokratik konularda ve diğer konularda konumlandırılması konusunda son derece cömert tekliflerde bulunurlar bize. Defalarca söyledik, Türkiye, sadece terörle mücadeleye indirgeyeceğimiz bir askeri karargah ya da sadece göçmenlerin barınmasına yönelik bakabileceğimiz bir göçmen kampı değil. Güçlü demokrasisi olan ve son derece güçlü bir Avrupa ülkesidir. Şu açık ve nettir, Fransa ne kadar bir Avrupa ülkesiyse Türkiye de o kadar bir Avrupa devletidir. Türkiye'nin pek çok özellikleri var, Akdeniz, Ortadoğu, Asya boyutları var ama Türkiye'nin Avrupa devleti olduğu tartışmasız bir gerçektir.

Konuşmanın başında Amerika Birleşik Devletleri ile yaşadıkları sıkıntılardan bahsederek Avrupa'nın güvenliği konusundaki kaygılarını dile getiriyor. Aynı şekilde bu kaygıları dile getirirken de 'Yeni ittifaklar, müttefikler aramamız gerekir.' diyor. Tam da bu dönemde Türkiye ile AB bağlamında bu ilişkiyi yakınlaştırması gerekirken maalesef yanlış yere düşüyor. Çünkü Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkinin ahdi temeli tam üyelik müzakereleridir. Sayın Macron'un kendisini Avrupa Komisyonunun yerine ya da AB Konseyinin yerine koyarak bu ilişkiyi tartışması, doğru söylemek gerekirse doğru olmamıştır."

Macron'un konuşmasında birden çok hata yapıldığı değerlendirmesinde bulunan Çelik, "Umarız bunları düzeltirler. Özellikle bu İslami terör ifadesinin hiç kimsenin işine yaramadığını, sadece aşırı grupların, teröristlerin işine yaradığını kendilerine bir kere daha hatırlatmak isteriz." dedi.

- "İttifak olup olmayacağını henüz değerlendirmedik"

Çelik, yerel seçimlerin yaklaştığı ve muhalefet cephesinde ittifak söylentilerinin olduğunu belirterek, "Acaba yerel seçimlerde de bir Cumhur İttifakı görecek miyiz?" şeklindeki soru üzerine de Çelik, şunları söyledi:

"Bunu yerel seçimler bağlamında konuşmuyoruz ama ilkesel olarak şunu söyleyebilirim. Cumhur İttifakı'nın milletimizin taleplerine, milletimizin arzularına ne derece büyük karşılık verdiğini geçmiş dönemde gördük.

Dolayısıyla Cumhur İttifakı olarak ortaya konulan ilkelere bağlılığımızı sürdürüyoruz, bu ilkelerin kıymetli olduğu, bu ittifakın kıymetli olduğunun her zaman altını çiziyoruz. Ama yerel seçimde böyle bir şey olur olmaz gibisinden şu anda bir değerlendirmemiz yok, daha onlara vakit var. Bu şekilde bir değerlendirme söz konusu olduğunda ben bunu sizinle açık ve net bir şekilde paylaşırım. Cumhur İttifakı'nın önemli olduğunu, ilkelerinin devam etmesi gerektiğini, bu ittifaka bağlılığımızın da her zaman altını çiziyoruz ama bu söylediğiniz bağlamda yerel seçimde ittifak olup olmama şeklindeki gündemi henüz değerlendirmedik, önümüzdeki günlerde değerlendirdiğimizde sizinle paylaşırım."

- "Avrupa'nın DEAŞ'ı bu aşırı sağdır"

Çelik, "Hollanda'da aşırı sağcı milletvekili Wilders peygamberimiz Hz. Muhammed hakkında bir karikatür yarışması düzenledi. Bu konuda bir değerlendirmeniz olacak mı?" sorusu üzerine, "Bu kişi şu anda son koalisyonun dışında 2. parti duruma geldi. Birinci sınıf bir ırkçıdır, hakikaten faşist kelimesini hak eden birisidir. Hz. Peygambere haddini aşarak hakaret etmeye çalışan, çeşitli girişimlerde bulunuyor." değerlendirmesinde bulundu.

Hollanda hükümetinin açıklamalarının da dikkatle takip edildiğini belirten Çelik, "Hollanda hükümeti, bu şahsın yürüttüğü kampanyanın doğru olmadığını, kendilerini bağlamadığını ve buna karşı olduğunu söylüyorlar. Ama şunu ekliyorlar, 'Düşünce özgürlüğü çerçevesinde de yapabileceğimiz çok bir şey yok' diyorlar." şeklinde konuştu.

Bu kavramın daha çok tartışılması gerektiğini ifade eden Çelik, milyonlarca insanın ortak ve en yüksek değerlerden birine bu kadar sistematik ve hoyratça saldırılmasının, düşünce özgürlüğü olarak değerlendirilmesinin, aslında düşünce özgürlüğüne yapılan en büyük haksızlık olduğu görüşünü savundu.

Çelik, şöyle devam etti:

"Örneğin şu Wilders denilen şahsiyet, DEAŞ'ı öven, DEAŞ'ın yaptığı mücadelenin bir hak mücadelesi olduğunu anlatan, baştan aşağı haksız ve hukuksuz bir kampanya başlatsaydı, DEAŞ'ın propagandasını yapan bir üslup geliştirip, bununla ilgili sergiler açsaydı, bununla ilgili organizasyonlar yapsaydı, o zaman hukuk devreye girecekti, o zaman düşünce özgürlüğünden bahsetmeyeceklerdi. Biz bunu Avrupa'nın pek çok yerinde görüyoruz.

Türkiye'ye dönük olarak bir DEAŞ saldırısı olduğu zaman, insanlarımızı kaybettiğimiz zaman, Avrupa'da, Türkiye'de dayanışma için çeşitli kamu binalarına Türk bayrağı yansıtıldı. Ama daha acımasız saldırılar PKK tarafından gerçekleştirildiğinde, yine insanlarımızı kaybettiğimizde bu şekildeki gibi bir dayanışmayı görmedik. Avrupa'daki binalara Türk bayrağının yansıtılması gibi bir tavır ve tutum görmedik. Demek ki burada bir çifte standart var. Peygamberimiz Hz. İsa, Hz. Musa, hepsi peygamberlerimiz. Biz onlara saygının, hürmetin her alanda konulmasını düşünüyoruz."

Geçmiş yıllarda Müslümanların Avrupa'da yaptıklarıyla çok iyi dersler verdiğini anımsatan Çelik, "Hz. Peygambere karşı bir yakışıksız tavır alındığında, Müslümanlar tuttular Hz. İsa'ya dua törenleri düzenlediler. Bu, herkesin dikkat etmesi gereken temel bir değerdir." dedi.

Hollanda hükümetinin Wilders'ın yaptığını "yakışıksız" bulmasını takdir ve not ettiğini vurgulayan Çelik, "Dediğim gibi bunun düşünce özgürlüğü bağlamında değerlendirilmesi, bu derece hoyrat ve acımasız bir saldırının, bu derece provokatif bir saldırının bu şekilde değerlendirilmesi, bu ırkçı kafaların, bu faşist kafaların Avrupa'da daha çok yer bulmasına, siyasette bu derece 2. parti durumuna gelmelerine ya da koalisyon ortağı haline gelmelerine yol açıyor." diye konuştu.

Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

"Şunu unutmasınlar, Avrupa'nın DEAŞ'ı bu aşırı sağdır. Avrupa bağlamında düşündüğünüzde bu Wilders gibi ırkçıların, faşistlerin DEAŞ liderlerinden bir farkı yoktur. Dolayısıyla DEAŞ'a karşı hangi tedbiri alıyorlarsa bu ırkçılara karşı da o tedbiri almaları lazım. Bunun düşünce hürriyeti bağlamında değerlendirilecek bir tarafı yok."

(Sürecek)

VİDEO HABER

İsrail'in Gazze'de bir vahşeti daha görüntülendi!

Haber Ara