Adapazarı Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen partisinin Adapazarı İlçe Danışma Meclisi Toplantısı'na katılan Yavuz, burada yaptığı konuşmada, AK Parti'nin kurulduğu günlerde yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele ettiğini söyledi.
Türkiye'nin söz konusu dönemde durumunun gerçekten içler acısı olduğunu aktaran Yavuz, "Batıyorduk, hatta batmıştık. IMF'ye olan borcumuzu ödeyemeyecek haldeydik biz. Belediyeler hiçbir şey yapamıyordu, özel idare hiçbir yere yetemiyordu. 2002'li yıllarda her şey durmuştu adeta. Oralardan geliyoruz." diye konuştu.
Yavuz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun şimdi "bol keseden attığını" savunarak, şöyle devam etti:
"İstanbul adayı da attı. Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu'nun 6 ayda yaptıklarını Ekrem İmamoğlu İstanbul'da 5 yılda yapamayacak çünkü onların hizmet anlayışı öyle. Bir yerde bir kez daha takip ettim sözünü, diyor ki, 'Beylikdüzü'nde kişi başına düşen yeşil alanı 9,5 metrekareye çıkardım'. Gerçek rakamı irdeleyelim dedik, 3,5 metrekare. Peki daha gerçek olan ne? Devletin, belediyenin yeşil alanlarını kendi sitesine kattı, kendi yeşil alanı olarak orada kullanıyor. Bir gün bu sözlerimden ötürü dava açılırsa belgeleriyle ortaya nasıl koyacağımı gösteririm açıkçası. Anlayış bu, onun için bir şey çıkmayacak. Geçmişte o CHP'li belediyelerden, iktidarlarından hiçbir şey çıkmadığı gibi."
- "Dış kaynaklı ekonomik saldırı"
Türkiye'ye yakın zamanda ekonomik saldırı yapıldığını, hiç olmayacak yerde dövizin aşırı şekilde arttığını gördüklerini vurgulayan Yavuz, dövizin şu anda düşüş gösterdiğini belirtti.
Yavuz, "Nasıl oluyor bu? Kriz olsaydı böyle olur muydu? Kriz yoktu. Sadece AK Parti'yi düşürmek, Recep Tayyip Erdoğan'ı köşeye sıkıştırmak için dış kaynaklı ekonomik saldırı vardı. Ama çok şükür Türkiye bu ekonomik saldırıyı boşa çıkarttı çünkü başımızda dünyanın en iyi lideri, komutanı Recep Tayyip Erdoğan var. Emin olun o ekonomik saldırılar boşa çıktı, bu faizler düşmeye başladı ya daha düşecek, dövizler bundan sonra son derece kontrol altına alınacak. O kötü günler geride kaldı. Neye dayalı olarak söylüyorum, bir iki ay önce Merkez Bankasının stokları 96 milyar dolardı, bugün 102 milyar dolar. Yani bir iki ayda o kadar artıyorsa bundan sonraki gidişatın nasıl olacağını siz düşünebilirsiniz." ifadelerini kullandı.
- "Bir taşta iki kuş vurmuşuz, derdin ne senin?"
Tank Palet Fabrikası'nın Katar ordusuna devredildiği iddialarına da değinen Ali İhsan Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Güya biz Tank Palet'te çalışan askerleri Katar ordusunun emrine vermişiz. Vallahi yalan hem de kuyruklu yalan. Ama ben şaşırmadım ki. İstanbul'da o türden olanları çok gördük, başka zaman da gördük, şimdi de görüyoruz, önümüzdeki süreçte de göreceğiz çünkü kendileri yalan. Onun için hep böyle yalanlara tevessül ederek siyaset yapmaya çalışıyorlar. Hiç endişe etmeyin, Katar ordusuna filan satılmış değildir, Tank Palet özelleştirilmiş de değildir. Gerekiyorsa da özelleştirilebilir. Özelleştirme yapılmıyor, tesis devrediliyor ve bu tesisi BMC devralıyor. 25 yıl orada tank üretecek, Tank Palet'in bütün işlerini yapacak, şu anda piyasadaki tankların tamiratını da yapacak. Sonra da Karasu'daki fabrikasına taşınacak, burasını yine Tank Palet'e bırakarak gidecek. Ve orada ayda 5 tane tank üretecek şekilde hizmetine devam edecek."
Yavuz, Katar'ın BMC'nin yüzde 49'una ortak olduğunu vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu:
"BMC özel bir firma. Be kardeşim başka firmaya İngilizler ortak olduğunda sesini niye çıkarmıyorsun? Japonlar, Amerikanlar olduğunda sorun yok ama Katar olunca niye sorun var gibi yansıtıyorsun? Kaldı ki Katar yüzde 49'una ortak oldu BMC'nin, yönetimi tamamen Türklerin elinde. Tank üretir üretmez diyor ki Katar, 'Param hazır, üret, hemen 100 tanesini alayım'. Bir taşta iki kuş vurmuşuz, derdin ne senin? Ama ne derlerse desinler, burada tank üretilecek, 40'ıncı tankın üzerine milli motor konacak, 250 tank TSK'ye teslim edilecek, ardından 100 tank Katar'a satılarak parası alınacak, sonra da bütün dünyaya tank satacağız ve Türkiye olarak para kazanacağız. Bu paralar da esnafımıza, köylümüze, işçimize gidecek, bundan da emin olabilirsiniz."
Toplantı daha sonra basına kapalı devam etti.
