Dolar

32,5252

Euro

34,9385

Altın

2.439,66

Bist

9.716,77

AK Parti Istanbul Il Danisma Meclisi Toplantisi

AK Parti Istanbul Il Danisma Meclisi Toplantisi

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-01-17 18:27:40

AK Parti Istanbul Il Danisma Meclisi Toplantisi
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, partisinin olağanüstü kongresinde yaptığı açıklamalara ilişkin, "Cumhurbaşkanımıza yaptığı küstahlığı kendisine aynen iade ediyoruz. Dikta, CHP siyasetine ait bir kavramdır. Parlamenter demokrasiden bahsettikten sonra kendisine de ifade ettim, dikta veya tek adamlık idaresinin sembolü olan milli şef kavramını Cumhuriyet Halk Partisi üretmiştir. Her şeyden önce kendi geçmişlerine bakmaları lazım. Baskı, dikta, milli şef, zorbalık CHP kültürüne ait bir gelenektir. Son zorbalıklarından birini de TRT'yi basarak gösterdiler" dedi.

Davutoğlu, partisinin Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen İstanbul İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, salondaki coşkunun kendisine gelecek güzel günleri müjdelediğini belirterek, hastalıklı Türkiye'nin geride kaldığını söyledi.

Yerine 2002'den bu yana atılımlarla büyüyen, demokratikleşen ve özgürleşen, gelişen bir Türkiye'nin geldiğini ifade eden Davutoğlu, 1 Kasım sonrasında bu Türkiye'nin daha da iyi noktalara ulaşacağını kaydetti.

Dibe vurmuş bir ekonomiyi ayağa kaldırarak, 13 yıl aralıksız büyüdüklerini dile getiren Davutoğlu, şimdi daha da nitelikli olarak büyümeye devam edeceklerini anlattı.

Vesayetçi sistemin gerilediğini, demokrasinin güçlendiğini, demokrasiyi yeni anayasayla daha da güçlü kılacaklarını vurgulayan Davutoğlu, kendi içine dönmüş, silik, pasif Türkiye'yi, dünyanın her köşesinde var olan, sözü dinlenen bir Türkiye haline getirdiklerini aktardı.

Şimdi bütün insanlığın vicdanı haline gelmiş bu aziz ülkenin sesini dünyanın her yerinde yankılandıracaklarını ifade eden Davutoğlu, bunları ve daha fazlasını milletin desteğiyle başardıklarını bildirdi.

Davutoğlu, bunun 13 yıldır milletin, Türkiye'nin, siyasetin, AK Parti kadrolarının başarısı olduğuna işaret ederek, "Kimse zannetmesin ki bu başarı gül bahçesinde gerçekleşti. Her türlü vesayet odağı, baskılar, darbe girişimleri, küresel istikrarsızlıklar, terör, ihanet şebekelerinin çabalarına rağmen bu başarıyı yakaladık. Bırakın içerideki her türlü zorluğu, sadece yanı başımızda komşularımızda yaşanan problemler bile AK Parti hükümetlerinin dışında kimsenin başedemeyeceği sıkıntılardır. Gece gündüz tüm kadrolarımızda bu sıkıntılara göğüs gerdik. Ama bu başarının asıl sahibi aziz milletimizdir" diye konuştu.

Dün yaptığı 4 telefon görüşmesini anlatan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Gaziantep'te Şerif Dağdelen, 70 yaşında bir emeklimiz, tek başına yaşıyor, tek başına hayatını sürdürüyor. Belki haberlerde görmüşsünüzdür. Görünce hemen kendisini ben de aradım. Emekli maaşıyla geçinirken tam 8 nüfuslu bir Suriyeli aileyi evine alıyor ve onlara bakıyor. Dün telefonda görüştük, kendisine milletimiz adına teşekkür ettim. Avrupa'da mülteci karşıtı gösteriler yapılırken, mültecilerin ayaklarına çelmeler takılırken, bir yiğit insan, bir irfan sahibi insan tek başına yaşayan Şerif amca, 8 nüfuslu bir aileyi evine alıp bağrına basıyor. Bu millet ne yüce bir millet, ne geniş gönüllü, engin gönüllü bir millet. Anadolu'nun görmüş geçirmiş irfanı şahsında temsil eden bu Şerif amca olduktan sonra Allah'ın izniyle bizim sırtımız yere gelmez, bu milletin sırtı yere gelmez, bu ülkenin sırtı, mazlum milletlerin sırtı yere gelmez. Birileri bu mazlum Suriyelileri göndermeye çalışırken, onları evinde ağırlayan Şerif amcalar oldukça insanlığın vicdanı, vicdanın sesi olmaya devam edeceğiz."

- "1 Kasım'dan sonra o büyük zaferin rehavetine kapılmadan, teşkilatımızın her düzeyinde istişareler yapıyoruz"

Türkiye'de siyaseti yeniden milletin umudu haline AK Parti'nin getirdiğini dile getiren Davutoğlu, "AK Parti'ye gönül verenler bilir ki bizde siyaset halka hizmet içindir, hakka hizmet içindir" dedi.

Türkiye'yi geleceğe taşımak, yeni Türkiye'yi inşa etmek için aynı aşk ve şevkle yeniden yola çıktıklarını anlatan Davutoğlu, "Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümü, sıkıntılarından tümüyle arınmış, mutlu, müreffeh, huzur dolu bir Türkiye olacaktır. Sadece bugünü değil, yarını değil, 2023'ü, 2053'ü, 2071'i düşünerek, hesabımızı yapıyor, adımlarımızı atıyoruz. Bu yürüyüşün öncüsü ve bayraktarı sizlersiniz, AK Parti kadroları. Milletimizin umudu sizlersiniz, mazlum milletlerin umudu sizlersiniz. Her bir arkadaşımın bu şuurla hareket ettiğini, geleceğe bu hassasiyetle hazırlandığını biliyorum. Bizler yarınki Türkiye özlemiyle büyüdük, bizim nesillerimiz adalete, güvene, özgürlüğe derin bir hasret duygusuyla büyüdü. Allah'a şükürler olsun ki biz büyüdük ve yarınki Türkiye özlemi bugün gerçek oldu. 2015 yılı içinde ülkemiz iki genel seçim yaşadı. 7 Haziran seçimlerinde açık ara birinci parti olmamıza rağmen hükümet kurmak için gerekli çoğunluk sağlayamadık. Bunun neticesinde 'Türkiye'yi hükümetsiz bırakmayız' diyerek, hemen çalışmalara başladık ve gerekli siyasi adımları attık. 7 Haziran akşamı bütün AK Parti teşkilatları bir sınavdan geçti. Hepiniz hatırlayacaksınız. O akşam dönüp milletimize şu sözü vermiştik. 'Ne olursa olsun bu ülkeyi, değil bir yıl, değil bir ay, değil bir hafta, değil bir saat, değil bir dakika, bir saniye dahi hükümetsiz bırakmayacağız' demiştik. İşte sizler şahitsiniz. Sözümüzü tuttuk mu? Biz en kritik dönemde belki de cumhuriyetin en kritik geçiş döneminde 7 Haziran'dan 1 Kasım'a kadar bu ülkeyi hiç sahipsiz bırakmadık."

Davutoğlu, MHP ve HDP'nin "Biz koalisyon yapmayız, CHP ile yapın" diyerek Türkiye ile ilgili hiçbir iddiaları olmadığını gösterdiğini belirterek, "Bu arada Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Bahçeli'ye de acil şifalar diliyorum. Geçirmiş olduğu bir operasyon dolayısıyla" diye konuştu.

Sonraki süreçte HDP'nin Türkiyelileşme diye sunduğu projenin de yalan olduğunun çok net ortaya çıktığını ifade eden Davutoğlu, "Bırakın Türkiye ile ilgili bir sorumluluk sahibi olduklarını göstermeyi, sorumsuzluğun adresi ve şiddetin sözcüsü oldular" dedi.

Yola çıktıkları ilk günden beri siyasetin sorun üreten değil, sorun çözen bir kurum olarak çalışması yönünde çaba gösterdiklerini anlatan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tek başımıza iktidardayken de hükümet kurmak için çalışma yürütürken de bunu çok açık bir şekilde ortaya koyduk. Nitekim 1 Kasım seçimleri milletimizin basiretiyle Türkiye'ye kurulan tuzakların boşa çıktığı bir seçim olarak tarihe geçti. İktidar sorumluluğundan kaçanlara, teröre şakşakçılık yapanlara ve siyaset kurumunu kilitlemeye yeltenenlere milletimiz cevabı sandıkta verdi. Peki 1 Kasım seçimlerinden ders alması gerekenler, bu dersi aldılar mı? Biz 1 Kasım'dan sonra o büyük zaferin rehavetine kapılmadan, teşkilatımızın her düzeyinde istişareler yapıyoruz, yeniden değerlendirme yapıp 2019'a yürüyoruz. Ama 1 Kasım'da büyük bir yenilgi, bir hezimet yaşayanlar hala ders almış görünmüyorlar. Maalesef ders almış görünmüyorlar."

- "Kötü söz sahibinindir"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün partisinin olağanüstü kongresinde yaptığı konuşmayla bunu bir kez daha açık bir şekilde ortaya koyduğunu dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Bu kongrede çıkmış, Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük olarak gerçekten bir siyasi lidere yakışmayan bir üslupla, bir nezaketsizlikle tepki göstermeye kalkıştı. İthamda bulundu, mesnetsiz suçlamalarla Cumhurbaşkanımızı, devletin en ali makamını itham etmeye kalktı. Kötü söz sahibinindir. Cumhurbaşkanımıza yaptığı küstahlığı kendisine aynen iade ediyoruz. Dikta, CHP siyasetine ait bir kavramdır. Parlamenter demokrasiden bahsettikten sonra kendisine de ifade ettim, dikta veya tek adamlık idaresinin sembolü olan milli şef kavramını Cumhuriyet Halk Partisi üretmiştir. Her şeyden önce kendi geçmişlerine bakmaları lazım. Baskı, dikta, milli şef, zorbalık CHP kültürüne ait bir gelenektir. Son zorbalıklarından birini de TRT'yi basarak gösterdiler. Siyaset üretemeyince hakaret üretmek siyasi bir yöntem olarak benimsendiğinde toplumda nezaket kalmaz. Bunlar fikir üretemeyince, hakaret, itham ve küfür üretiyorlar. Hizmet ve eser üretemeyince kabalaşıyorlar, çirkinleşiyorlar. Hakaret ettiği kişinin bu ülkenin yüzde 52 oyuyla seçilmiş cumhurbaşkanı olduğu gerçeğini bile umursamıyorlar. Orada Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaretin ötesinde ona oy vermiş, gönül vermiş vatandaşlarımıza da hakaret ettiğini düşünemeyecek kadar da düzeysiz ve basiretsiz davranıyorlar. Saygısız olduğu kadar basiretsiz bir söylemi kullanmaktan çekinmiyor."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun partisinin şifa bulmaz hastalıklarını gözden kaçırmak için tartışmayı başka yere çekip, cumhurbaşkanına hakaret etmek suretiyle kendisini, kendi kitlesi karşısında bir şekilde kurtarmaya çalıştığını ifade eden Davutoğlu, "Bir genel başkana, bir ana muhalefet liderine yakışan, terbiye hudutlarını çiğnemek değil siyaset yapmaktır, proje üretmektir, ülkenin sorunlarına dair fikir beyan etmektir. Cumhuriyet Halk Partisi kongresinde, parti kitlesini küfürle, hakaretle bir arada tutacağını düşünmek Sayın Kılıçdaroğlu'na yaramaz. Bunu niye yaptığını milletimiz çok iyi biliyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun da CHP'nin de başlarını iki elinin arasına alıp '1 Kasım seçimlerinde biz niye hata yaptık' diye düşünmelerinin vaktidir. Seçmenini, teşkilatını bir arada tutacak özgün proje ve fikirlere sahip olmadığı için Cumhurbaşkanımıza dil uzatarak, partisini bir arada tutmaya çalışıyor. Koltuğunu geliştirdiği fikirlerle koruyamayacağını bildiği için Cumhurbaşkanı'na karşıtlıkla koltuğunu koruma, koltuğuna tutunma kurnazlığı gösteriyor. Belediyelerindeki yolsuzlukların, peşkeş çekilen rezidansların hesabı sorulmasın diye seçmenini, teşkilatını Cumhurbaşkanımızla ve ona yaptığı ithamlarla meşgul etmeye çalışıyor. Bunlar, kendi koltuklarını korumak için sergiledikleri küçük kurnazlıklardır" diye konuştu.

(Sürecek)

Haber Ara