Dolar

32,5998

Euro

34,8565

Altın

2.494,74

Bist

9.542,85

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısı

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısı

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-08-28 15:12:35

AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısı
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Sarıkamış'tan, Bakü seferinden dönen Kafkas çocukları, Yemen'den Kut'ül Ammare'den dönen Mezopotamya çocukları, Balkan Savaşı'nın yaralarını daha hala sarmamış Rumeli çocukları, Anadolu çocuklarıyla buluştu ve 26 Ağustos 1922'de İzmir'e doğru yürüdü. Görünüşte bu yürüyüş Afyonkarahisar'dan İzmir'e gibi ama asıl yürüyüş, kadim medeniyetten emperyalizme karşı dimdik yiğitlerin yürüyüşüydü" dedi.

Başbakan Davutoğlu, parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, 12 Eylül'de yapılacak AK Parti Olağan Kongresi öncesi son genişletilmiş il başkanları toplantısının gerçekleştirildiğini belirterek, hayırlı olsun temennilerinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a öğleden sonra yeni hükümeti takdim edeceğini açıklayan Davutoğlu, "Bir anlamda erken seçime gidiş startının en son adımını da atmış olacağız" diye konuştu.

Bunun için konuşmasında AK Parti'nin siyaset felsefesi üzerinde duracağını belirten Davutoğlu şöyle devam etti:

"AK Parti'nin niçin milletin mayası olduğunu, niçin tarihin öznesi olduğunu ve niçin 7 düvelden, 7 iklimden saldırılara muhatap olduğunu da sizlerle paylaşmaya gayret edeceğim. 24 Ağustos - 30 Ağustos arasındaki tarihleri şöyle bir hatırlayalım, sonra da AK Parti'nin bu tarihlerle alakasını sizlerle paylaşalım. 24 Ağustos Mercidabık Savaşı 1516, 26 Ağustos Malazgirt 1071, 27 Ağustos Kosova Savaşı 1389, 28 Ağustos bugün Belgrad'ın fethi 1521 ve 30 Ağustos Büyük Zafer. Şimdi şöyle bir tarihe ama sadece tarihte kalmak için değil, bugünü anlamak ve geleceğe yürümek için tarihe bakalım."

- "Yeni ama kadim kültüre dayalı büyük medeniyetin inşasını amaçladılar"

26 Ağustos 1071 Malazgirt Savaşı'nın herhangi bir savaş olmadığını, iki ordunun karşı karşıya gelmediğini anlatan Davutoğlu, "Büyük bir tarih yürüyüşü başlatan Orta Asya çocukları, Mezopotamya çocukları, Kafkas çocukları, Sultan Alparslan ordusunda buluştular ve Anadolu'nun kapısını açarken hep atıfta bulunduğumuz yeni ama kadim kültüre dayalı büyük bir medeniyetin inşasını amaçladılar" dedi.

Bundan 944 yıl önce, 26 Ağustos'ta Türklerin, Kürtlerin ve Kafkas kavimlerinin köhneleşmiş ve zulme dayalı Bizans'a karşı bir zaferin değil, yeni bir düzenin ayak sesleriyle yürüdüklerine işaret eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Onun için Anadolu'nun kardeşliğinin tohumlarını Malazgirt'te attık. Konya bir büyük başşehir olarak bir barış şehri, Hazreti Mevlana'nın şehri olarak aslında Malazgirt'te doğdu. Bursa Ulu Camisi'yle yeni bir devletin büyük mimarisinin ortaya koyduğu bir şehir olarak aslında Malazgirt'te doğdu. Amasya şehzadeler şehri olarak, Manisa sultanlar şehri olarak, bütün güzel Anadolu kentleri Malazgirt'te atılan tohumla yeşerdiler. Kırşehir'de Ahi Evran, Konya'da Hazreti Mevlana, Nevşehir'de Hacı Bektaş-ı Veli, İdris-i Bitlisi, Ahmedi Hani, Fakiye Teyran, Mimar Sinan hep orada atılan tohumla tarih sahnesine çıktılar. O tohumu atanlardan Allah razı olsun. O tohumu Anadolu topraklarına değil, bizim yüreğimize atanlardan Allah razı olsun."

Başbakan Davutoğlu, o günden bugüne hep, "Bu kavimlerin kardeşliğini savunanlarla, bu kavimlerin düşmanlığı üzerinden kendi hegemonyasını sürdürmek isteyenler şeklinde" iki yol göründüğünü vurguladı.

Anadolu, Orta Asya, Kafkasya, Mezopotamya çocuklarının hep birlikte, el ele 27 Ağustos 1389'da Kosova'ya yürüdüklerini ifade eden Davutoğlu, "Kosova'da herhangi bir savaş değildi. Nasıl Srebrenitsa katliamını yapan Mladiç 'biz burada Türklerden intikam alıyoruz' demişse, Kosova onlar için nasıl sembolse bizim için de semboldür. Kosova'ya birlikte bir savaş için asırlarca Müslümanın, Hristiyanın, Musevinin, Türkün, Bulgarın, Sırpın Arnavutun barış içinde yaşadığı Üsküp doğdu. Saraybosna doğdu, Varna doğdu. Güzel Rumeli şehirleri daha önce hiç tarih sahnesinde büyük şehir olarak kurulmamış olan Balkan coğrafyası, şehir hayatıyla, toleransla, hoşgörüyle, Sarı Saltuk'la, Anadolu erenleriyle, Horasan erenleriyle, Balaban tekkesiyle tanıştı" değerlendirmesinde bulundu.

- "Balkanların her nehrinin kenarında hala o kardeşlik türküleri okunuyor"

Balkanların her nehrinin kenarlarında hala o kardeşlik türkülerinin okunduğunu anlatan Davutoğlu, "Yani Anadolu çocukları, Kafkas çocukları, Orta Asya, Mezopotamya'nın çocukları Rumeli'nin çocuklarıyla karşılaştı. Boşnakla ırk olarak farklı olan Türk'ün, Kürt'ün arasındaki bütün farklılıklar bitti" dedi.

"Bizim kadim medeniyetimiz Anadolu'da yeşerdi, Rumeli'de çınara dönüştü" ifadelerini kullanan Davutoğlu, Avrupa'nın görebileceği en güzel şehirlerden biri olan Belgrad'ın inşa edildiğini kaydetti.

Bütün Balkanların şehir kültürüyle Belgrad'ta tanıştığını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, "Bugün savaşla, çatışmalarla anılan Balkan coğrafyası, asırlarca kilisenin, havranın, caminin yan yana olduğu, birbirine saygıyla yaşadığı bir düzenin habercisi olduğu kadim bir şehirdi" diye konuştu.

1516'da Mercidabık'ta Anadolu, Kafkas, Mezopotamya çocuklarının, Şam'ın çocuklarıyla ve bir müddet sonra da Ridaniye ile Nil'in çocuklarıyla tanıştığını hatırlatan Davutoğlu, "Büyük bir medeniyeti bu kez o medeniyetin doğduğu Mekke ve Medine'den tevhid inancına dayalı olarak yeni bir Şam, yeni bir Bağdat, yeni bir Kahire için uğraştı. Hiç buluşmamış olan Saraybosna ile Kahire, hiç görüşmemiş olan Balkan kavimleri ile Ortadoğu kavimleri bizim üzerimizden Anadolu'da buluştu. Bunun adı adalet davasıydı. Hani bizim adımız olan 'Adalet' davası" ifadelerini kullandı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu şunları söyledi:

"Horasan erenleri onun için kardeşlik türküsü söyledi, Hazreti Mevlana onun için 'gel' dedi 'her şeye rağmen gel' dedi. Onun için Hacı Bektaşı Veli 'elini, kapını, sofranı açık tut' dedi. Bu sesler yankılandı, yankılandı asırlarca bir ortak türkü olarak bu coğrafyalarda seslendirildi. 1596 tarihli bir nüfus istatistik çalışmasında dünyanın en büyük şehri olarak İstanbul vardı, bir Fransız tarihçinin nüfus araştırmasında. İkinci büyük şehir Pekin, üçüncü büyük şehir ise Kahire'ydi."

- "Kadim medeniyetten emperyalizme karşı yiğitlerin dimdik yürüyüşüydü"

"Balkan çocuklarıyla Rumeli çocukları arasına 19. yüzyılın başlarından itibaren giren fitneler, Balkan Savaşı'nda asırlarca bir arada yaşayanları birbirinden ayırdı, büyük katliamlar, büyük savaşlar yaşattı" değerlendirmesinde bulunan Başbakan Davutoğlu konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"Adları bile aynı olan Telebyad'ı Akçakale'den, Resulayn'ı Ceylanpınar'dan kopardılar. Sarıkamış ile Kafkasya çocuklarını da birbirinden soğuttu ve o günden bugüne bir savaşın yıkıntıları üzerinden, hala hesabı görülemeyen 1. Dünya Savaşı'nın yıkıntıları üzerinden o cephelerden bu cephelere koşan yiğitler, her şeyin kaybedildiğini düşündüğü bir anda Afyonkarahisar'da buluştular. Sarıkamış'tan Bakü seferinden dönen Kafkas çocukları, Yemen'den Kut'ül Ammare'den dönen Mezopotamya çocukları, Balkan Savaşı'nın yaralarını daha hala sarmamış Rumeli çocukları Anadolu çocuklarıyla buluştu ve 26 Ağustos 1922'de İzmir'e doğru yürüdü. Görünüşte bu yürüyüş Afyonkarahisar'dan İzmir'e gibi ama asıl yürüyüş kadim medeniyetten emperyalizme karşı dimdik yiğitlerin yürüyüşüydü."

(Bitti)

Haber Ara