Dolar

32,5192

Euro

34,8443

Altın

2.430,41

Bist

9.645,02

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, canlı yayında soruları yanıtladı: (2)

'17-25 Aralık'tan sonra AK Parti bütün kongrelerinde, belediye ve genel seçimlerde kılı kırk yardı, ince eleyip sık dokudu ve bu yapıyla ilişkisi olan kimseyi partiye yaklaştırmadı. Bu yapıyla ilişkisi olanlar da 17-25 Aralık'tan sonra zaten AK Parti'den ayrıldılar'- '(FETÖ) Devlet büyük bir titizlikle bunlarla ilgili temizliğe dikkat ediyor ve temizlik yapıyor'- 'Ne olur, Cumhuriyet Halk

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-12-21 13:27:41

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, canlı yayında soruları yanıtladı: (2)
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, "17-25 Aralık'tan sonra AK Parti bütün kongrelerinde, belediye ve genel seçimlerde kılı kırk yardı, ince eleyip sık dokudu ve bu yapıyla ilişkisi olan kimseyi partiye yaklaştırmadı. Bu yapıyla ilişkisi olanlar da 17-25 Aralık'tan sonra zaten AK Parti'den ayrıldılar." dedi.

CNN Türk'te katıldığı canlı yayında, Hakan Çelik'in sorularını yanıtlayan Ünal, Türkiye'nin önünde bulunan seçimsiz 3,5-4 yılın çok kıymetli olduğunu belirtti.

CHP'nin dil ve söyleminin analiz edilmesi gerektiğini ifade eden Ünal, "Biz Türkiye'nin iç meselelerinde tamamen farklı olacağız, farklı bakış açılarımız, çözümlerimiz olacak, kavga edeceğiz, içeride Türkiye'nin gelişimi, projeleriyle ilgili tartışacağız ama mesele memleket meselesi, Türkiye olduğunda, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki çıkarları, sınır güvenliği, toprak bütünlüğü, terörle mücadelesi, AB ilişkileri olduğunda hepimiz tek yumruk olacağız. Bunu Cumhurbaşkanımız defaatle ifade etti." diye konuştu.

Mahir Ünal, Cumhur İttifakının 15 Temmuz gecesi oluşan doğal bir ittifak olduğunu anlatarak, 7 Ağustos günü Yenikapı Mitingi ile aslında bir anlamda Türkiye ittifakını, Türkiye olarak oluşturduklarını söyledi.

HDP'nin bu ittifakın bir parçası olmasının mümkün gözükmediğini aktaran Ünal, HDP ve CHP'nin söylemlerini değerlendirerek, eleştirilerde bulundu.

- "Devlet büyük bir titizlikle FETÖ ile ilgili temizliğe dikkat ediyor"

Mahir Ünal, "FETÖ konusunda devlet içinde ciddi bir temizlik yapıldı mı?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"17-25 Aralık'tan sonra AK Parti'den kimler ayrıldı? Bunlar nereye gittiler? Bunların hepsi biliniyor. Bunları isim isim sayabiliriz, bunların kim olduğunu kamuoyu biliyor. 17-25 Aralık'tan sonra AK Parti bütün kongrelerinde, belediye ve genel seçimlerde kılı kırk yardı, ince eleyip sık dokudu ve bu yapıyla ilişkisi olan kimseyi partiye yaklaştırmadı. Bu yapıyla ilişkisi olanlar da 17-25 Aralık'tan sonra zaten AK Parti'den ayrıldılar. Hatırlayın Hami Yıldırım'lar, Hakan Şükür'ler, İlhan İşbilen'ler, Muhammed Çetin'ler... Bir sürü isim sayabilirim. Defoldu gittiler. Bunların nerede oldukları ve nereye gittikleri de yargının ve savcıların, Türk yargısının meselesidir."

Devletin içerisinde de temizliğin büyük oranda yapıldığını aktaran Ünal, "Devlet büyük bir titizlikle bunlarla ilgili temizliğe dikkat ediyor ve temizlik yapıyor. 17-25 Aralık'tan sonra biz bu hassasiyeti gösterirken Cumhuriyet Halk Partisi tam tersine bu yapıya açıklamalarıyla yaklaşımlarıyla adeta kalkan oldu, sahte tapeler yasaya aykırı, hukuk dışı şekilde TBMM çatısı altında Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kullanıldı maalesef. 15 Temmuz'dan sonraki süreçte de FETÖ'cüleri yargılayan mahkemeler bizzat CHP sözcüleri tarından itibarsızlaştırıldı." diye konuştu.

- "Türkiye aktörleşirken güçlü sınamalarla karşılaşacak"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştiren Ünal, "Ne olur, Cumhuriyet Halk Partisi bir kerede Mısır'a, Birleşik Arap Emirlikleri'ne, Yunanistan'a, Suudi Arabistan'a, terör örgütüne dönük bir açıklama yapsın ve içeriden konuşsun. Ne olur içeriden konuşmaya başlasınlar. Milletin yanında durarak konuşmaya başlasınlar. O zaman biz aynı merkezde buluşuruz, o zaman yüz yüze geliriz, o zaman konuşma imkanımız olur." ifadelerini kullandı.

Ünal, Türkiye'yi her platformda anlatmaya devam edeceklerini ifade ederek, "Türkiye'ye dönük belli medya gruplarının, belli ülkelerdeki belli lobilerin Türkiye karşıtı yayınları devam edecek. İyimser bir durum yok. Türkiye aktörleşirken güçlü sınamalarla karşılaşacak ve bu sınamalardan da bu dayanıklılık testlerinden de geçmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "Biz Mısır'daki darbenin meşru hale gelmesini sağlayan ülke olmak istemiyoruz"

"Türkiye nasıl Libya adımıyla önemli bir paradigmayı değiştirme yönünde bir hamle yaptıysa acaba Türkiye benzer bir açılımı Mısır'la da İsrail'le de yapabilir mi?" sorusuna da Ünal, "Bizim eli kanlı Esed'in elini sıkmamız belki bölgedeki yönetimlerle ilişkilerimizi düzeltir ama Orta Doğu'daki Arap sokağıyla halklarla onlarla kurduğumuz ilişkiyi bitirir ve bunları meşru hale getirir. Biz Mısır'daki darbenin meşru hale gelmesini, Suriye'deki Esed'in meşruiyetini sağlayan ülke olmak istiyoruz. Bizim İsrail ile olan ilişkilerimiz her zaman son derece iyi bir zeminde oldu ama biz İsrail'e hep şunu söyledik, 'Lütfen Filistin'de BM kararlarına uy.' BM kararlarına uymayan bir İsrail bölgede bizimle masaya oturması için öncelikli olarak uluslararası sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor." yanıtını verdi.

Mahir Ünal, "(Cemaat veya tarikatlar) devleti tekrar ele geçirmesinin önüne geçmek için ciddi bir irade var mı?" sorusu üzerine şunları söyledi:

"Bizim Osmanlı geleneğimizde de devlet asla dini grupları kendi yapısına yaklaştırmamış, dini gruplar da devlete yakın olmamışlardır. Bizim geleneğimizde devlet her zaman bu gruplara karşı bir mesafede olmuştur ama saygısını da korumuştur. Bu gruplara karşı devlet düşmanlık da etmemiştir.

Bu konuda devlet son derece hassas. Dini yapıların devlet içinde yapılanmasına asla müsamaha gösterilmemelidir. Çünkü eğer bir yapı devlet içinde yapılanmak istiyorsa bu ister dini olsun ister başka anlamlarda olsun buna zaten müsaade etmez. Devletin kendi iç hiyerarşisi, hukuku ve düzenlemesi vardır. Buna müsaade ettiğiniz anda devlet dediğiniz şeyi zaten ortadan kaldırırsınız."

Ali Babacan'ın parti kurma çalışmalarıyla Ahmet Davutoğlu'nun partisini kurmasına ilişkin soru üzerine de Ünal, "Önümüzde 4 yıl seçim yok, dolayısıyla siyasi oluşumlar olabilir, bu siyasi oluşumlar kendi gündemleriyle yollarına devam edebilirler. Biz bunu AK Parti olarak bir rekabet meselesi olarak görmüyoruz. Biz kendi gündemimizle yolumuza devam ediyoruz." değerlendirmesini yaptı.

(Bitti)

Haber Ara