Davutoğlu, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) 2015 yılı Olağan Genel Kurulu'na katıldı.
Burada konuşan Davutoğlu, geçen yıl DEİK'i, özel sektörün daha fazla katılım yapabileceği bir yapıya kavuşturduklarını, Türk özel sektörünün dış ilişkilerinin tek elden yürütülmesi için DEİK'in güçlü bir aktör olarak verilen koordinasyon görevini üstlendiğini ve şu ana kadar çok güzel bir performans gösterdiğini söyledi.
Başbakan Davutoğlu, 103 kurucu kuruluş ve 130 iş konseyi ile Türk özel sektörünün dış ekonomik ilişkilerinin DEİK tarafından yürütüldüğünü anlatarak, "Artık Türk özel sektörünün yurtdışındaki yüzü, ana komuta merkezi ve temsil makamı; DEİK'tir. DEİK kurulduğu 1986'dan beri, rahmetli Özal'ın o vizyonuyla başlayan süreçten bu yana birçok faaliyetlere öncülük etti. Son 1 yılda birçok yurtdışı ziyaretlerde de bize eşlik etti. Hep beraber ülkemiz ekonomisinin yurtdışında tanıtımına da birlikte katkıda bulunduk. Kurduğunuz ortaklıklar, yatırımlarınız ve ihracatınızla sizler Türkiye'nin yüz akı, en büyük gücüsünüz" diye konuştu.
Türkiye'nin emeği, alın teri, birikimiyle yurtdışına açılmanın önemine işaret eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hükümet olarak hayata geçireceğimiz bütün politikalarla ilgili olarak, sektör temsilcilerimizle görüşmeye, fikir alışverişi yapmaya önem veriyoruz. Son bir yıl içinde bu heyette bulunan birçok dostumuzla defalarca bir araya geldik ve gelecek planlamasını birlikte yaptık. Yine seçim öncesi iş dünyamızın temsilcileriyle bir araya geldik, kuruluşlarımızla oturduk, onların dertlerini dinledik. Sonrasında hem özel sektör hem sendikalarımızın temsilcileriyle bir araya geldik. Çünkü şunu iyi biliyoruz; Türkiye'de gerçek kalkınma ve büyüme, toplumun bütün kapasitesini harekete geçirmekle olur. Biz siyaset yapıcılar, karar vericiler, siz alanda bu kararlardan etkilenen, bu kararları etkileyen temsilcilerle birlikte yürürsek netice alırız. Yoksa fildişi kulelerimizde hiçbir karara izin vermedik ve hep istişareyi de bundan sonra da şimdiye kadar olduğu gibi sürdüreceğiz. Bu çerçevede ilan ettiğimiz Reform Koordinasyon ve İzleme Kurulu'na, DEİK'in, diğer kuruluşlarla birlikte istişari anlamda katılacağını buradan duyurmak istiyorum."
- "Yeni bir dönem"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni bir dönemin başında bulunduklarını belirterek, aşkla, heyecanla yeniden ve daha güç almış şekilde vatandaşların, milletin hizmetinde olduklarını aktardı.
Türkiye'de demokrasi tarihinin en parlak sayfalarından birini, 1 Kasım seçimleriyle aştıklarını anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Gerçekten bunu gururla ifade ediyorum. Son bir ay içinde yaptığımız iki Avrupa Birliği-Türkiye zirvesinde de ilk atıfta bulunduğum husus, Türkiye'de 1 Kasım seçimleriyle yüzde 85 katılım, yüzde 97,5 temsil ve yüzde 49,5 destekle iş başına gelmiş olmamızın dayandığı meşrutiyet temeli oldu. Böyle bir temeli arkasına almış hükümetin başbakanı olarak, her yerde gururla Türk demokrasinin gücünü temsil etmenin onurunu taşıyoruz. Her yerde de Türkiye'ye, Türkiye'nin sadece ekonomik, jeopolitik gücüne değil, demokrasisine de gıpta ile bakıldığı görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Çünkü gelişmiş Avrupa demokrasilerinin hiçbirinde yüzde 85 katılım, yüzde 97,5 temsil ve bütün bunların içinden de yüzde 49,5 bir iktidar çıkmaz. Biz bunu başardık. Ben 78 milyona teşekkürü bir borç biliyorum."
- Muhalefet partilerine çağrı
Davutoğlu, sadece yüzde 49,5 oy desteğinden bahsetmediğini, yüzde 97,5 temsil gücüne de atıfta bulunduğunu dile getirerek, "Çünkü bugün yüzde 97,5 temsil gücüyle TBMM, aslında demokrasi tarihimizin en yüksek temsil oranına sahip olmak üzere özel sorumluluklara da sahiptir. Onun için muhalefet partilerimize de böyle bir Meclis'te olmanın onurunu ortak bir şekilde yaşama çağrısında bulunuyorum" ifadelerini kullandı.
Temsil gücü yüksek bu Meclis'in görevini yapması ve milletin beklediği reformları gerçekleştirmesi gerektiğini anlatan Davutoğlu, bu güçlü iradeyle hükümeti kurduklarını ifade etti.
- "Bir milyonu aşkın kişi izledi"
Davutoğlu, 2016 eylem planı ve reform paketini süratle yürürlüğe koyduklarını belirterek, şunları kaydetti:
"AB tam üyelik hedefimiz başta olmak üzere Türkiye'nin talep ve beklentileri için yeni bir sayfa açtık. Hükümetimin eylem planını açıkladıktan sonra 3-6-9 ve 12 aylık perspektiflerle taahhütlerde bulunduk. Dün facebook'tan da canlı yayınla bir hafta içinde verdiğimiz sözleri yerine getirdiğimizi ifade ettim. Doğrusu beklemiyordum ama habersizce yaptığımız bu canlı yayına ilk bir dakikada 17 bin kişi katıldı. Akşama kadar da bir milyonu aşkın kişi bunu izledi. Bu da şunu gösteriyor. Sanal medyayı ve tüm teknolojik gelişmeleri iyi kullanmak gerekiyor, milletimizin heyecanla bizi takip ettiğini, verdiğimiz sözleri yerine getirip getirmediğimiz yakından takip ettiğini gösteriyor. Biz hesap verme makamındayız. Milletimiz de hesabı, takdir etme makamında. Ama şunu da ifade etmeliyim. Biz bu hesabı bir tek Allah'a ve milletimize veririz. Başka kimseye vermeyiz. Bu yeni bir katılımcı demokrasi anlayışı, bütün teknolojik imkanları kullanarak, bundan sonra da her fırsatta milletimizle iletişimde olmaya büyük özen göstereceğiz. Şimdi artık üretim, ihracat, sosyal adalet ve barış için hep birlikte yola çıkmanın vakti."
Türkiye'de son dönemde her alanda önemli değişim yaşandığını aktaran Davutoğlu, "Bu değişimi bir çok rakamla, istatistikle izah etmek mümkün. Ancak ben istatistiklerden daha ötesini, zihniyet değişimini ifade etmek istiyorum. Bu anlamda da zihniyet değişiminin en önemli unsuru olarak, eski Türkiye kendi kabuğuna çekilmiş, içine kapalı bir ülke iken yeni Türkiye, bütün kabuklarını kırmış, gücünü dünyaya, küresel her gelişmeye çevirmiş, her alanda dünyaya açılmış bir ülkedir. Zaten DEİK kurulduğunda rahmetli Özal'ın bize bıraktığı miras buydu. İçine kapalı 12 Eylül rejiminden süratle çıkmışsak, bunda rahmet Özal'ın dış ekonomik ilişkileri yeniden yapılandırma gayreti ve Türk ekonomisini dışarıya açma vizyonu vardı" şeklinde konuştu.
- "Türkiye'yi dünyaya açmaya kararlıyız"
Başbakan Davutoğlu, bu vizyonun takipçileri olarak, büyük Türkiye'yi dünya açmaya kararlı olduklarını vurgulayarak, şunları aktardı:
"Biraz önce Sayın Başkan, 26. Öncelikli Dönüşüm Programı için, '26. program Küresel Ekonomik İlişkiler Programı' dedi. Hemen Başbakan Yardımcımıza talimat verdim. Madem DEİK bunu istiyor. Bunu birlikte yapıyoruz. 26. Öncelikli Dönüşüm Programı da Küresel Ekonomik İlişkiler Programı olacak. Başarılar arttıkça, öz güvenimiz tazelendikçe, her geçen gün daha önemli etkin bir küresel aktör olma yoluna giriyoruz. İşte bu değişimi en iyi hissedenlerin başında iş dünyamız ve DEİK gibi kuruluşlarımız geliyor. Sizler bu değişime en yakından tanık oldunuz ve hatta bunun en önemli aktörleri oldunuz. Sizden beklediğimiz, yatırım, üretim, istihdam, ihracattır ama bu görev ve sorumluluklarınızın yanında sizden ayrıca beklentimiz, güven ve istikrarı, demokrasiyi, hukuk düzenini korumak, kollamak ve bu çerçevede bizlerle birlikte Türkiye'de özgürlükçü katılımcı bir demokrasiyi birlikte inşa etmektir."
Sosyal sorumlulukları yerine getirmeden, ülkeye olan hakkın ödenemeyeceğini kaydeden Davutoğlu, "İş dünyamızın öncelikle siyaset kurumunu savunması, demokrasimizi en katılımcı ve temsil gücü en yüksek bir şekilde yeniden inşa etme konusunda gayret sarf etmesi, insanı, emeği, alın terini, adaletli gelir dağılımını savunması hayati önem taşımaktadır. Kalkınma da büyüme de refah ve huzur da öncelikle bu değerlerin benimsenmesi ve savunulmasından geçiyor. Bizim için asıl olan insandır, insan onuru, hak ve hukukudur. Demokrasi, hukuk ve adaletle kalkınacağız. Vizyonumuz görevimiz budur" ifadelerini kullandı.
(sürecek)