Öztürk, ARTED tarafından düzenlenen online basın toplantısında, tıbbi cihaz sektörünün oluşturduğu değer, sektördeki gelişmeler ve yenilikler, üretim ve tedarik yöntemlerindeki olası değişiklikler ve Kovid-19 pandemisinin sektöre etkileri gibi konu başlıklarını değerlendirdi.
Tıbbi ilaç ve teknoloji alanının bir hizmet sektörü olduğunu dile getiren Öztürk, "Tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgın süreci, sürdürülebilir ve güçlü sağlık sistemlerinin ve bu sistemlerin yürümesini sağlayan paydaşların kritik önemini net bir şekilde ortaya koydu." dedi.
Tıbbi cihaz sektörünün, sağlığın sürdürülmesi ve geri kazanılmasındaki tanı, izleme, tedavi ve bakım aşamalarındaki yerleri ile sağlık ekosistemi için çok büyük bir değer kattığını dile getiren Öztürk, Türkiye'deki yenilikçi ve yüksek teknoloji odaklı tıbbi cihaz sanayisinin geliştirilmesi ve hastaların sağlığına katkıda bulunulması amacıyla yeni ürünlere, bilgilere ve teknolojiye ulaşımı yaygınlaştırmak amacıyla hareket ettiklerini belirtti.
Öztürk, "Ortak amacımız insanların yaşamlarına dokunmak ve onların sağlık ve mutluluğu için değer yaratmaktır." diyerek, şöyle devam etti:
"Temsil ettiğimiz tıbbi cihaz firmaları, sağlık hizmeti sunucularına kesintisiz hizmet verebilmek adına, ürün sağlamanın yanında teknik servis hizmeti, klinik destek ve dağıtım-operasyon hizmetlerini organize edip laboratuvar, klinik ve yoğun bakım ünitelerindeki işleyişin devamlılığı için 7/24 tüm olanaklarıyla çalışmaktadır. Üyelerimizin operasyon ve destek ekip çalışanları, binlerce sağlık profesyoneli ile birlikte sağlık kuruluşları ve hastanelerde ürün kurulumu, teknik servis hizmeti, uygulama, ürün kullanımı ve eğitimleri, klinik destek gibi çalışmaları sürdürerek, kamunun sağlık hizmetlerine erişimini sağlamak adına görevlerini yerine getirmeye devam etmektedir. Teknolojilerimiz hakkında sağlık çalışanları için sunduğumuz eğitimler de ürettiğimiz çözümün bir parçası."
- "Finansal sürdürülebilirlik şart"
Öztürk, "Özellikle Türkiye'de yerli cihaz sektörünün yerli ve milli hamlesinde ciddi bir adım atılması isteniyorsa, bizlerin Türkiye'de yatırım yapmasının önünün açılması gerekiyor." diye konuştu.
Öztürk, sürdürülebilir bir sağlık ekosistemi için sektörün taşıdığı finansal yükün hafifletilmesinin de oldukça önemli olduğunu vurguladı.
ARTED'in, görüntüleme cihazları dışındaki tedavi ve teşhiste kullanılan tıbbi cihaz ve sarf malzemelerinde teknoloji geliştirmeye dayalı üretim yapan küresel firmaları kapsadığını aktaran Öztürk, ihale sisteminin fiyat odaklı olmasının yeni teknolojilerin pazara girmesini zorlaştırdığını kaydetti.
Öztürk, değer bazlı ödeme sistemlerinin önemine değinerek, şöyle devam etti:
"Bugünlerde Devlet Malzeme Ofisi eliyle bir alım yapılması tasarlanıyor. Yani hastanelerin tek tek ihale yapılması yerine bütün bu sistemde Devlet Malzeme Ofisi'nin bir alım yapılması isteniyor. Devlet Malzeme Ofisi'nden alım yapılması, prensip olarak aslında yanlış bir şey değil ancak bizler teknoloji firmasıyız. Ürettiğimiz teknolojinin gerçekten takdir edilmesi ve isteyen hekim, isteyen hastane tarafından ulaşılabilmesi çok önemli. Buradaki şartnamelerin oluşturulurken teknolojinin, hastaya yarattığı farkın gerçekten takdir edilmesi ve önünün açılması gerekiyor."
Alımın merkezileştirilmesinin konsept olarak başka ülkelerde de uygulandığını ifade eden Öztürk, "Bizde de olmasının aslında bu anlamda bir mahsuru yok. Ancak burada nasıl yapıldığı çok önemli. Eğer burada tıbbi cihaz sektörünün bir teknoloji, hizmet sektörü olduğunu bilerek, yarattığı katma değeri bilerek bir hizmet sözleşmesi tasarımı, şartnamelerin o derinlikte olması sağlanırsa, rekabet de buna göre sağlanırsa bir sorun olmaz." diye konuştu.
Öztürk, sözlerini, "Sonuç olarak, tıbbi cihaz sektörü ürün değil, hizmet odaklı, değer üreten bir sektördür. Sektör ürünleri, maddi değerleri dışında ilk etapta gözle görülemeyecek kadar muazzam bir değer yaratmaktadır. Sürdürülebilir bir sağlık sistemi ve sektörün içinde olduğu darboğazın aşılması için yapısal sorunların çözülmesi ve sektörün en acil ihtiyacı olan ödemelerinin zamanında ve tam olarak yapılması gerekmektedir." değerlendirmesiyle tamamladı.