Dolar

32,5020

Euro

34,8247

Altın

2.476,82

Bist

9.530,47

Adalet Bakanı Gül, canlı yayında soruları yanıtladı: (2)

'(Aleyna Çakır) 'Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmayı titizlikle yaptığına, kolluğa verdiği talimatla kolluk, polis, her türlü belge, bilgiyi nerede yayınlanıyorsa, nerede söyleniyorsa ya da kendileri ifade alarak titizlikle yaptığına inanıyoruz ve soruşturma neticesinde aldığı kararları, bunları kamuoyuyla paylaştığında da adalet duygusunu tatmin edecek bir sonuca ulaşacağını düşünüyo

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-09-19 13:08:05

Adalet Bakanı Gül, canlı yayında soruları yanıtladı: (2)
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Aleyna Çakır takma isimli Sema Esen'in ölümüne ilişkin yapılan soruşturmayla ilgili, "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmayı titizlikle yaptığına, kolluğa verdiği talimatla kolluk, polis, her türlü belge, bilgiyi nerede yayınlanıyorsa, nerede söyleniyorsa ya da kendileri ifade alarak titizlikle yaptığına inanıyoruz ve soruşturma neticesinde aldığı kararları, bunları kamuoyuyla paylaştığında da adalet duygusunu tatmin edecek bir sonuca ulaşacağını düşünüyoruz." dedi.

CNN Türk yayınında soruları yanıtlayan Gül, Asliye Ceza Mahkemelerine savcıların çıkmasına ilişkin soru üzerine, bu mahkemelerde bundan sonra savcıların da bulunacağını belirterek, yargılamada, dosyalarda bir üçüncü gözün artık adalet duygusunu temin için duruşma salonunda hazır bulunacağını söyledi.

Avrupa ve dünyada buna benzer uygulamaların olup olmadığının sorulması üzerine Gül, "Elbette. Savcısız, iddia makamsız bir yargılama olmaz. Ancak savcı yetersizliği vardı, diğer birtakım zaruri gerekçelerle yaklaşık 10 yıldır Asliye Cezalarda savcı yoktu. Ama şu anda geldiğimiz kapasite itibarıyla 'biz buna hazırız' dedik. Önemli hedeflerimizden biriydi. 1 Eylül itibarıyla buna başladık. Bunun da önümüzdeki dönemlerde faydalarını, adalet duygusunun sağlanmasına önemli katkılarını hepimiz görmüş olacağız. Bu da çok önemli bir adım, bunun da neticelerini göreceğiz." yanıtını verdi.

Gül, Hukuk Fakültelerinin sayısı ve eğitim kalitesine ilişkin soru üzerine ise, "Türkiye'de hukuk sorununun tamamıyla ortadan kalkması, nitelikli hukukçu meselesiyle doğrudan ilgili. Yani Hukuk Fakültelerinde, hatta lise ve ilkokullarda verilen eğitimin kalitesi, adalet duygusunun ortaya çıkması, aile, sevgi, saygı bağlarının, toplumsal dayanışma, eğitim ne kadar güçlü olursa nitelikli hakim, savcı, avukat ortaya çıkıyor. Bu da hukuka önemli katkı sağlıyor." değerlendirmesini yaptı.

Yargı reformunda hedef olarak mesleklere giriş için bir sınav getirdiklerini, üç yıl sonra yürürlüğe gireceğini, dolayısıyla sadece Hukuk Fakültesinden mezun olmanın yetmeyeceğini dile getiren Gül, bunun çok önemli bir reform olduğunu ve meyvelerinin birkaç yıl sonra görüleceğini aktardı.

Gül, Hukuk Fakültelerine sınavda ilk 125 bine giren öğrencilerin alındığını, bunun ilk 100 bine indirilmesi için YÖK'e başvurduklarını belirtti.

"Hukuk Fakültesi öğrencisi, müşteri gözüyle bakılacak bir konu değildir. Hukuk Fakültesinde nitelikli eğitim verilmek zorunda." diyen Gül, 'YÖK'ün de bu konuda bir duyarlılığı olduğunu, bu konuda kalitenin artacağına inandığını söyledi.

Adalet Bakanı Gül, yeni personel alımına ilişkin olarak da 1200 hakim, savcı için 21-22 Kasım tarihlerinde sınavın yapılacağını, ilana çıkacaklarını, 1100 icra müdür yardımcısı için kasımın son haftasında ÖSYM tarafından sınav yapılacağını, cezaevi ve adliyede yeni alacakları personelle ilgili kısım için de ilgili kurumlara taleplerini ilettiklerini, yakın zamanda bunun sayısı ve tarihini de beklediklerini, geldiği zaman duyurusunu yapacaklarını ifade etti.

- Nafaka

Nafaka konusuna ilişkin değerlendirmeleri sorulan Gül, dünya uygulamalarına baktıklarını ve farklı düzenlemeler gördüklerini belirterek, "Türkiye'de de 88'e kadar bir yıl uygulanıyordu, sonra değişiklik yapılmış ve süresiz halde uygulaması şu an devam ediyor. Elbette şu anda nafakayla geçimini sürdüren kişiler var. Burada düzenleme yapılırken de yeni mağduriyetlerin oluşmaması lazım ancak 1-2 yıl evli kalıp da ömür boyunca nafaka verme zorunda olunması da ayrı bir mağduriyet oluşturmakta." diye konuştu.

Gül, boşanma davalarının sürelerine ilişkin de çalışmalarının bulunduğunu dile getirerek, "Bu konuda da çalışmalarımız var, bu sürecin uzamaması, hem şiddetin de önlenmesi bakımından çok önemli. Dolayısıyla nafakanın da belli bir süreye bağlanması gerekir kanaatindeyiz. Tabii ki bu konu da Meclis'in takdirinde, kanun gerekiyor ama biz de teklif önerilerimizi sürekli çalışıyoruz." dedi.

Hakimlik mülakatlarının ne zaman açıklanacağına ilişkin soruya da Gül, komisyonun bağımsız şekilde çalıştığını, gelecek hafta sonucun açıklanmasını beklediklerini aktardı.

- İdam cezası

Bakan Gül, idam cezasına ilişkin görüşünün sorulması üzerine şöyle konuştu:

"Öyle hadiseler, öyle vakalar yaşanıyor ki bu kişiye verilecek ceza, hakim, savcı yine kanunu uyguluyor, müebbet, ağırlaştırılmış müebbet, insan gerçekten 'Daha ağırını hak ediyor' diye bir düşünceye kapılıyor. Küçücük çocuğa tecavüz eden, öldüren, üstüne öldürdüğü halde beton döküp, bidona atan... Bu tür caniliklere, vahşiliklere karşı insan, elbette en ağır cezayı hak ediyorlar diye düşüyor. Türkiye'de uygulamaları da oldu. Bu konu bir kanun ya da yönetmelikle olacak bir konu değil, malum anayasada olması gerekiyor. Bu husus Meclis'in ve siyasal ve sayısal olarak bir konsensüsun konusu olur ancak. Dolayısıyla Meclis'te tüm siyasi partilerin bu konuda uzlaşısı, değerlendirmesiyle olabilecek bir konu. Dolayısıyla bu Meclis'in takdirinde. Hepimiz bakacağız, göreceğiz bir konsensüs var mı, böyle bir ihtiyaç olduğu düşünülüyor mu, o şekilde bir değerlendirmeyi hep beraber göreceğiz."

- "Aleyna Çakır" takma isimli Sema Esen'in ölümüne ilişkin soruşturma

"Aleyna Çakır" takma isimli Sema Esen'in ölümüne ilişkin soruşturmada son durum sorulanu Gül, çok acı, trajik ve elim bir hadise olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Tabii olaydan itibaren Ankara Başsavcılığı bir soruşturma başlattı. Soruşturma devam ediyor. Soruşturma da gizli bir şekilde devam eder. Dolayısıyla benim o konuda 'Şöyle, böyle, şu suçlu, bu suçsuz' gibi bir şey yürüyen bir soruşturmayla alakalı ne bilgim olur, ne o konuda taraflara açık ama bize gizli olan bir konuda yorum yapmam da doğru olmaz. Ama yapacağım yorum, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturmayı titizlikle yaptığına, kolluğa verdiği talimatla kolluk, polis, her türlü belge, bilgiyi nerede yayınlanıyorsa, nerede söyleniyorsa ya da kendileri ifade alarak titizlikle yaptığına inanıyoruz ve soruşturma neticesinde aldığı kararları, bunları kamuoyuyla paylaştığında da adalet duygusunu tatmin edecek bir sonuca ulaşacağını düşünüyoruz. Hakim savcının bir sosyal medya hesabı yok, bir televizyonu yok, mikrofonu yok. Onlar kararlarıyla konuşuyor. Doğrusu da olması gereken de bu. Hepimizin beklentisi, ben de bir Türk vatandaşı olarak bu mesele ve diğer meselelerde titizlikle yapılması, hiçbir ihmal olmadan bu soruşturmanın tamamlanması ve kamuoyunda adalet duygusunun da 'Evet, yerini buldu' diyecek şekilde tüm gerekçeleriyle aydınlatmasını bekliyoruz. Dolayısıyla soruşturma sürecine saygı duymak ve sonucu hep beraber takip etmemiz gerekir."

Bakan Gül, "Şüpheli Ümitcan Uygun ve ailesinin de yaptığı bazı açıklamalar var. Siz onları takip edebildiniz mi?" şeklindeki soruya ise şu yanıtı verdi:

"Yok. Onları savcılık ve kolluk mutlaka takip ediyordur. Yapılan her türlü açıklamayı, kim kiminle, nerede, ne olmuş, ne bitmiş bunların hepsini, fazlasını savcılık, kolluk zaten yapıyordur ama kolluk, polis 'Ben şunu buldum, şunu dinledim, şu şunu söyledi' demez, bu işten de bağımsız söylüyorum. Savcı birini takip ediyor, dinliyordur, izliyordur, ifade alıyordur. 'Ben şunun ifadesine başvurdum' diye süreci paylaşmaz, bunlar hep gizli yürür. Türkiye'de bir soruşturma, yargılamanın usulleri vardır. Bir kanuni düzenlemesi vardır, savcılık da buna uyar. Dosyaya giren bir belge, değerlendirilmesi gerektiği halde değerlendirmemişse, bu anlamda, yargısal takdir anlamında değil, görev ihmali, yanlışlığı varsa bu konuda HSK, teftiş devreye girer, gerekli takibat yapılır. Adliye, yargı bir beyaz süttür, orada bir leke varsa kimse affetmez. Asla üstü kapatılamaz, örtülemez."

Kamuoyunun bu konuda müsterih olması gerektiğini belirten Gül, hakimin, savcının fiile baktığını ifade etti.

Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Böyle önemli bir konuda soruşturmanın neticesini bekleyip, saygıyla süreci beklemek lazım. Savcı hangi delile ulaştı, bu olaydan da bağımsız söylüyorum, bilmiyoruz. Belki çıkıp 'Şöyle, şöyle oldu' diyenler olayın farklı şeyinde. Farklı bir delil, değerlendirme vardır. Süreçte birtakım toplaması gereken deliller vardır ama savcı her aşama 'Bugün şunlara ulaştım, bugün Ali'yi, Veli'yi, Hüseyin'i dinledim, Ayşe, Fatma'yı dinledim, şöyle şöyle söyledi.' Bir televizyon programcısı değildir savcı. Savcı adaleti yerine getiren ve buna çalışan bir yargı mensubudur. Hakim öyledir. Dolayısıyla soruşturma sürecine saygılı olmak ve süreç içerisinde varsa bir delilin yeri adliyedir, karakoldur. Televizyon, diğer mecralarda elbette kolluk bunları da değerlendirir ama bir elinde delil, belge, bilgi var, savcıya, dosyasına bunu göndermek zorundasın eğer adaletin tecelli etmesini istiyorsan."

(Sürecek)

Haber Ara