Bakan Azar, Tayvan'a yaptığı ziyarette, Çin ile ihtilaflı bölgenin temsilcilerinin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınacak önlemlerin tartışıldığı Dünya Sağlık Asamblesi toplantısına katılmasının engellenmesini eleştirdi.
Azar, "Tayvan'ın bu konudaki (Kovid-19'la mücadele) başarısının dünya nezdinde takdir edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Edindikleri dersleri ve birinci sınıf uzmanlıklarını uluslararası forumlarda tartışmalarına izin verilmeli." dedi.
Tayvan'a yönelik tavrın yanlışlığını Dünya Sağlık Örgütünde (DSÖ) defaatle dile getirdiğini kaydeden Azar, "Tayvan'ın sağlık gibi önemli konularda dünyaya katkı yapmasını savunmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Tayvan'ın 2019'da Ebola salgını sırasında Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ne hastalıkla mücadele için yapmak istediği 1 milyon dolarlık yardımın geri çevrildiğini hatırlatan Azar, "Tayvan'ı uluslararası iş birliklerinden dışlamanın zararlı ve verimsiz sonuçlarına bizzat tanık oldum. Uluslararası örgütlerde siyasete hiçbir zaman yer olmamalı, özellikle salgın dönemlerinde." değerlendirmesinde bulundu.
Tayvan temsilcilerinin, DSÖ'nün karar organı Dünya Sağlık Asamblesinin 18 Mayıs'ta İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen toplantısına katılması Çin'in müdahalesiyle engellenmişti.
ABD'li Bakan Azar, 3 günlük ziyaret için dün Tayvan'a gelmiş, Tayvan'daki yönetimin lideri Tsai Ing-wen ile görüşmüştü.
Ziyaret, ABD ile Çin arasında 1979 yılında diplomatik ilişkilerin kurulmasından ve Washington'ın tek Çin ilkesini kabul ederek Pekin'deki yönetimi tüm Çin halkının resmi temsilcisi olarak tanımasından bu yana Ada'ya yaptığı en üst düzey ziyaret olmuştu.
- Çin-Tayvan anlaşmazlığı
Çin'de 2. Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan iç savaşta Mao Zedung liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Komintag) üyeleri Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan "Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri 1971 yılına kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesi ardından 1971'de yapılan BM Genel Kurulunda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, "Tek Çin" ilkesini benimseyerek Çin'i uluslararası toplumda sadece kendilerinin temsil ettiğini savunuyor ve Tayvan'ın BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsiline karşı çıkıyor.
