Dolar

32,4961

Euro

34,5793

Altın

2.477,84

Bist

9.550,11

AB Bakanı Çelik gündemi değerlendirdi

AB Bakanı Çelik:- '(AB ile) Bu ilişkide yeni bir yol bulamıyorsak, netice itibariyle Türkiye'deki devlet hayatıyla ilgili her türlü ilişkiye karar verecek olan vatandaştır'- 'Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 16 Nisan'dan sonra bunu (Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği) oturup bir zirvede konuşmalıyız. Yani bu ilişkiler böyle gitmeyecek'

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-04-14 11:41:43

AB Bakanı Çelik gündemi değerlendirdi
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ilişkileri hakkında, "Bu ilişkide yeni bir yol bulamıyorsak, tabii ki netice itibariyle Türkiye'deki devlet hayatıyla ilgili her türlü ilişkiye karar verecek olan vatandaştır." dedi.

Bakan Çelik, Habertürk'te yayımlanan programda gündemi değerlendirdi ve soruları yanıtladı.

Suriye'de Beşşar Esed rejiminin Han Şeyhun'daki kimyasal saldırısına karşılık ABD'nin müdahalesini değerlendiren Çelik, uluslararası toplum müdahale etmedikçe sorunun daha fazla ciddileştiğini belirterek "katliam rejimi"nin insanları öldürmeye devam ettiğini ve bu çerçevede ABD hamlesinin Esed rejimine güçlü bir sinyal göndermesi ve sınırı aştığını net bir şekilde göstermesi bakımından önem taşıdığını belirtti.

ABD hükümetinin açıklamalarından müdahalenin bir kereye mahsus olduğunu anladıklarını dile getiren Çelik, "Etkili olması için bunun sistematik bir cevaba dönüşmesi gerektiğini ifade ediyoruz, Esed'e karşı, bu katliam rejimine karşı." dedi.

Çelik, Türkiye'nin Suriye'ye ilişkin başından beri siyasi çözümü desteklediğini belirterek, Esed'in gitmesi durumunda DEAŞ'ın bölgede güçleneceği tezinin doğru olmadığını, aksine Esed iktidarda kaldıkça Suriye'de ve bölgede DEAŞ'ın güçlendiğine dikkati çekti.

Suriye'de siyasi çözüm için ateşkes sağlanmasının önemini vurgulayan Çelik, Astana ve Cenevre'de siyasi çözüm için görüşmeler yapılırken Esed rejimi ve Rusya'nın bombalamaya devam ettiğini, Suriye meselesinin en kısa zamanda çözülmesi gerektiğini anlattı.

Esed rejiminin kimyasal silahların yanı sıra normal silahlarla da insanları öldürmeyi sürdürdüğünü kaydeden Çelik,"Bir katliam rejimi halkı bu kadar pervasızca ve cüretkarca katlederken uluslararası toplumun buna cevabı ne olacaktır?" sorusunu yöneltti.

- "Biz ancak bunu istikrar üzerinden yapabiliyoruz"

Çelik, anayasa değişikliği ile öngörülen yeni sistemde siyasal ağırlığın doğrudan halk üzerine kurgulandığını belirterek, her sistemin ait olduğu ülkenin kültürüne göre çalıştığını, Türkiye'nin siyasi kültüründe ise koalisyonlar vasıtasıyla refah üretme, demokrasiyi pekiştirme ve geliştirme geleneği olmadığına dikkati çekti.

"Biz ancak bunu istikrar üzerinden yapabiliyoruz." diye konuşan Çelik, en önemli noktanın yeni sistemin koalisyonlar yoluyla siyasal iradenin parçalanması ihtimalini ortadan kaldırması olduğunu kaydetti.

Çelik, halkın gücünün hükümetlerin kurulmasında ve devletin yönetilmesinde asli etken olduğunda Türkiye'nin demokrasisini ve ekonomisini büyüttüğüne dikkati çekerek, halkın gücünün zayıfladığı dönemlerde ise Türkiye'nin geriye gittiğini belirtti.

- 'Bu ilişki böyle yürümez. İki tarafın da çıkarına değil"

Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerle ilgili bir soru üzerine Çelik, hakkaniyetli ve ilkesel temellere dayanarak yürütülen ilişkilerin iki tarafın da çıkarlarına olduğunun altını çizerek, "Biz ne için Türkiye'nin AB hedefini stratejik bir perspektif olarak koyduk? Türkiye'nin milli çıkarları için doğru bir yaklaşım olduğu için." ifadelerini kullandı.

Çelik, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde çok büyük kazanımlar elde ettiğini dile getirerek "AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamamız gayri safi milli hasılamızdan milli gelirimize kadar çok pozitif etkiler yaptı." dedi.

Türkiye ve AB arasındaki ilişkiler çerçevesinde gelinen noktada AB tarafından Türkiye'ye yönelik objektif, ilkelere dayanan ve tek taraflı olmayan bir yaklaşım görülmediğinin altını çizen Çelik, "Gelinen noktada (AB ile ilişkilerde) krizin en derin noktasındayız. Buradan çıkabilmemiz için benim onlara önerdiğim şey, bir zirvenin yapılması gerektiğiydi." şeklinde konuştu.

Çelik, zirve teklifinin AB tarafından da olumlu karşılandığını belirterek, 'Bu ilişki böyle yürümez. İki tarafın da çıkarına değil." dedi.

Türkiye'nin tarihsel olarak bir Avrupa ülkesi olduğu ve Avrupa'ya bir yabancı ya da misafir olarak yaklaşmadığını vurgulayan Çelik, Türkiye'nin Avrupa'nın geleceğine yönelik kaygılarının da olduğunu dile getirdi.

Çelik, Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin nasıl yürüyeceği konusunda bir karar verilmesi gerektiğini ifade ederek, "Bu ilişkide yeni bir yol bulamıyorsak, tabii ki netice itibariyle Türkiye'deki devlet hayatıyla ilgili her türlü ilişkiye karar verecek olan vatandaştır." değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, Türkiye'nin AB ile ilişkilerin devamı konusunda vatandaşların karar vereceği güçlü bir zemine de gidilebileceğine dikkati çekti.

Türkiye-AB ilişkilerinin geleceğiyle ilgili olarak Çelik, "Türkiye ile AB arasında 16 Nisan'dan sonra bunu oturup bir zirvede konuşmalıyız. Yani bu ilişkiler böyle gitmeyecek. Nasıl gitmesiyle ilgili bizim önerimiz nedir, onların önerisi nedir. Bir ortak yol bulabiliyorsak, Türkiye'nin milli perspektifine uygun bir yolsa, milli çıkarlarına uygun bir yolsa bununla ilerlenir. Bulunmuyorsa da bu ilişkilerin sorgulanmasından daha doğal bir durum olmaz." diye konuştu.

"Demokratik dünya bu desteği vermedi"

AB Bakanı Ömer Çelik, AB ile ilişkiler çerçevesinde gündeme gelen idam tartışmaları hakkında da açıklamada bulunarak, konuşmasında şunlara yer verdi:

"Bu idam tartışmalarıyla ilgili de niye vatandaşımızdan bu kadar güçlü bir talep geldi? 15 Temmuz'a kadar en azından mesela Avrupa ile bazı ilişkiler kötü gitse bile Avrupa'nın Türkiye'nin demokrasisinin yanında olduğu, zor zamanda Türkiye'nin demokrasisini güçlendirmek için çaba sarfedeceği şeklinde bir yaklaşım vardı. Charlie Hebdo saldırısında bütün bir dünya gitti ve o dayanışmayı gösterdi. İyi de yaptılar. Teröre karşı bir dayanışma oldu. Türkiye'de oradaydı. Ama bu saldırının bin katı daha büyük bir tehlikede, bir darbe girişimi karşısında Avrupa'dan liderler Türkiye'ye gelip, bu dayanışmayı göstermediler."

Darbe girişimi sonrasında Türk halkının kendisini yalnız hissettiğinin altını çizen Çelik, "Demokratik dünya bu desteği vermedi. Türkiye'nin parlamentosu bombalanmış, Avrupa Parlamentosu Başkanı 3 ay sonra geliyor. Bu arada Türkiye ile ilgili bir sürü eleştiri geliyor." dedi.

Çelik, idam tartışmalarının gündeme gelmesini, halkın bu şekilde kendini koruma ve geleceğini inşa etme refleksi ile birlikte düşünmek gerektiğini belirterek, "Ben, Avrupa'daki muhataplarımızın bu süreci iyi değerlendirmesi ve Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa ama yeni bir takvimi olan ve somuta bağlanmış bir sayfa açabilme iradesini göstermelerini beklerim." şekilde konuştu.

Haber Ara