Dolar

32,5405

Euro

34,9942

Altın

2.434,57

Bist

9.769,41

28 Şubat zindanlarda devam ediyor

HÜDA PAR İstanbul İl Başkanlığı '28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağdurları' konulu bir panel düzenledi.

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-11-24 14:03:42

28 Şubat zindanlarda devam ediyor

İLKHA'dan M. Hüseyin Temel-Zeki Aras-Mahmut Aydibek'in haberine göre; Kazlıçeşme Kültür Merkezinde gerçekleştirilen panele, HÜDA PAR İstanbul il teşkilatı yöneticileri, gazeteciler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, mağdur yakınları katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Erdal Elibüyük, İslami kesimin 28 Şubat'tan önce başlayan bir mağduriyeti olduğunu dile getirdi.

Panelde gazeteci Nevzat Çiçek de söz aldı.

Çiçek şunları söyledi:

“Temel meseleyi iki şekilde ele almak gerekir. Birincisi 28 Şubat'ın Müslümanlara bakış açısı. İkincisi ise FETÖ'nün Müslümanlara bakış açısı. Bu ikisinin yaptığı işbirliğinden yani birbirlerini zaman zaman beslemesinden bahsediyoruz. Birincisi yani resmi klasik bakış açısının özeti şuydu. Bu adamlar yani Müslümanları kast ederek söylüyor, İmam hatip okullarının yanı sıra kurdukları dershane, Kur'an kursu ve üniversiteler vasıtasıyla yaygın bir eğitim çalışması yürütüyorlar, irticai faaliyet yürütüyorlar, kendine özgü bir eğitim faaliyeti yürütüyor. Bilinçli olarak kamu alanlarında spesifik hedeflere yöneliyorlar, adam yetiştiriyorlar. Yurt ve pansiyonlar sayesinde barınma olanağı sağlıyorlar, öğrencilere yüklü miktarda burs veriyorlar.

Harçlık, eğitim, araç ve gereçleri temin ediyorlar. Dolayısıyla bunların engellenmesi lazım. Bu birincisi resmi bakış açısı. İkincisi ise FETÖ'nün bakış açısı. Fethullah Gülen'e muhalif vakıf, dernek, her kim varsa bunlar bir şekilde pasifize edilecek. Nasıl edilecek? Her türlü kumpasın helal sayıldığı, her türlü çirkefliğin helal sayıldığı, her türlü yöntemin helal sayıldığı bir çalışma alanı. Peki, esas olarak sadece 28 Şubat sorunu mu? Aslında değil. Türkiye'de bunun bir sistem sorunu olduğunu hepimiz biliyoruz. Cumhuriyetin kuruluş dönemlerinden itibaren Esat Efendi'yi, Şeyh Said'i de koyabilirsiniz. Fakat 28 Şubat'ta yapılan muamelelerin orada kesildiğini söyleyemiyorsunuz. Mesele bundan ibaret.

Şöyle söylüyorlardı: Biz sivil toplum alanında yapacağımız çalışmalarla daha çok insana ulaşabiliriz. Dolayısıyla bu alanı kullanarak, sivilleşme olgusunu da ön plana çıkararak daha fazla hizmette bulunabiliriz. FETÖ'nün esas İslami dernek ve vakıfları hedefine almasının nedenlerinden biri bu oldu. Çünkü Diyarbakır başta olmak üzere Türkiye'nin her yerinde ve özellikle Peygamber Sevdalıları Platformu'nun öncülüğünde etkinlikler yapmaya başladılar. Daha sonra da farklı yapılarla karşımıza çıkmaya başladılar. Birçok yerde birçok çalışmalar yaptıklarını gördü ve birçok insana ulaştıklarını gördük. Onlar sivilleşmeyi seçtikçe FETÖ onların sivilleşmemesi için ellerinden geleni yapıyordu. Gâh, bazı yerlere dinleme cihazı yerleştiriyordu, gâh bazı yerlerde dernek yöneticilerini kaçırıyordu. Gâh bazı yerlerde camları kırıyordu, çatışma alanları oluşturuyordu. Bu şekilde bu yapıların sivilleşmemesi için en büyük adımları atıyordu.

İkincisi aslında bu sivilleşme sistemin de çok işine gelen bir sivilleşme değildi. Çünkü sivilleşme gerçekleştiği takdirde insanların sorgulama ve hesap sorma duyguları daha ön plana çıkıyordu. Bunun tipik örneğini verecek olursak ısrarla sivilleşmek isteyen ve önüne her türlü engel çıkarılan Peygamber Sevdalıları Platformu'ydu. Zaman zaman kendi aramızda ‘Yahu bu adamlar sivilleşmek istemelerine rağmen neden buna engel olunuyor?' diye konuşuyorduk.

Haber Ara