Dolar

32,5374

Euro

34,8826

Altın

2.434,52

Bist

9.645,02

2030’u Hedefleyen 5 Ordu

Uluslararası teknoloji ve savunma gündemini takip eden The National Interest dergisi, “2030'dan İtibaren Bu 5 Ordu Durdurulamaz Olacak” başlıklı bir analiz yazısı yayımladı

4 Yıl Önce Güncellendi

2020-08-27 13:47:54

2030’u Hedefleyen 5 Ordu

2030'u Hedefleyen 5 Ordu

Uluslararası teknoloji ve savunma gündemini takip eden The National Interest dergisi, “2030'dan İtibaren Bu 5 Ordu Durdurulamaz Olacak” başlıklı bir analiz yazısı yayımladı

Dergide, Robert Farley imzasıyla yayımlanan bir analiz yazısında, 2030 yılında muhtemel savaşlara askeri ve teknolojik hazırlık içinde bulunan beş ülke hakkında ilginç bilgilere yer verildi. Bu ordulara sahip ülkeler Hindistan, Fransa, Rusya, ABD ve Çin olarak sıralandı.

Hindistan

Hint ordusunun, dünyanın en seçkin kara muharebe güçlerinin yanında yer almaya hazırlandığına dikkat çekilen analizde, ülke içinde görülen Maocu isyanlar, Keşmir'deki Pakistan destekli kriz ve diğer daha küçük iç operasyonlara karşı mücadelede, yoğunluğa göre muharebe operasyonlarını ele alındığı ifade edildi. Aynı zamanda, gerçekçi savaşlarda eğitim ihtiyacını uzun süredir kabul ettiği belirtilen Hint ordusunun, Pakistan'a karşı yüksek yoğunluklu muharebeye hazırlığı devam ediyor. Bu durum Yeni Delhi'nin dış ve iç politikasında da belirleyici bir araç.

Yazıda, Hint ordusunun teçhizatı önemli yönlerden rakiplerinin gerisinde kalırken, Hindistan artık neredeyse tüm askeri teknoloji unsurlarını Rusya, Avrupa, İsrail  ve Amerika Birleşik Devletleri'nden ithal edilen savunma ürünleriyle yerel askeri sanayiini tamamladığı ifade ediliyor. Hava ve deniz kuvvetleri ile bölgede rekabet halindeki Hindistan ordusunun ileri teknolojiye geçmişte olduğundan daha fazla erişime sahip olması gerektiği, bu nedenle kendisini daha güçlü olmaya zorluyor.

Fransa

Fransa'nın tüm Avrupa ülkeleri arasında gelecekte muhtemelen en yetenekli ve ölümcül orduyu elinde tutacağı iddia edilen analizde, Fransa'nın dünya siyasetinde önemli bir rol oynama fikrine bağlılığını sürdürdüğü ve bu rolü yerine getirmek için etkili kara kuvvetlerinin gerekliliğine inandığı dile getiriliyor. Bu bakımdan gelecekte de Fransa'nın Avrupa Birliği'nin askeri ve güvenlik aygıtını daha fazla kontrol altına aldıkça hız kaydetmenin zorunluluk olduğu, bu yüzden Fransa'nın askeri sanayi yapısının, üretim ve ihracat yönüyle sağlamlığını koruduğu belirtiliyor. Fransız ordusunun, modern komuta ve iletişim teçhizatına sahip ve çoğu çok taraflı Avrupa Birliği kuvvetinin omurgasını oluşturduğuna dikkat çekilen analizde, tanklar ve topçu silahları dahil olmak üzere mükemmel saha ekipmanına erişime sahip olduğu kaydediliyor.

Fransız ordusu, düzensiz düşmanları yenmek için düzenli ve seçkin kuvvetler kullanarak Afganistan ve Kuzey Afrika'da görev yaptığı hatırlatılan yazıda, ordunun güvenli sefer yeteneklerine sahip, intikal ve keşif gibi destek operasyonlarına giderek daha fazla odaklandığı ifade ediliyor.

Rusya

Rus ordusunun geçmişte, Soğuk Savaş boyunca kaynaklarına, siyasi nüfuza ve insan gücüne erişiminin çoğunu kaybederek bir dönüşüm geçirdiği belirtilen yazıda, Kızıl Ordu'yu destekleyen askeri-sanayi gücün ağır çekimde çöktüğü, modası geçmiş ve bakımsız kaldığı hatırlatılırken, düşük moralle  Çeçenya'da ve başka yerlerde çatışmalara girdiği belirtiliyor. Rus gücü hakkında şu bilgilere yer alıyor;

“Her şey dönmedi, ama bazı şeyler değişti. Rus ekonomisindeki gelişmeler, daha fazla yatırım yapılmasına izin verdi. Reformlar, özellikle elit güçlerde, Rusya'nın Çeçenya'daki savaşı kazanmasına yardımcı oldu. 2008'de Rus Ordusu Gürcistan'ı hızla ilhak etti ve 2014'te Kırım'ın Ukrayna'nın kontrolünden çıkarıp ele geçirilmesine öncülük etti. Bunlara birlikte, henüz sona ermemiş olabilecek bir çatışma olan Rusya'nın Yeniden Birleştirme Savaşları adını verebiliriz. Rus Ordusu, geçtiğimiz birkaç yıl içinde deniz ve hava kuvvetlerine bir miktar alan bırakmış olsa da, Moskova yakın çevresinin yönetimlerinde merkezi bir rol oynamaya devam ediyor.”

Rus ordusunun 2030'da ölümcül bir güç olmaya çalışacağı, ancak yine de ciddi sorunları olacağının ifade edildiği yazıda, bu sorunlar arasında yüksek teknolojiye erişim, zorunlu askerlik ile azalan nüfus nedeniyle elit güçlere dayalı gönüllülük sistemi arasında sıkışıp kalındığı için insan gücü sorunu gösteriliyor. Ancak yine de Rusya'nın komşularının Rus ordusunun büyüklüğünden ve “hibrit” operasyonlardaki cesaretinden dolayı korkmaya devam edeceği ifade ediliyor.

Amerika Birleşik Devletleri

ABD ordusunun en erken 1991'den bu yana kara muharebe kuvveti olma çabasında olduğu ifade edilen analizde, 1991'de Irak ordusunun yenilgisi ve 2003'te tamamen yok edilmesiyle kara savaşının sonundan beri en etkileyici başarıları olarak gösteriliyor. ABD ordusunun, son on beş yılda Irak ve Afganistan'daki saha operasyonlarına devam ettiği; geçmişte operasyonlar için çok daha uzağa gittiği hatırlatılıyor.

ABD ordusunun zorlu bir askeri yenilik sistemine ulaşma çabası yaşadığı da hatırlatılan analizde, “pasta”nın Donanma, Hava Kuvvetleri ve Deniz Piyadeleri arasında paylaşıldığı, ancak son on yıl içinde yavaşlığı nedeniyle pasta çok büyük kaldığı ifade ediliyor. ABD Ordusu tarafından kullanılan ekipmanların bir kısmı Soğuk Savaş döneminden kalma olsa da, ağ bağlantılı savaş standartlarına getirmek için iyileştirmenin sürdüğü hatırlatılıyor. Özellikle uzun süren Irak ve Afganistan'daki savaşların görünüşte bitmeyen niteliği göz önüne alındığında endişe verici olsa da ABD ordusunun küçük bir farkla değil, 2030'da dünyadaki en güçlü kara muharebe gücü olarak kalmak zorunda olduğu belirtiliyor.

Çin

Çin Halk Kurtuluş Ordusu'nun 1990'ların başından bu yana, kara kuvvetlerinde kapsamlı bir reform geçirdiği hatırlatılan yazıda, on yıllar boyunca ordunun Çin Komünist Partisi içindeki belirli siyasi grupların garantörleri olarak hareket ettiği, reformlar sürdükçe, askeri olduğu kadar ticari bir organizasyon haline geldiği ve çok çeşitli küçük işletmelerin kontrolüne geçtiği belirtiliyor.

Yazıda, “1990'larda ve 2000'lerde Çin ekonomisindeki ilerlemeyle birlikte bu durum değişmeye başladı. Finansmana erişim ve giderek daha yenilikçi bir teknoloji sektörü ile kendini yeniden düzenlemeye başladı ve modern bir askeri organizasyon haline geldi.” şeklinde bir tespitte bulunuluyor.

Öte yandan Çin'in deniz ve hava gücü pahasına kara gücüne odaklandığı dönemlerin kesin olarak sona erdiği ifade edilen analizde, ayrıca ordunun kendisini Çin Komünist Partisi (ÇKP) içindeki hizip mücadelelerinden asla tam olarak ayıramayacağı, sivil-asker ilişkilerine girişemeyecek kadar iç içe olduğuna dikkat çekiliyor.

Çin'de devam etmekte olan askerii reformların, geniş ekipman modernizasyon projelerini, gerçekçi eğitimi ve gücün profesyonelleşmesine yönelik adımları içerdiği, ABD Ordusu ile aynı düzeyde finansmana sahip olmasa da, neredeyse sınırsız insan gücüne erişebildiğinden dünyadaki hemen hemen tüm diğer ordulardan daha fazla insan kaynağını kontrol altında bulundurduğu ifade edilen yazıda, Çin-Vietnam Savaşı'ndan bu yana Çin ordusunun gerçek muharebe operasyonları gerçekleştirmediği hatırlatılıyor. Bununla birlikte modernizasyon ve reformlardaki mevcut eğilimlerin önümüzdeki on beş yıl içinde yön değiştireceğine işaret ediliyor.

Analiz şu görüşle son buluyor;

“Sonunda, "güçlü bir orduyu nasıl inşa ederiz" sorusunun ağır fakat insan sermayesi yüksek, çalışkan nüfusa sahip, en yenilikçi teknolojileri sağlam, sivil-asker ilişkilerini yeterince ama çok fazla bağımsız olarak yapılandırabilen devletler için gerçekleşebilir bir hedef olduğu ifade ediliyor. Bununla birlikte, “cevapların basitliği, reçetelerin elde edilmesinin kolay olduğu anlamına gelmez.”

 

*National Interest'e sık sık katkıda bulunan Robert Farley, The Battleship Book'un yazarıdır. Kentucky Üniversitesi Patterson Diplomasi ve Uluslararası Ticaret Okulu'nda kıdemli öğretim görevlisi olarak hizmet vermektedir. Askeri doktrin, ulusal güvenlik ve denizcilik meselelerinde çalışmalarını sürdürmektedir.

Haber Ara