Dolar

32,5123

Euro

34,9408

Altın

2.433,87

Bist

9.716,77

'15 Temmuz hadisesini 31 Mart darbesine benzetiyorum'

SBÜ Rektörü Prof. Dr. Erdöl:- 'Dış kaynaklı 31 Mart ihanetinin asıl sonucu, işte bugün oluk oluk kan dökülen Irak, Suriye, Yemen, Arakan, Kudüs olarak karşımıza çıktı. 31 Mart'ta feda edilen bir Sultan Abdülhamid değil feda edilen koskoca Osmanlı olmuştur. Bugün İslam coğrafyasında dökülen kan ve gözyaşı 31 Mart'ta yapılan ihanetin, darbenin bir neticesidir. Bu yönüyle 15 Temmuz hadisesini de t

7 Yıl Önce Güncellendi

2018-03-31 10:42:16

'15 Temmuz hadisesini 31 Mart darbesine benzetiyorum'
Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, 31 Mart'ta sadece Sultan Abdülhamid Han'ın değil Osmnalı Devleti'nin feda edildiğini belirterek, "Bugün İslam coğrafyasında dökülen kan ve gözyaşı 31 Mart'ta yapılan ihanetin, darbenin bir neticesidir. Bu yönüyle 15 Temmuz hadisesini de tıpkı Sultan Abdülhamid Han'a yapılan 31 Mart darbesine benzetiyorum. Çünkü İslam düşmanları Sayın Cumhurbaşkanımıza rağmen, İslam coğrafyasında dilediği gibi at koşturamamaktadır." ifadelerini kullandı.

Erdöl, 31 Mart Olayı'nın yıl dönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, tarihin hakikat olarak gösterdiği gerçeklerin yadsınamayacağını, bugünün sancılarının, dünün ihanetlerinin bir neticesi olduğunu belirtti.

Sultan Abdülhamid Han'ın, dünyaya yön veren deha seviyesinde bir lider olduğunun ve onun denge politikasının dünyayı hassas bir terazide tuttuğunun altını çizen Erdöl, TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın SBÜ'nün 2017-2018 Akademik Yılı Açılış Töreni'ndeki "Eğer Sultan Abdülhamid Han indirilmemiş olsaydı, Birinci Cihan Harbi çıkmayacaktı, muhteşem bir insandı, en azından harbe girmezdik." sözlerini hatırlattı.

Cevdet Erdöl, "Ben Sayın Kahraman'ın bu sözlerine eğer Sultan Abdülhamid Han indirilmemiş olsaydı bugün Irak, Suriye, Arakan ve Kudüs sorunu diye bir sorun olmayacaktı gerçeğini eklemek istiyorum. Çünkü Osmanlı düşmanları, Sultan Abdülhamid Han'a rağmen İslam coğrafyasında at koşturamayacaklarını iyi biliyorlardı. Theodor Herzl, Sultan Abdülhamid'le büyük gayretler neticesinde Yıldız Sarayı'nda görüşmüş ve ona, Osmanlı'nın en sancılı döneminde 150 milyon altın İngiliz lirası vereceklerini vadetmişti. Bu Osmanlı Devleti'nin bütün dış borçlarını kapatacak ve dünya kamuoyunda Osmanlı'nın itibarını yükseltecek oranda büyük bir paraydı. Karşılığında istediği, Rusya'dan sürülen 3 milyon Yahudi'nin Arazi-i Mukaddese ve Filistin'e yerleştirilmesiydi. Bu teklife Sultan Abdülhamid Hanın verdiği cevap hayli enteresandır. 'Değil 150 milyon İngiliz lirası, dünya dolusu altın verseniz bu tekliflerinizi katiyen kabul etmem. Ben 30 seneden fazla bir müddetle Millet-i İslamiye'ye ve Ümmet-i Muhammediye'ye hizmet ettim. Bütün Müslümanların ve salatin ve Hulefa-i İslamiyeden aba ve ecdadımın sahifelerini karartmam ve binaenaleyh bu tekliflerinizi mutlaka kabul etmem' diye kati cevap vermiştir." ifadelerine yer verdi.

Bu yanıttan sonra artık Sultan Abdülhamid Han'ın devrilmesinin Siyonistler için adeta bir dini vecibe olduğunu belirten Erdöl, dış düşmanlar gibi, içerideki hainlerin de tıpkı 15 Temmuz'daki gibi Siyonizmin bu kutsal gayesine bilerek veya bilmeyerek hizmet ettiklerini vurguladı.

Bugün duvarlara "Zulüm 1453'de başladı" diye yazanların dedelerinin dün hep bir ağızdan "Biz ne idik ne olduk. Saye-i hürriyette şeriattan kurtulduk" çığlıklarıyla, Fatih Camisi'nin duvarlarına 110 kurşun sıkarak darbe yaptıklarını aktaran Erdöl, şunları kaydetti:

"Neticede başarılı da oldular. Bugün Irak'ı, Suriye'yi, Arakan'ı, Filistin'i ve Kudüs'ü bu hale getiren asıl müessir Sultan Abdülhamid Han'ın indirilmesi, müsebbibi de indirenlerdir. Çünkü Sultan Abdülhamid Han'a rağmen İslam coğrafyasına fitne sokmanın imkanı yoktu. Dış kaynaklı 31 Mart ihanetinin asıl sonucu, işte bugün oluk oluk kan dökülen Irak, Suriye, Yemen, Arakan, Kudüs olarak karşımıza çıktı. 31 Mart'ta feda edilen bir Sultan Abdülhamid değil feda edilen koskoca Osmanlı olmuştur. Bugün İslam coğrafyasında dökülen kan ve gözyaşı 31 Mart'ta yapılan ihanetin, darbenin bir neticesidir. Bu yönüyle 15 Temmuz hadisesini de tıpkı Sultan Abdülhamid Han'a yapılan 31 Mart darbesine benzetiyorum. Çünkü İslam düşmanları Sayın Cumhurbaşkanımıza rağmen, İslam coğrafyasında dilediği gibi at koşturamamaktadır. FETÖ eğer hain darbe girişiminde başarılı olabilseydi bugün bize ait mukaddes her ne varsa bir bir elimizden çıkacaktı."

Harici ve dahili düşmanların destek ve yönlendirmesiyle 31 Mart, 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat'ta Türk milletine darbe yapanların 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla ayağa kalkan kahraman Türk milletinin iman dolu göğsüne çarparak yerle yeksan olduklarına işaret eden Erdöl, "Rahmet Peygamberi Muhammed Mustafa'nın (SAV) hadisinden işaretle, 'Müslüman bir delikten iki defa ısırılmaz.' Bu defa bizden parça koparamayacaklar. Bunu görecek ve hissedecekler. Kirli ve çirkin sevinçleri kursaklarında kalacak. Asla daha aşağı inmelerine müsaade etmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.


Haber Ara