Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

'12. Uyum Biz Bize Sohbetler' etkinliği Manisa'da düzenlendi

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı Aydın Keskin Kadıoğlu: - 'Dün Balkanlar'dan gelen kardeşlerimizi nasıl kucaklamışsa Manisa, bugün de Suriye'den, Afganistan'dan, Irak'tan, İran'dan, gönül coğrafyamızın her köşesinden gelen kardeşlerimizi de kucaklamaktadır'- 'Milletimiz yer yüzündeki tüm toplumları kıskandıracak bir cömertlikle kendilerine yardım elini uzatmış v

5 Yıl Önce Güncellendi

2019-12-26 18:48:40

'12. Uyum Biz Bize Sohbetler' etkinliği Manisa'da düzenlendi
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı Aydın Keskin Kadıoğlu, Manisa'nın Balkan göçünü yaşamış illerden biri olduğunu belirterek, "Dün Balkanlar'dan gelen kardeşlerimizi nasıl kucaklamışsa, bugün de Suriye'den, Afganistan'dan, Irak'tan, İran'dan, gönül coğrafyamızın her köşesinden gelen kardeşlerimizi de kucaklamaktadır." dedi.

Manisa'da, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanlığı ile Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği iş birliğiyle, "12. Uyum Biz Bize Sohbetler" etkinliği düzenlendi.

Yunusemre ilçesinde bir otelde düzenlenen etkinlikte, Suriyeli mülteciler başta olmak üzere, çeşitli sebeplerden dolayı ülkelerini terk edip Türkiye'ye sığınmak zorunda kalanların ve ev sahipliği yapan Türk toplumunun sosyal uyumuna yönelik yaşanılan zorluklar ele alındı.

Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Dairesi Başkanı Aydın Keskin Kadıoğlu, Anadolu'nun öteden beri bir hicret yurdu, cömertlik ve fedakarlığıyla bilinen Türk milletinin her daim güvenli bir sığınak olduğunu söyledi.

Kadıoğlu, Türkiye'nin iç savaş ve katliamlardan kaçanlara ev sahipliği yaptığına işaret ederek, "Milletimiz yer yüzündeki tüm toplumları kıskandıracak bir cömertlikle kendilerine yardım elini uzatmış ve onları en güzel şekilde ağırlamıştır. Ülkemiz, milletimiz, Manisa'mız, asırlardır muhacire ensar oldu. Irkı, dili, dini, rengi ne olursa olsun, kendisine sığınanlara hiç düşünmeden gönül kapılarını açtı. Dünyanın neresinde bulunursa bulunsun mazluma ve mağdura kol kanat gerdi. Yetimleri ve kimsesizleri gözetti. Fakirlerin ve ihtiyaç sahiplerinin yardımına koştu. Her daim haklının ve doğrunun yanında yer aldı." diye konuştu.

Manisa'nın, Balkan Savaşları'ndan bu yana en fazla Balkan göçünü yaşamış illerimizin başında geldiğine değinen Kadıoğlu, "Dün Balkanlar'dan gelen kardeşlerimizi nasıl kucaklamışsa Manisa, bugün de Suriye'den, Afganistan'dan, Irak'tan, İran'dan, gönül coğrafyamızın her köşesinden gelen kardeşlerimizi de kucaklamaktadır." ifadesini kullandı.

Manisa Valisi Ahmet Deniz de bir insanın ülkesinden ayrılmasının kolay olmadığını vurgulayarak, "Bu insanlar niye yurtlarında, vatanlarından, evlerinden gitme ihtiyacı duydu. Demek ki bir sıkıntı var. O sıkıntıyı çözmeden göçü de durdurmak mümkün değil." dedi.

- "Her şeyden önce Türkçeyi ve Türk kültürünü öğrenmeli

Suriyeli Kadınlar Derneği Başkanı Maaşsa Sayed, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Şam Üniversitesi'nde öğretim üyesiyken, Suriye'de iç savaş başladığı için 6 yıl önce Türkiye'ye geldiğini anlattı.

Bundan 10-15 yıl öncesine kadar Şam'da Türk öğrencilerinin olduğunu aktaran Sayed, şunları söyledi:

"Türkiye kültürünü onlar sayesinde biliyordum. Şam'dayken İngilizceyi öğrendikten sonra Türkçe öğrenmeye başladım. Buraya geldiğimde zaten Türkçe biliyordum. Türkçeyi bilmem de buraya geldiğimde adaptasyon sürecim için en önemli etkenlerden biri oldu. Biri bu kültüre uyum sağlamak istiyorsa her şeyden önce Türkçeyi ve Türk kültürünü öğrenmeli."

Sayed, Suriyeli kadınların Türkiye'ye uyum sağlamaları konusunda onları bilgilendirdiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Karşılarındaki insanın neyi sevip neyi sevmediğini ve nasıl düşündüğünü bilmemiz gerektiğini söylüyorum. Bu sayede karşımızdakiyle nasıl konuşabileceğimizi biliriz. En azından temel olarak Türkçeyi bilseler bile marketlerde, hastanelerde ve komşuluk ilişkilerinde daha kolay bir uyum sağlayabilirler. Bunlardan sonra birlikte aktiviteler yapmak da çok önemli. Şunu kabul etmeliyiz ki Türk toplumunun farklı bir kültürü var ve biz bu kültürü kabul etmek ve sevmek zorundayız. Böylece daha kolay uyum sağlayabiliriz."

İranlı Sina Ziaaein de Türkiye'nin çok güzel bir ülke ve insanlarının çok yardımsever olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'ye geldiğim ilk zamanlarda çok zorlandım. Türkiye'ye ve kültürüne alışık değildim. 4 ay sonra Türkçeyi öğrenmeye başladım ve bundan sonra burada yaşamak benim için daha kolay oldu. Dil öğrenmek farklı kültürlerle etkileşim kurmanın en iyi yolu. Bazı Türk filmlerini ve dizilerini izleyerek ve sürekli konuşarak da Türkçe'mi geliştirdim." ifadesini kullandı.

Türkiye Cumhuriyeti'ne de kendilerine kucak açtıkları için çok minnettar olduğunu ifade eden Ziaaein, "Kendi ülkenden uzak olmak, farklı bir ülkede olmak gerçekten çok zor ama Türk insanın bize karşı olan misafirperverliğiyle tüm zorlukları aştım. Büyüksün Türkiye." dedi.

Konuşmaların ardından etkinlik, mini konser, halk oyunları ekibinin gösterisi ve çeşitli sunumlarla devam etti.


Haber Ara