Dolar

32,5027

Euro

34,7530

Altın

2.495,33

Bist

9.524,59

10 soruda rejimin Türkmen Dağı saldırısı

Rejimin Türkmen Dağı'nda yoğunlaşan saldırılarını Timetürk yayın kurulu üyeleri değerlendirdi.

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-11-20 22:15:18

10 soruda rejimin Türkmen Dağı saldırısı

MURAT HAZİNE - ENSAR ÇALIŞKAN - FATİH BACAĞIKIRIK I TİMETÜRK

Suriye rejiminin 15 Kasım'da Türkmen Dağı (Cebel-i Etrak) ve Kürt Dağı (Cebel-i Ekrad) arasında bulunan hakim noktalara yaptığı hücumun ardından Gımam bölgesi rejimin eline geçmişti. Sonrasında bölgeye yönelik gerçekleştirilen muhalif saldırısına rağmen Gımam kasabası geri alınamamış ve rejim güçleri Gımam da dahil olmak üzere pek çok bölgeden Türkmen Dağı'nda muhaliflerin kontrol ettiği bölgeye doğru askeri harekata başlamıştı. Son iki gündür Rusya'nın hava desteğiyle birlikte oldukça ağırlaşan çatışmalar neticesinde Lazkiye kırsalında muhaliflerin elinde bulunan bölgelerin tamamen rejimin eline geçmesi ihtimali doğdu. İdlib'i tamamen kaybetmesinin ardından oldukça farklı bir askeri taktikle muhaliflere karşı saldırıya geçen rejim ise halihazırda hem Halep kırsalında hem de Türkmen Dağı'nda Suriyeli direnişçileri ciddi bir baskı altına aldı.

Türkmen Dağı tam olarak neresi ve hangi bölgelerde taraflar arasındaki mücadele aktif olarak devam ediyor?

Türkmen Dağı, Hatay'ın Yayladağı ilçesinin tam karşısına düşen dağlık ve ormanlık bölge. Bayırbucak olarak bilinen bölgenin Bucak kısmı Keseb'in batısına düşerken aynı zamanda Türkmen Dağı'nın da batısını teşkil ediyor. Bayır bölgesi ise Türkmen Dağı olarak bilinen tepeler sırasının doğu yakasını teşkil ediyor ve yaklaşık olarak üç buçuk yıldır muhaliflerin kontrolünde bulunuyor. Türkmen Dağı'na güney, güneydoğu ve batı yönünden saldırıya geçen rejim, Türkiye sınırına sıfır noktasından iki gün önce harekata başladı. Acısu, Mahmiye, Fırınlık, 45.Nokta ve Kastel Maaf yönünden saldırıya başlayan rejim güçleri; saldırının ikinci gününün ardından muhalif hatları tamamen yararak Yamadi yönünde ilerlemeye başladı. Türkmen güçlerinin bölgedeki direniş hattı büyük oranda yarılırken Züveyik köyünden ilerleyen Mahmiye, Fırınlık ve 45.Nokta'yı çevreleyen rejim güçlerinin üç köyü de ele geçirdiği ifade ediliyor.

Saldırıya kimler katılıyor?

Irak kökenli Şii milislerden oluşan Zülfikar Tugayları'nın binlerce üyesi yedi ay önce Lazkiye'nin rejim kontrolündeki bölgeye yerleştirilmişti. Yaklaşık dört bin Şii milisin katıldığı saldırıya aynı zamanda bin civarında Mukavimi Suriye milisi ile birlikte yaklaşık üç bin Suriye askeri katılıyor. Öte yandan 45.Nokta'nın çevresine Rus Ordusu'na bağlı hava indirme birliklerinin dün indirildiği dile getirilirken iddia henüz bağımsız kaynaklarca doğrulanmadı. Ancak Rus uçaklarının dünden bu yana Türkmen Dağı'na yaklaşık 200 sorti gerçekleştirdiği kaydedilirken bu rakama Suriye Ordusu'na ait jetlerin düzenlediği saldırılar dahil değil.

Rejim işgaline karşı kimler direniyor?

Türkmen Dağı'nda konuşlu Sultan Abdulhamid Tugayları dağdaki direnişe katılırken bir askeri ittifak olan yapının içerisinde irili ufaklı pek çok Türkmen tugayı bulunuyor. Öte yandan Cebel-i İslam birlikleri de direnişe katılırken, dün Fetih Ordusu tarafından bölgeye destek amaçlı gönderilen birlikler de Rusya ve Şii milislerin başını çektiği saldırıya karşı koyuyor. Dünden bu yana yaklaşık 500 Nusret Cephesi savaşçısının bölgeye intikal ettiği bildirilirken saldırının büyüklüğünden ötürü henüz askeri inisiyatifin ele geçirilemediği kaydediliyor.

Rejim şimdiye kadar hangi noktaları ele geçirdi?

Bölgenin en stratejik noktalarından Kızıldağ'ı kontrol altına alan rejimin ayrıca Avanlı, Deyr Han, Züveyik ve Acısu'yu tamamen ele geçirdiği doğrulandı. Bölgenin idari merkezi sayılan Yamadi'ye ulaşmaya çalışan rejim güçleri doğu tarafında konuşlu direnişçilere çok yönlü saldırılarını devam ettirirken Türkmen Dağı'ndaki hakim noktaların rejimin eline geçmesiyle birlikte askeri olarak muhaliflerin askeri hareket alanı iyice daraldı. Eğer Yamadi rejimin eline geçerse bölgede büyük bir insani krizin çıkabileceği belirtilirken katliam korkusuyla köylerden kaçan siviller Türkiye sınırına yönelmiş durumda. Bölgede yaklaşık otuz bin sivil yaşıyor.

Rejim Türkmen Dağı saldırısında kesin ve kalıcı bir başarı elde ederse sonuçları neler olur?

Halep'in güneyinden İdlib yönünde ilerlemeye çalışan rejim eş zamanlı olarak İdlib'in batısında kalan Türkmen Dağı ve Kürt Dağı üzerinden de İdlib'e yönelmek istiyor. İdlib'e hakim noktaları teşkil eden Türkmen Dağı ve Kürt Dağı aynı zamanda İdlib'de bulunan muhalif güçlerin batı yönünde geri hattını teşkil ediyordu. Lazkiye - İdlib - Hama üçgeninin en yüksek noktası Nebi Yunus'u elinde tutan rejim, Türkmen dağını ele geçirerek Cisreşşuğur - Eriha - Mastume - idlib hattına yönelebilir. Kürt Dağı'nın büyük kısmı ise halihazırda muhaliflerin kontrolünde. Ancak Kürt Dağı da düşerse, rejim güçlerinin batı - doğu yönünde bahse konu ilerlemeyi gerçekleştirmesi ve İdlib'in doğusundan batı yönünde İkarda üzerinden bölgeye ulaşması durumunda İdlib kuşatma altına alınabilecek. Öte yandan böylesi bir hamle aynı zamanda Suriyeli muhalif güçlerin İdlib'in kuzeyinde kalan kuvvetleri ile güneyinde kalan kuvvetleri arasındaki irtibatın kesilmesi anlamını taşıyor.

Rusya'nın Türkmen Dağı ısrarı nasıl anlaşılmalı?

II.Çeçenistan Savaşı'ndan sonra en ağır hava saldırılarını Türkmen Dağı'ndaki muhalif hedeflere gerçekleştiren Rusya için Türkmen Dağı ciddi bir ehemmiyete sahip. Lazkiye'de bulunan ve Akdeniz'e açılan tek üssünü uzun vadede güvence altında tutmak isteyen Rusya için Lazkiye'yi sürekli tehdit altında tutan Türkmen Dağı stratejik bir hedef. Bu nedenle muhalif güçlere ait hedefleri son on gündür ağır bombardıman altında tutan Rus jetlerine ek olarak bölge denizden de bombalandı. Rus savaş uçakları tarafından havadan, uzun menzilli toplarla denizden vurulan Türkmen Dağı ayrıca Gımam yönünden de GRAD tipi roketlerle hedef alındı. Öte yandan Viyana görüşmelerinde siyasi çözüme yeşil ışık yakan ancak süreci bir anlamda uzatan Rusya'nın Viyana'da zaman kazandığı ve önümüzdeki dönemde Suriye'deki dengeleri değiştirecek hamlelerini sürdüreceği bölgeyi yakından takip eden kaynaklar tarafından dile getiriliyor. 

Türkiye saldırılara nasıl tepki verdi?

Saldırıların başlamasının ardından sürecin en kritik aşaması olan Gımam'ın düşüşüne kadar herhangi bir görünür hamle yapmayan Türkiye, saldırıların iyice ağırlaştığı son iki günde Rusya'yı bölgede düzenlediği saldırılardan ötürü kınadı. Türkmenlere düzenlenen saldırılardan ötürü Rusya'nın Ankara Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığı'na çağıran Türkiye tarafı Büyükelçi Karlov'a saldırılardan duyduğu rahatsızlığı ifade etti. Her ne kadar idari açıdan Suriye toprağı olsa da coğrafi açıdan Yayladağı'nın devamı konumunda olan bölgenin yeniden Suriye rejiminin eline geçmesi aynı zamanda uzun bir aradan sonra Suriye rejiminin Türkiye ile geniş bir sınır hattına sahip olması anlamına geliyor. Türkiye - Suriye sınırının en doğusundan en batısına kadar sadece Keseb ile sahil bölgesi arasındaki küçük bir sınır alanını kontrol eden Suriye rejimi Türkmen Dağı ile birlikte Türkiye sınırına hakim yüksek pek çok tepeyi de ele geçirmiş oldu.

Fetih Ordusu'nun bölgede karşı saldırıya geçme ihtimali var mı?

Geçtiğimiz günlerde Halep'in güneyinde Suriye rejimi ve Şii milislerin saldırısına karşı koyan muhalif güçlere yardıma giden Fetih Ordusu her ne kadar İdlib merkezli bir yapı olsa da Lazkiye'ye de yardım güçleri gönderdi. Ancak İdlib'in neredeyse tamamının alınmasının ardından İdlib - Hama hattında geniş bir bölgeyi kontrol etmek zorunda olan Fetih Ordusu'nun hakim güçlerini bölgeye geçirmesine ihtimal verilmiyor. Gab Ovası'nın güneyi ile Halep'in güneyi arasında geniş bir bölgeyi rejime karşı korumaya çalışan Fetih Ordusu'nun Cebel -i Ekrad (Kürt Dağı) bölgesinde kurulacak savunma hatlarına destek verebileceği ifade ediliyor.

Tarafların kayıpları ne kadar?

Bölge kaynaklarının ifadesine göre halihazırda rejim günlerinin 150 civarında askerini kaybettiği bildirilirken kayıpların önemli bir kısmını saldırıya öncülük eden Şii milisler oluşturuyor. Öte yandan Reyhanlı saldırılarının mesulü olduğu iddia edilen Mihraç Ural'ın oğlu Ali Cafer Kiyyali de ağır şekilde yaralı. Yine Mukavimi Suriyyi bünyesinde savaşa dahil olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Ulaş Cebiroğlu'nun hafif yaralı olduğu dile getiriliyor. Suriyeli muhaliflerin ise 100 civarında savaşçısını kaybettiği belirtilirken ayrıca 40'tan fazla sivilin hava ve kara bombardımanında öldürüldüğü bölge kaynaklarınca geçilen bilgilerden.

Ağırlaşan şartlar altında Türkmen Dağı'nda neye ihtiyaç var?

Türkmen Dağı'nı savunan gruplarının hava saldırılarına karşı koyamadığı dile getirilirken konuyla ilgili görüştüğümüz muhalif komutanlar ağır silahlarla düzenlenen saldırılara karşı koyamadıklarını belirterek cephedeki en büyük eksikliğin ağır silah olduğunu söylüyorlar. Öte yandan acil tıbbi malzemelerde de ciddi sıkıntılar yaşandığı kaydedilirken bölgede sayısı otuz bine yakın sivilin sınıra akın edebileceği belirtiliyor. Bölgedeki bütün noktaların rejimin eline geçmesinin ardından sivil katliamı yaşanabileceği korkusu binlerce sivili Türkiye sınırına yöneltirken Türkmen Dağı'nın idari merkezi Yamadi ile rejim güçleri arasında kuş uçuşu sadece 8 kilometre mesafe bulunuyor.

Haber Ara