Dolar

32,3704

Euro

34,9837

Altın

2.326,16

Bist

9.071,41

Yeni Ortadoğu denkleminde Türkiye'nin rolü

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-07-30 11:12:26

Yeni Ortadoğu denkleminde Türkiye'nin rolü

Kısa bir geçiş ve duraklama döneminden sonra Türkiye, yeni Ortadoğu denklemindeki konumunu belirlemeye başlamış gözüküyor.

Yeni bir hükümet kurulmamış olmasına rağmen devlet, ekonomi, dış politika, eğitim ve güvenlik alanlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatlarına güvendiğini herhangi bir derin direnç göstermeden ortaya koyuyor.

Dünyanın güçlü ülkelerinin Davutoğlu hükümetinin ve Erdoğan'ın yeni Ortadoğu denklemine uygun politikalarını destekler tarzdaki beyanları da gösteriyor ki, küresel sistem zayıf bir Türkiye istemiyor.

Halkımızın yüzde seksenlere varan desteğinden ise, Türk toplumunun, ülke yönetiminin içerideki ve dışarıdaki yeni politik açılımlarını desteklediği anlaşılıyor.

Yine anlaşılıyor ki Türkiye, Yunanistan, Ermenistan, Kıbrıs, Suriye ve Irak gibi sorun alanlarının tam da ortasında, istikrarlı ve de güçlü bir ülke olarak kalmayı becermek zorundadır.

CHP ve Ak Parti arasında gerçekleştirilen koalisyon görüşmelerinden bir koalisyon hükümeti çıkmasa bile bu görüşmeler, toplumun farklı kesimleri arasındaki sertleşen gerilimin yumuşamasına vesile oldu.

Ak Parti hükümetinin demokratikleşme çabalarından vaz geçmeksizin MHP'nin duyarlılıklarını da hesaba katmaya başlaması, milliyetçi cephe ile Erdoğancı muhafazakar demokrat cephe arasındaki buzların erimeye başladığını da açıkça gösterdi.

Şimdi yapılması gereken, içerideki bütün taraflarla ortak bir zeminde buluşup ekonomi, güvenlik, eğitim ve dış politika alanlarında Türkiye'nin etki gücünü arttıracak yeni bir anlayışa doğru yelken açmak olacaktır.

Mesela Suriye'nin kuzeyinde güvenli bir tampon bölge oluşturulması bütün tarafları mutlu edecek bir gelişme olacaktır.

Böylece Türkiye'mizde misafir olarak ikamet eden Suriyeli kardeşlerimizin büyük bir çoğunluğunun güvenli bir şekilde, yeniden kendi topraklarına yerleşmesi sağlanabilecektir.

Bu durum ise CHP tabanının bana göre “anlamsız ve zorlama” rahatsızlığını ortadan kaldırmak yanında, âdil bir Suriye'nin inşasını arzulayan Ak Parti tabanını da mutlu edecektir.

Suriye'de daha adil bir sistem inşa etmeyi amaçlayan muhaliflerin, silahlı çatışma sonrasında gerçekleşecek demokratik aşamalarda ciddi bir tabana ve halk desteğine ihtiyaç duyacakları aşikardır.

Bu durumda daha güvenli hale gelmiş bir Kuzey Suriye'ye yerleştirilecek olan Suriyeliler ülkenin geleceğinde söz sahibi olabileceklerdir.

Yine bu bölgedeki Türkmenlerin güvenliğinin sağlanmış olması MHP ve Ak Parti tabanını aynı oranda mutlu edecektir.

Şu anda Suruç'ta olduğu gibi ülkemizin çeşitli bölgelerinde misafir olarak ikamet eden Suriyeli Kürtler de ülkelerine dönebilecekler ve topraklarında güvenle yaşamaya devam edeceklerdir.

Bu gelişme ise ülkemizde yaşayan Kürt vatandaşlarımız yanında vicdanı olan bütün insanlarımızı sevindirecektir.

Türkiye yanı başındaki bu sorunları hallettikten sonra Ortadoğu'nun diğer sorunlu bölgeleriyle ilgili yeni politikalar belirlemeyi göze almalıdır.

Türkiye'nin İhvan-ı Müslimin sonrası Mısır politikası ne olacaktır? Türkiye'nin İsrail politikası nasıl seyretmelidir? Türkiye Yemen'deki gelişmeler konusunda nasıl bir politik duruş sergilemelidir?

Mısır'ın darbeci hükümeti yakın bir dönemde ülke yönetiminden düşmeyecekse eğer, Süveyş Kanalı, Kızıl Deniz gibi jeopolitik noktalar göz ardı edilmeye devam mı edilecektir?

Yoksa Mısır'ın darbeci yönetimiyle Mursi'ye verilen haksız cezanın affedilmesi gibi yeni bir uzlaşma zemini mi aranacak?

Mesela Suriye ve Yemen'deki çatışmaların mimarlarından olan İran'la aramızda var olan ilişkileri nasıl tamir edeceğiz?

İran'ın Suriye, Irak ve Yemen'deki mezhepçi duruşuna mı odaklanacağız yoksa Batıyla arasındaki olumsuz ilişkileri düzeltmesinden yola çıkarak, gelecekteki bölgesel potansiyeliyle bir uzlaşma içine mi gireceğiz?

Yemen'de Husi azınlığın çatışmacı politikasına mı odaklanacağız yoksa çoğunluğu oluşturan Şii-Zeydi grupların ehl-i Sünnetle aralarındaki itikadi yakınlığı bir fırsata mı çevireceğiz?

Şimdi Türkiye yeni bir ivmeyi yakalamış görünüyor. Ak Parti'nin tek başına iktidar oluşturacak çoğunluğa ulaşamamış olması, haklı olarak Ak Parti açısından empatik bir duruşu gerektirdi.

Ak Parti, CHP'lilerin ne istediğini daha iyi anlıyor şimdi. Ak Parti, MHP'lilerin hassasiyetlerine daha duyarlı şimdi.

Ak Parti hükümeti, “eleştirilmenin” önemini şimdi daha iyi anladı ve hızlı bir şekilde durgunluğundan sıyrılmaya başladı.

İstikrarın “pasif bir durgunluğa saplanmak” anlamına geldiği yanılgısından artık kurtuluyoruz. İstikrarın gerçekte her alanda “aktifleşmek”, her alanda “değişime açık olmak” ve her alanda “güçlenmeye devam etmek” olduğunu bir kere daha hissediyoruz.

Milletimiz de, Ortadoğu halkları da, konuşan değil, iş yapan bir Türkiye istiyor artık. İş yapan ve bir şeyleri değiştiren Türkiye istiyor dünyanın bütün mazlumları.

Gerektiğinde gücünü bütün haşmetiyle gösteren, gerektiğinde bir Sûfi derviş gibi sabırlı, ama her zaman âdil, her zaman haktan yana bir Türkiye…

Bence Ak Parti hükümetine muhalif oldukları halde ülkelerini seven bütün kesimler de aynı şeyi arzuluyor.

Eğer Ak Parti hükümeti bu gücü, bu adaleti tesise yetkin olduğuna toplumun bütün kesimlerini inandırabilirse ve sadece bir kesimin değil, toplumun bütün kesimlerinin ortak sesi olduğunu kanıtlayabilirse; ülkenin ve Ortadoğu'nun gelecek on yılına damgasını vurmayı başarabilir.

Ancak millet olarak bir karar vermek zorundayız. Sürekli kavga ve kaos halinde bocalayan, dışarıdaki etkinliği yok edilmiş, içeride istikrarsızlığa ve bölünmeye mahkum edilmiş bir Türkiye mi istiyoruz, yoksa hem içeride hem de bölgede söz sahibi, güçlü, adil bir Türkiye mi istiyoruz?

Bunun kararını verdikten sonra yapılacak ilk iş, koalisyon ya da azınlık hükümeti kurmak değil, güçlü bir iktidarı yeniden yönetime getirmek olacaktır.

Başarısızlıklarından ders almış, ülkenin farklı kesimleriyle empati kurmayı öğrenmiş, geçmişteki hatalarını tekrarlamayacağını ispatlamış güçlü ve âdil bir iktidar…

Sizce Türkiye'nin muhteşem geleceğini inşa etmek için bundan başka bir seçeneğimiz kaldı mı?

Haber Ara