Star.com'daki habere göre; 28 Şubat mağduru gazeteci Yakup Köse, 24 TV'de Ersoy Dede'nin sunduğu Bıçak Sırtı programına konuk oldu. Köse Türkiye'nin o karanlık dönemlerinde yaşadıklarını anlattı.
Programın diğer konukları ise Hasan Karakaya, Hikmet Genç ve Erem Şentürk'tü.
14 yaşında hapse giren, 12 yıl cezaevinde kalan Yakup Köse, "o Fethullah Gülen buraya gelecek" dedikten birkaç saat sonra yeniden tutuklanıp cezaevine atılmıştı.
Köse, o gün söylediği sözü yeniden söyledi ve ekledi: "Fethullah Gülen çıksın, 'İsrail Filistinlilere zulmediyor, Gazzeli çocuklara zulmediyor' desin, ben bu sözü bir daha söylemeyeceğim."
Öte yandan, yıllar önce (Ergenekon sürecinde) paralel yapının kanallarından birine çıktığını anlatan Köse, burada kanalın haber müdürüne, "hapisteki 28 Şubat mağdurları için bir destek kampanyası başlatsak, siz de bize destek verir misiniz" dediğini söyledi. Haber müdürünün cevabı ise şaşırtacak türden: Masum da olsalar, Türkiye Cumhuriyeti'nin yasaları gereği onlar suçlu, biz bir şey yapamayız. RTÜK'ten ceza yeriz...
İşte Yakup Köse'nin açıklamalarından bir bölüm:
"O Fethullah Gülen buraya gelecek" dedikten birkaç saat sonra derdest edilerek tutuklandım. Ama ben yine sözümün arkasındayım. O Fethullah Gülen buraya gelecek.
"O FETHULLAH GÜLEN BURAYA GELECEK"
Ben şunu söylemek istiyorum. Bence gelsin. Korkacak bir şey yok. Acıtmayacak. Gelsin buraya. Madem "adalet" diyorlar. Gelsin, eğer suçsuzsa zaten berat edecek.
Bakın ben Silivri Cezaevi'nden çıktım. Silivri bir kampüstür. 8 No'luya kadar cezaevi vardır orada. Onlar da oradaydı, ben de oradaydım. (Gülen'in) 70 küsür bağlısı orada yatıyor. Kendisi de onları çok düşünüyorsa, bu davanın bir an önce olumlu veya olumsuz sonuçlanmasını istiyorsa buyursun gelsin.
"FETHULLAH GÜLEN ÇIKSIN DESİN Kİ..."
Bu adamlar kesinlikle İsrail ve ABD güdümlü insanlardır. Fazla laf güzellemesi yapmayalım. Ben şöyle diyorum: Fethullah Gülen çıksın desin ki "İsrail Filistinli halka, Gazzeli çocuklara zulmediyor" desin, ben "Fethullah Gülen buraya gelecek" demeyeceğim.
"DİYEMEZ, ÇÜNKÜ O BİR AJAN"
Diyebilir mi bunu? Diyemez. Çünkü bu adam, onların, müslümanların içerisine yerleştirdikleri bir ajandır. Yıllardır bizim halkımız bu adamın yaşlı gözüne ve zehirli "tatlı" diline kandı.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in bir lafı var: Hürriyet, Hakk'a esaret demektir.
Biz Hakk'a esiriz, kula değil.
Bu paralel yapının elemanları Silivri'ye girdiler. O hücreler var ya, hep televizyonlarında anlattıkları, başkaları için övdükleri F tipi cezaevleri var ya, onlar oraları bilmiyorlardı. Şimdi gördüler. Başlarını yastığa koydular, "aman Allahım, biz burada mı yaşayacağız" dediler. Ve ne oldu, 5 ay içinde bunalmaya başladılar. (Abilerini) sıkıştırmaya başladılar, "bizi buradan çıkarın" dediler.
"O KAMİKAZE HAKİM, MÜSLÜMAN TUTSAKLARA 28 ŞUBAT SÜRECİNDE İDAM VEREN HAKİMDİR"
Kamikaze hakimlerinin yaptığı 25 Nisan operasyonu bunu tezahürüdür. Bu kamikaze saldırısını yapan hakim Metin Özçelik 28 Şubat sürecinde müslüman tutsaklara idam cezası veren hakimdir. Şimdi girdi içeri oraya "medrese-i yusufiyye" yaptı. Böyle bir şey olabilir mi?
Aynı zamanda 17-25 Aralık operasyonlarını yöneten Celal Kara, müslüman tutsaklara (İlhan Doğan, Muhammed Topçu) idam cezası istemiş, Metin Özçelik de o idam cezasını vermiştir.
Paraleli ben anlatmayayım. Paraleli, 22 senedir cezaevinde olan İlhan Doğan anlatsın. Paralel polisleri, 22 senedir cezaevinde olan İsmail Uysal'lar, Cihan Özpolat'lar anlatsın. Bunlar kalkmışlar "medrese-i yusufiyye" diyorlar şimdi. Başörtülü analar Silivri Cezaevi'nin önündeler. O başörtülü analar yıllardır oradalar da siz bunu görmüyordunuz.
SAMANYOLU HABER MÜDÜRÜNDEN YAKUP KÖSE'YE ŞOK CEVAP
Bizzat yaşadığım bir şeyi söyleyeceğim. Bu paralel yapının kanallarından birisinde 28 Şubat sürecini konuşmak için yayına katılmıştım. O dönem Ergenekon süreci vardı, bunlar konuşuluyordu. Orada şöyle dedim, "içeride dava arkadaşlarımız var. Bu insanlar camilerden, medreselerden, kurslardan alındılar. Bunlar için bir özgürlük kampanyası yapsak, destek verir misiniz?" dedim.
O kanalın haber müdürü bana ne dedi biliyor musunuz? Dedi ki, "biz Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşıyoruz değil mi kardeşim, onlar Türkiye Cumhuriyeti'nin kanunlarına göre suçlu, yargılanıyorlar. Onlar ne kadar masum olsa da, bizim kanalımız bir şey yapamaz. Ceza alırız RTÜK'ten" dedi.
"ŞİMDİ NİYE AYNI HASSASİYETİ GÖZETMİYORLAR?"
Bu hassasiyeti gösterenler o gün... Şimdi paralel yapının elemanlarını TCK yargılıyor. Niye şimdi aynı hassasiyeti göstermiyorlar, Fethullahçı Terör Örgütü'nün propagandasını yapıyorlar? Liderleri girdi şimdi içeriye. Hidayet Karaca.
Yani lahana yemeye gelince şapur şupur, sapına gelince "bö" diyen tipler bunlar. "Gazeteci" diyorlar değil mi? Ben de gazeteciyim. Tayyar Tarcan da gazeteci. Çoluğundan çocuğundan uzakta, gelemiyor bu taraflara.
