Dolar

32,3704

Euro

34,9837

Altın

2.326,16

Bist

9.071,41

Türkiye’yi Halep ve Musul’da görmek istemeyenler

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-10-18 16:03:08

Türkiye’yi Halep ve Musul’da görmek istemeyenler

Musul'un DEAŞ'ın elinden alınması için planlanan büyük harekât pazar gecesi saat 01.40'ta 30 binden fazla askerle başladı. Peşmerge güçleri doğu cephesinden, Irak ordusu ve diğer güçler ise güneyden top atışlarıyla Musul'u geri almak için harekete geçti. Türkiye'nin Başika'da eğittiği 1500 Iraklı Ninova savaşçıları da Musul operasyonuna katıldı.

Aylardır konuşulan Musul operasyonu Türkiye ile Bağdat merkezi yönetimi arasında ciddi bir tartışma konusu haline getirildi. Türkiye'nin Irak ve Suriye'de ne kadar kalacağı her ne hikmetse hem merkezi Bağdat yönetimini hem de Batı dünyasını bir hayli meraklandırıyor.

Başta ABD olmak üzere İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve Rusya'nın Irak ve Suriye topraklarında koalisyon adı altında oluşturdukları DEAŞ ile mücadele platformu, bir nevi Irak ve Suriye topraklarında istedikleri gibi at koşturmalarına ve yüz binlerce insanın ölümüne sebep olmaktadır.

ABD ve Rusya terörle mücadele söylemiyle aslında her iki ülkenin de toprak bütünlüğünün korunmasını sürekli vurgulayarak bölgede yeni üsler ve iktidar tercihlerini dayatmaktadırlar.

Ülkeler sınırların bütünlüğünün korunmasını kırmızı çizgi olarak addederken sınırların içerisinde etnik, mezhep içerikli kantonların temellerini atıyorlar.

Musul ve Halep'e binlerce kilometre öteden gelen hiçbir akrabalık ve coğrafi bağı olmayan devletler, bu şehirlerin kaderini çizerken Halep ve Musul ile bin yıldır kültürel, sosyal, coğrafik olarak iç içe olan Türkiye'nin ise maalesef siyasi ve stratejik pozisyonunu eleştirel hedef haline getiriyorlar.

Türkiye'nin Ortadoğu/Arap ülkeleri açılımının ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi potansiyeli bölge ülkeleri başta olmak üzere 100 yıldır emperyal, ulusal çıkarları olan batılıların gözüne batmaya başladı.

Maalesef Arap Birliği, Batı koalisyonlarına siyasi, ekonomik olarak teslim olmuş durumdadır. Suriye'de Cerablus ve Dabık operasyonları bizim için ne kadar önemliyse Musul operasyonu da Türkiye'nin ulusal ve coğrafi güvenliği için hayat memat meselesidir.

“Türkiye'nin Suriye ve Musul'da ne işi var?” diyen ülke yöneticileri, 100 yıldır aynı soruyu İngiltere, ABD, Fransa ve Rusya liderlerine söyleme cesaretini gösterebiliyorlar mı? İşte en büyük trajedi burada.

Putin, Suriye'nin Halep şehrindeki durum ile Irak'ın Musul şehrindeki durum arasında paralellik gördüğünü, Moskova'nın Musul'da planlanan operasyona çok duygusal tepki vermeyeceğini belirterek, “ABD'li ve Fransız partnerlerimizin seçici olmasını, siviller arasındaki kayıpları en aza indirmeye ya da sivil kaybın olmaması için ellerinden geleni yapacaklarını umuyoruz” dedi. Rusya'nın son bir ayda Halep'teki sivil yerleşim birimlerine yaptığı hava saldırılarında 250 sivil hayatını kaybetti.

ABD'nin telaşı ise seçimlerden önce Musul'u temizlemek. DEAŞ'a karşı uluslararası koalisyon özel temsilcisi Brett McGurk, “Kahraman Iraklı güçlerin, Kürt peşmergelerin ve Ninova gönüllülerinin yolunu Tanrı açık etsin. Bu tarihi operasyonda sizinle birlikte olmaktan gurur duyuyoruz» ifadesinde bulundu.

Irak Başkanı Haydar el-İbadi, aylardır Türkiye'yi komik bir şekilde Başika'da işgalci olarak göstermeye çalışırken Irak'ı 1992 yılından beri paramparça yapan işgalci ABD ve koalisyon güçlerinden medet umması ayrı bir zavallılık.

Halep ve Musul'un gerçek sahipleri ülkelerini yönetmedikçe maalesef Musul ve Halep'in kaderi hiç değişmeyecek. 

Haber Ara