Sezai Karakoç
15 Temmuz akşamı başlayan ve yaklaşık 12 saat içinde püskürtülen Yurtta Sulh Cuntasının darbe girişiminde 208 şehidimiz var. Bunların 60'ı polis, 3'ü asker, 145'i sivil kahraman. Bu aşağılık kalkışmaya karışan şu ana kadar çeşitli rütbedeki 2 bin 839 asker gözaltına alınmıştır. Bir belayı büyük millet bir kez daha basireti ile defetmiştir.
Demokrasilerde halkın oyuyla, seçimle gelenleri darbeyle gönderemezsiniz. Gelişmiş ülkelerde halk artık bunu öyle kolayca sineye çekmiyor. Tepkisini sokağa taşıyan halk, meydanlara çıkarak seçimle işbaşına gelen iradeyi kanı canı pahasına korudu.
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat askeri darbeler ve girişimlerine baktığımızda 15 Temmuz gecesi Türkiye için yeni bir milattır ve ülkenin çok ciddi bir sürece girdiğine işarettir.
Türkiye halkı TRT'den duyduğu darbe bildirisinin ardından genci ihtiyarı, kadını erkeği ile birlikte sokaklara çıkarak darbeci askerin karşısına dikildi. Seçmen, sandıktaki oyuna sahip çıktı. Kritik günlerde sabahlara kadar sokaklarda emniyet binalarının önünde uyumayı tercih etti.
Tarihinde ilk kez kendi çocuklarını canlı yayında Ortadoğu'nun diktatör liderleri gibi tank ve makineli tüfeklerle katleden asker görüntülerine şahit olduk. Geçmiş darbe dönemlerinde görmediğimiz korkunç olaylar yaşadık. Meclis, MİT, Cumhurbaşkanlık Külliyesi gibi devletin kurumları ve halk, devletin ordusunun içindeki bir grup tarafından saldırıya uğradı. İnsanların üzerine tanklar sürüldü. Uçaklar ve helikopterlerden açılan ateşlerle insanlar katledildi. Buna rağmen halk darbecilere karşı teslim olmadı.
O gece doğum yapmak üzere olan eşini annesine bırakıp kilometrelerce ötedeki havalimanına yürüyenlerle birlikte çocuğunu, eşini, anne ve babasını yanına alarak sokağa çıkanlara rastladık. Birçok sivil toplum örgütü, medya, siyasi partiler “bu darbeyi kabul etmiyoruz” açıklamaları yaparak 15 Temmuz gecesinin karanlık yüzünü aydınlığa çıkarmaya vesile oldular. Darbe girişimine karşı toplumun birçok kesimi pasif veya aktif olarak tavrını ortaya koydu. O gecenin gerçek kahramanları olan polis ve sivil şehitlerimizi asla unutmayacağız.
Türkiye o geceye halkın iradesiyle yenilmeyerek büyük bir tehlikenin eşiğinden döndü. Karanlık geceden gündüz, sabaha döndük çok şükür. Bundan sonraki süreçte yapmamız gereken en önemli şey liyakat, adalet, özgürlük çerçevesinde birbirimizi ötekileştirmeden hak, hukuk, insani değerler ölçüsünde dürüst sağlam ilişkiler geliştirmektir.
Allah bir daha böyle bir gece yaşatmasın bu millete.. Hayatını kaybeden kardeşlerimizin mekanı cennet olsun.
