DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

Bayramlar

2010-11-19 10:41:54
Hızlı geçen ömrün işaret taşlarıdır, bayramlar...
Hele de kurban bayramları...
Ayrı bir anlamı, farklı bir derinliği var. Özünde “yardımlaşma” bulunduğu için midir nedir, sanki daha bir heyecanla kutlanır.
Hele bir de çocuksanız...
Bir de çocukluğunuz, benim gibi, şirin bir köyde geçiyorsa...
Çocukluğum bir köyde geçti. Geçmedi aslında, köyümde yaşıyor tüm tazeliğiyle. Ve her yıl bendeniz, çocukluğumla buluşmak üzere köyüme gidiyorum.
Bu bayram da niyetlenmiştim, fakat yolların durumu malum. Cesaret edemedim.
Gidebilseydim, hasretimi yapraklarındaki şebnemlerde saklayan kızılağaçların altında gölgelenir, aradan geçen bunca seneye rağmen diri kalabilen hasretime şaştıkça şaşardım.
Şebnemler, hasret dolu hatıraları uzatırdı kollarıma: Çocuksu heyecanları yeniden yaşardım...
Çok gerilerde kaldığını sandığı çocuksu heyecanları yeniden yaşamak, sonsuz bir haz verir insana. Dünden güne gelen zamanın her kavşağında dikili taşlara kazılı kitabelerde kendinizi okumaya çalışırsınız. Ömür takviminin her silik satırı yüreğinizde ürperir.
Köyümde attığım her adım, çocukluğumun bayramlarına taşır beni.
İşte rahmetli anacığımın kucağında kim bilir kaç kez çıktığım kaldırımlar. (Asfalt olmuştur)
İşte Maksut Hoca’nın minare yerine kullandığı kiraz ağacının yeri (çoktan kesilip yakılmış, yeri bile betonlanmıştır)...
İşte saklambaç oynarken, varlığımı sır perdesine sarıp sarmalayan otluk. (yerine iki katlı beyaz badanalı bir ev dikilmiştir)...
İşte babamın buruşuk kravatını takıp gittiğim son bayram yeri...
İşte çift sürdüğüm tarla (önce çay ekilmiş, sonra da parsellenip satılmıştır)...
İşte hatıraların yüreğimde yumak yumak olduğu ilkokulum...
Ve her milli bayramda altı delik lastik ayakkabılarımı vura vura “cumhuriyet/hürriyet” şiirleri okuduğum giriş kapısı...
Karşımda Başöğretmenim Hikmet Beyin hayali:
“Çocuklar” diyor, “bayramınız kutlu olsun!”
Neden “mübarek olsun” yerine “kutlu olsun” demeyi tercih ettiğini bir kez daha anlamaya çalışıyorum.
Hayat girift, ama kısa bir mektup aslında...
Çabucak okunuyor, fakat çabucak kavranamıyor, özüne kolaylıkla ulaşılamıyor.
Hayatın özüne ulaşıncaya kadar yalpalıyor, insan... Her mükemmele bir “tesadüf” kulpu takıyor.
İlk bakışta “tesadüf” gibi görünen kimi olguların, aslında tüm ayrıntıları hesaplanmış ince bir plân olduğu gerçeğine ulaşıncaya kadar yalpalayan gençliğimin bir bölümüne yüreğim hâlâ yanar.
Nihayet ekolojik dengede kendini açığa vuran Ezeliyet sırrının tesadüflerle örülmüş değil, derin bir ilim ve hikmetle oldurulmuş fevkalâdelikler olduğunu fark ettim. Hayatın sırrı çözülür gibi oldu. Yaradılışın özündeki mucizeyi gördüm: Meğer hayat zincirleme yardımlaşma imiş...
Hayatı, “salt mücadele” sayan anlayışın beyninize ve yüreğinize pompaladığı “iç savaş”lar, bunu fark edince, biter. Kâinattaki mânâsızlıklar, mânâya kavuşur.
İnsan olarak yaratıldığınıza, şükretme ihtiyacı duyarsınız.
Bayramlar bu gerçekleri idrak için de önemli fırsatlardır.
Tekrar mübarek olsun!
Görüş Bildir Bizimle Paylaş