Mısırlı kahramanlara selam (1)
Cuma günü yani 09.09.2011’de başını Mısırlı gençlerin çektiği ve adına milyonluk gösteri verdikleri gösterilerde Mısırlılar bazı talepler için yeniden sokakları doldurdu. Talepleri ağırlıklı olarak askeri idarenin yönetimi sivil idareye terk etmesi, askeri mahkemelerde sivillerin yargılanmasının ortadan kaldırılmasını, sivil mahkemelerin suçlular hakkında daha etkin ve sonuç alıcı çalışması (Mübarek ve çevresini korumaması ), hükümetin eski yönetimin kalıntılarından temizlenmesi ile ilgiliydi. Cuma namazı çıkışında başlayan gösteriler, Akşam beşe kadar göstericilerin dağılmasıyla gösterici kitlenin bir kolu üniversite köprüsüne yöneldi. Oradan da İsrail Büyükelçiliği’nin olduğu binaya gitti. Mübarek sonrası halkın İsrail’e karşı birikmiş olan nefreti burada o gece durdurulamayan bir bombaya dönüştü. Emniyet güçlerinin sayıları onbinlerle ifade edilen bu kadar büyük bir kalabalığı dağıtmaları beklenemezdi.
Bir yazımda yazmıştım. Düşmanları karşısında halkını korumayan, halktan ve askerlerden öldürülenlerin hesabını sormayan devlet yöneticileri ve ordu yöneticilerinin halk nezdinde hiçbir kıymeti harbiyesi olmayacaktır. Bundan sonra halk, düşmana doğru yürüyecek, ordular arkasından gelecek. Gelmek zorunda kalacak. Gelmezse sonları Hüsnü Mübarek gibi olacak.
Gazze Açıkhava hapishanesinin yerine geçecek olan İsrail
Mısırlı gençler Kahire’de İsrail Büyükelçiliğine ikinci defa saldırdı. Bu defa çok daha kararlı ve organizeli bir şekilde saldırdılar. Büyükelçiliğin önünde geçen hafta inşa edilen 200 metrelik büyük duvarı yıkarak elçiliğe hızla çıktılar. Elçiliğe çıkanların anlattıklarına göre, elçiliğin 18. katında elçiliğin şu ana kadar Mısır’da çevirdiği dolaplarla ilgili zengin bir arşiv ele geçirmişler. Bu arşivin bir kısmının gençlerin eline geçtiğini öğrendik. Bu belgeler önümüzdeki günlerde Mısır sokaklarını yeniden hareketlendirecek kadar önemli bilgiler içeriyor. Elçilikte ele geçen belgelerde, hangi devlet yetkilisinin İsrail adına ne tür hizmette kullanıldığı ile ilgili bilgiler de olduğu söyleniyor. Şayet bunlar doğruysa Mısır halkı Mübarek döneminin karanlık ve gizli yüzünü biraz daha yakından tanıyacak. Şu anda eski rejimin yöneticilerinin davaları mahkemelerde sürdüğünü göz önünde bulundurursak, bu davaları doğrudan etkileyecek derecede önemli belgeler ele geçirilmiştir diye düşünüyorum.
Genç Mısırlılar 21 ve 22. katlarda bulunan İsrail Büyükelçiliği’ne çıkarak elçiliği bir müddet işgal etmeyi başardı. Büyükelçi ve çalışanları korkularından elçiliği çok önceden terk etmişti. Elçilik boştu. Büyükelçinin Kahire’de bilinmeyen bir yerde elçilik görevini sürdürdüğü biliniyordu. Cuma olayları başladığı zaman, elçi ve mahiyetinde bulunanlar ancak Mısır komandolarının yardımıyla Mısır’dan kaçabildi. Cuma günü yani olayların başladığı günün sabahı İsrail’den bir heyet gelerek, bir ay önce İsrail Mısır sınırında öldürülen 5 Mısırlı askerin durumu ile Mısır İsrail ilişkisi üzerinde görüşmelere başlamışlardı.
Bu olayların nedeni, 5 askerin İsraillilerce şehit edilmesi olamaz. Olsa olsa bardağı taşıran son damla olabilir. Gazze’de öldürülen Müslümanlara karşı Mısırlıların Mübarek yönetimince elleri kolları bağlanması onların çok ağrına gitti. Gazzeliler sınırdaki Mısır kasabalarıyla akrabadırlar. Beş askerin İsrailliler tarafından şehit edilmesinden sonra baz büyük Mısır alimleri Mısır topraklarında Yahudilerin ve Büyükelçinin öldürülmesinin vacip olduğuna dair fetva yayınlamışlardı. Bunun üzerine ülkeyi yöneten askerler, Mısır’da yaşan Yahudi turistleri koruyamayacaklarına dair açıklama yapmak zorunda kaldı. Askerlerin açıklamalarından sonra 24 saat içinde Sina Yarımadası’ndaki Yahudiler ülkelerine dönmek zorunda kaldı.
Mısırlı kardeşlerimiz Hüsnü Mübarek’i def ettikten sonra Siyonist İsrail ve onun temsilcilerini de Mısır’dan def etmek için ayaklandılar. Mısır halkı, İsrailliler ve kardeşleri Hüsnü Mübarek ile yıkıma götürdükleri Mısır’ı yeniden şerefli ve güçlü bir ülke haline getirmek için, ikinci kamburları olan İsrail’den de kurtulmaları gerektiğini iyi biliyorlar.
İsrail ve Batılıların Hüsnü Mübarek ile birlikte Mısır’da çevirdikleri dümenlerin hangisini ele alalım ki?
Mısır’daki ağır sanayi fabrikalarının bir bir ayak oyunlarıyla kapatılması ve Mısırlıların ağır sanayi ile harp sanayinde tecrübe sahibi olmalarını engellenmesi ( Özellikle 28 Şubat döneminden yakın zamana kadar Türkiye’de de harp sanayinin gelişmesini önlemeye çalışan bir şebeke şu anda mahkeme önünde. ).
Her yıl Mısır İsrail sınırında onlarca Mısırlı askerin öldürülmesi…
Mısır ziraatının yok edilmesi.
Zirai bölgelere kanser ve değişik hastalıklar yapan mikrop ve kimyasalların bilinçli ve planlı bir şekilde dökülmesi. Bu işi Ziraat Bakanı ile birlikte yapmaları,
İsrail’e doğalgazın Mısır halkına satılandan çok çok daha ucuza satılması,
Mısır halkının fakirleştirilmesi, zillet içinde yaşamalarını sağlamak için Hüsnü Mübarek gibi adamları korumaları.
Adamları Mübarek’in yardımıyla Mısır’ın laikleştirilmesi.
El-Ezher Üniversitesinin ve ulemasının itibarsızlaştırılması.
İnşaallah ileride bu başlıkları daha geniş ele almaya çalışacağım.